MHP NEYİN PEŞİNDE?

Başlıktaki soruya cevap verebilmek için önce somut verilere bakmamız lazım. Sanık, tanık ve olayla ilgili belgeler olmadan mahkeme karar veremez.

1-MHP tarafından 22 Ekim’de Öcalan’a çağrı yapılmış, yapılan çağrıda; “Gelsin Meclis’te PKK’nın silah bıraktığını açıklasın” denilmişti. Sert tepkiler üzerine geri adım attığı anlaşılan Bahçeli bu defa “İmralı ile yüz yüze temas gecikmeksizin yapılsın” diyerek kendince geliştirdiği stratejiyi sürdürdü. Bunun üzerine DEM Parti Eşbaşkanı Tuncer Bakırhan; “Bahçeli ile aklımız aynı işliyor” diyerek geciktirmeden Adalet Bakanlığı’na görüşme talebini bir dilekçe ile bildirdi.

2-MHP’nin grup toplantısında DEM’e (eş anlamlı olarak ortağı iktidara) yaptığı çağrı ile aynı gündeme denk gelen önemli bir gelişme yaşandı. Millî Savunma Bakanlığının bütçe görüşmeleri kapsamında açıklamalarda bulunan Bakan Yaşar Güler, “Yapılan operasyonlarla artık Zap’ta kilit kapanmıştır” dedi. Bunun anlamı Irak’ta istenen hedefe ulaşıldığı, PKK’nın bölgede büsbütün etkisizleştirildiği idi.

3-MHP, Öcalan ve DEM üzerinden toplumu ters köşe yapacak açıklamalar yapıp tüm dikkatleri kendi üzerine toplarken, Cumhur ortağının devlet yetkilerini elinde bulunduran ve iktidar olan büyük ortağı hiç ses çıkarmıyor. Sanki duymuyor, görmüyor, bilmiyor gibi.

MHP’ye sessiz ancak onlar kendi yolunda MHP’nin söylemlerinin tersine tersine işler yaparak eş değer ses çıkarıyor. Bu durumu kimi yorumcular, “Havuç-sopa” yöntemi olarak yorumluyor.

Şimdi önümüzde duran bu verilere, topluca birlikte bakarsak, zihnimizde bir analiz-çözümleme (tahlil-münakaşa) yaptığımızda ortaya ne çıkar?

Milli savunma Bakanı’nın verdiği bilgelere göre eğer “Zap’ta kilidi kapattıysak” PKK’yı Türkiye sınırlarının çok ötesine itmiş olmaz mıyız? Eğer bunu yaptıysak aynı zamanda terör tehlikesini ülkemizden çok uzaklara iterek sınırlarımızı güvenli hale getirmiş olmaz mıyız?

Herhalde oluruz.

Öyle ise Öcalan neden meclise gelsin de konuşsun? Yahut DEM’liler niçin eski PKK liderine gitsin de Türkiye’ye barış getirmiş olsun?

Binlerce insanımızın canına, ülkemizin milli ekonomisine, Türk toplumunun milli bütünlüğüne, halkımızın refahına, ülkenin gelişip büyümesine büyük zararlar vermiş olan terörist başı, bize nasıl bir kurtarıcı olacak? Pençe-kilit operasyonlarıyla canına okuduğumuz PKK’ya ne diyecek de Türkiye’yi mutlu edecek?

Bu soruların cevabını bilemiyoruz. Çünkü iktidarın küçük ortağının yürüttüğü politika sert, haşin, sivri dilli, aynı zamanda pek çok sorunun, milli endişelerimizin cevabına izin vermeyen müphem bir hali yansıtıyor. İktidar sessiz, küçük ortak sert.

Hedefi nedir?

Bir planı var mı? Varsa bu, kendileri dışında hiç kimsenin bilmemesini gerektirecek gizlilikte mi? Eğer öyle ise bütün ülkenin iyiliğine yapılacak bir işi neden herkes bilmiyor?

Soru çok.

İşin doğrusu devlet aklı böyle çalışmaz. Dünyanın hiçbir ülkesinde terör sorunu, bunların yaptığı gibi etrafa bağırıp azarlayarak çözülmüş de değil. İktidar-muhalefet, devletin kurumsal yapısı içinde, hukuki normlara bağlı kalarak, sahip oldukları ülkenin geleceği adına, devletin stratejik kurumlarıyla iş birliği içinde, nitelikli bir plana dayalı olarak, belirli aşamalarla sorunu çözerler. Gürültü patırtı ile terör sorununu çözen bir devlet veya hükümet yok.

Öyle ise bunların yaptığı neyin nesi?

1-Terörist başına yaptırılacak birkaç açıklama ile herkesin hoşuna gidecek söz söyleterek, özgürlüğünün önünü açmak olabilir.

2-Başta iktidarın kayyum atamaları olmak üzere, bundan sonra yapacağı her türlü engellemeler ve yeni kayyumların yanında, başarılarıyla halkı memnun eden büyük şehir belediyelerine yaptığı/ yapacağı engellemelerin, baskı ve yıldırmaların doğuracağı kamuoyu algısını, halkın dikkatini dağıtacak olay ve gelişmelere çekmek ve böylece zihin karmaşası yaratarak siyasal ortamı sisle kapatmak. Ortama düşen sisin etkisiyle halkın her şeyi görmesinin önüne geçmek.

3-DEM’e, Öcalan üzerinden küçük tavizler vererek yapılacak anayasa değişikliği ile Erdoğan’ın yeniden aday olabileceği zemini yaratmak.

Eğer asıl umulan, eski PKK kurucusu ve Genel Başkanı, hükümlü Abdullah Öcalan’ın “Türkiye’yi kurtaracağı” ise…

Gerisini lütfen siz yorumlayın.

Yazarın Diğer Yazıları