Öcalan’a maaş da bağlanabilecektir!
Tayyip Erdoğan, AKP Genel Başkanı olarak parti grubunda, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü başı Abdullah Öcalan’a yaptığı “Meclis’e gelip Dem Parti grubunda konuşsun, terör örgütünü lağvettiğini açıklasın” çağrısı hakkında açıklamalar yaptı.
Bahçeli, çağrısını, “Dem Partililer, İmralı’ya giderek Öcalan ile görüşsün”e çevirdi ama Erdoğan yine de “Milletimizin 15 Temmuz gecesi hainlere verdiği direnişle kurduğu bu ittifak nice badirelerden geçerek bu günlere geldi. MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli'nin yaptığı cesur çağrı cumhur ittifakına şaşı bakanların iştahını kabarttı. Yine hüsrana uğradılar. 14 Kasım'daki görüşme dahil her istişaremizde pek çok konuyu samimiyetle ele alıyoruz. Ülke ve millet hayrına olan her meselede Sayın Bahçeli ile tam mutabakat halindeyiz. Çağrısına ortağız. Sayın Bahçeli cesur ve ezberleri bozan teklif ortaya koydu. Biz de cumhurbaşkanı olarak bu meseleyi siyasi, bölgesel sonuçları ile tüm yönleri ile ele alıyoruz. Hiçbir detayı atlamadan devlet ciddiyeti ile büyük hassasiyet ile yürütüyoruz. Kumarbazlar gibi el artırıyorum diyerek değil titizlik ve soğukkanlılıkla yapıyoruz. Türkler ile Kürtler arasına örülen terör duvarını yıkıp atacağız. Evlatlarımıza terör destekli siyasetin olmadığı bir Türkiye teslim edeceğiz. Bu hedefimizde samimiyiz kararlıyız. Kimleri arkalarına alırlarsa alsınlar sınırlarımızda bir terör yapısı kurulmasına izin vermeyeceğiz. Bunları yaparken ülkemizi terör yanlışından kalıcı olarak kurtaracak alternatifleri gündemimizde tutacağız. Terörsüz Türkiye idealini inşallah gerçekleştireceğiz.” dedi...
***
Erdoğan, AKP-MHP ittifakının 15 Temmuz 2016’dan sonra kurulduğunu söyledi ama Bahçeli’nin “3 Kasım’da erken seçim” diyerek 2002 yılında AKP iktidarını başlattığını, Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olmasını Bahçeli’nin sağladığını, 15 Temmuz’dan sonra ise Anayasa’nın Tayyip Erdoğan’a uydurulması sürecini Bahçeli’nin yönettiğini hatırlarsak, 2002 yılından 2016’ya kadar da örtülü bir ittifakın mevut olduğunu söyleyebiliriz.
Son olarak Erdoğan’ın dördüncü defa Cumhurbaşkanı seçilmesi için de yine Bahçeli’nin gerekli değişikliklerden bahsettiğini de bu tabloya ekleyelim...
***
Öcalan konusuna gelince...
Yakalanıp getirilirken, Türk hava sahasına girildiğinde bir Özel Kuvvetler subayının "Abdullah Öcalan, memlekete hoş geldin" sözlerine, "Ben ülkemi severim. Annem de Türk'tü. Bir hizmet imkânım olursa yaparım. Onun dışında bana bir şey söylemeyin. Hizmet gerekirse yaparım. Türkiye'ye dönünce hizmet edeceğim. Fırsat verirseniz, hizmet ederim." diye cevap veren Abdullah Öcalan, İmralı’da Albay Hasan Atilla Uğur tarafından sorgulanırken de "Hiçbir milliyetçi Türk hatta kendini benden daha iyi Türk saymasın. Benim ilk üyeliğim Ülkü Ocakları'nadır, Daha önce Ülkü Ocakları'na hem de Komünizmle Mücadele Derneği'nin seminerlerine gidiyordum. Büyük Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne hizmet etmek acılarımı biraz olsun hafifletecektir. Türk ulusu ağacın asıl köküdür. Kürtler büyük bir daldır. Doğu'daki halkın cumhuriyetin taze kanı haline getirilmesi söz konusu... Devlet bana hizmet imkânı versin, inanılmaz girişimler ortaya çıkacak. Milyonlarca insanın gücünü (Kürtlerin) ilaç gibi kullanacağız diyorum tekrar... Amerika’nın bütün meselesi, Barzani ve Talabani’yi devlet haline getirmektir. Asıl prensleri Barzani’dir, aynı İsrail’in prensi olduğu gibi. Talabani ve Barzani maşadır. Şimdi benim durumumdan sonra Amerika’nın en büyük yatırımı bunlara olacak ve Türkiye için tehdit bana göre daha da büyüyecektir. Bunların oyunlarını boşa çıkarmak için ben hizmete hazırım, örgütü sizin uygun göreceğiniz şekilde bunların üstüne yöneltebilirim." gibi söylemlerde bulunmuştur.
***
Açıkça görüldüğü gibi Öcalan, “vatana hizmet”ten bahsetmektedir! Öcalan, “sınırlarımızda bir terör yapısının kurulması”nı önlerse, yani vatana bu hizmeti yaparsa, “umut hakkından yararlanabilecektir” imkânı şöyle dursun, 3292 sayılı “Vatani Hizmet Tertibinden Aylık Bağlanması Hakkında Kanun” gereği, kendisine maaş da bağlanabilecektir!
“Vatana hizmet etmenin karşılığı kuru bir maaş mıdır? İmralı’da tutmak, kaç maaşa denk geliyor?” diye sorulabilir... Öcalan da zaten, “Benim için en güvenli yer İmralı’dır” demektedir ama ilgili kanuna göre “Türkiye Cumhuriyeti yararına menfaat gözetmeksizin hizmet edenlere” Cumhurbaşkanlığı kararıyla aylık bağlanabilmektedir.
Öcalan böylece bu maaşla, Mehmet Uçum’un dediği gibi “şehit aileleriyle” ayda bir “kahvaltı” da yapabilecektir!
“Bu yazı kara mizahtır” diyeceksiniz; doğru ama Öcalan’ın Meclis’te konuşma yapması nedir?