TÜSİAD'a cevapta geç kaldınız!
TÜSİAD iktidara tavrını koydu. Şimdi Saray''ın uzantısı MÜSİAD ne yapacak? Karşı bildiri yayınlayacak mı?
TÜSİAD "Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği"nin, MÜSİAD ise "Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği"nin kısaltılmışı.
Kimileri MÜSİAD''daki M''nin "Müstakil"in değil "Müslüman"ın kısaltılmışı, der.
Biliyorsunuz, yeni moda çıktı... "İş adamları" denmeyecek. Ya denecek? "İş insanları".
TÜSİAD''cılar akılları sıra işgüzarlık yaptılar. Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği''ndeki "adamları" çıkardılar, "insanları" yaptılar. Ama kısaltılmışını "TÜSİİD" yapmadılar. (Muhtemelen "Bize kızanlar ''TÜSİİD'' derken sondaki harfi T''ye dönüştürürler." diye aynen bırakmışlardır!)
"Adam", erkeği akla getiriyormuş. Onun için kadını da içine alan "insan" kullanılmalıymış. İnsanın ruhuna işlemiş "eser"e bile "yapıt" diyen ("çaput" der gibi yapıt!) uydurukçacılarımız delileniyordur şimdi. "Arapçadan gelme "adam"ı kaldırdılar, yine Arapça bir kelimeyi, "insan"ı, koydular. Yazıklar olsun!" diyorlardır. ("İnsan"ın çokluğu "nâs"tır. Kur''ân-ı Kerîm''de 240 yerde geçer. Öz Türkçeciler, ne kadar işlek olursa olsun asıl Arapça ve Farsçaya kelimelerin yerine, "Türkçe" kelime uydurmak istemişlerdir. Bu tavrın Kur''ân''a karşı olmadığını kimse söyleyemez. "İslâmcı" yazar çizerlerimiz de, uydurukçacıları hâkim zihniyet gördükleri için peşlerinden giderler, masa başı üretilen kelimeleri kullanırlar. Ömer Asım Aksoy''dan, Emir Özdemir''den masa başında nasıl kelime uydurduklarını bizzat dinlediğimi tekrar hatırlatayım.)
İlk insan "Âdem"den gelme "adam" yetişkin insan için kullanılır ve "kadın"ı da içine alır.
Dil meselesinde bunları yazdım. İstemiyorsanız hepsine birden "iş insanı", "bilim insanı" diyeceğinize "iş kadını", "bilim kadını" deyin!
TÜSİAD''cılar zaman zaman iktidardakilerle karşı karşıya gelmişlerdir. Uzun zamandır atışmıyorlardı. Demek ki, artık gidici gördüler, tavırlarını netleştirdiler. (İktidarın düşüş sath-ı mailinde 18 Ekim 2021''i milât görebilir miyiz? Biliyorsunuz. K. Kılıçdaroğlu bürokratlar için "18 Ekim''den itibaren kanunlara uymazsanız sorgulanırsınız." dedi.)
TÜSİAD, 19 Ekim 2021''de Yüksek İstişare Konseyi''ni topladı. Toplantıya ünlü iktisatçı Prof. Dr. Daron Acemoğlu da davet edilmişti. Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜSİAD''ın yönetim kurulu başkanı Simone Kaslowski''nin şu sözleri herhâlde Saray''ın fena hâlde canını sıkmıştır:
"Cumhuriyeti kuran kadrolar yıkılan bir İmparatorluğun yarattığı travmayı aşıp, yerine o günün ileri ülkelerinin eşiti olacak bir ulus-devlet koyma projesine giriştiler. (…) Cumhuriyet rejiminin harcını oluşturan, bugün de demokratik bir rejimin ve barış içinde bir toplumsal yaşamın olmazsa olmaz koşulu sayılması gereken ilke, laiklik idi. / Laiklik din ve vicdan özgürlüğünün güvencesidir. Laiklik ilkesini özümsememiş bir toplumda eşit vatandaşlık kavramının ve bilincinin yerleşmesi çok zordur. Hatta imkansızdır."
S. Kaslowski, 2000-2007 arasını övüyor, sonrasını yeriyor:
"Ne var ki 13 yıl sonra kişi başına gelirimiz 2007 seviyesinin dahi altına düştü. Çalışabilen nüfusumuzun iş gücüne katılım oranı ancak %50-55 civarında takılı kalıyor. Bugün işgücü piyasasında, en geniş tanımlı işsizlik oranımız %22 gibi oldukça yüksek bir seviyede, Dünya Adalet Projesi hukukun üstünlüğü endeksinde 139 ülke içinde 117. sıradayız."
S. Kaslowski, ayrıca; hukukun üstünlüğünü, siyasette ötekileştirme, ayrımcılık ve nefretle mücadele edilmesini, kuvvetler ayrılığının güçlendirilmesini vurguluyor.
TÜSİAD bir muadil olarak, sözü Saray''a bırakmadan tavrını koyacaktır herhâlde! Daha önce çok sert açıklamaları olmuştu.