'Türkiye'nin Rotası'

Laikliğin tartışıldığı ve hâliyle İslâmın yorumlandığı bugünlerde, iki kitap üzerinde duracağım.

Hakan Paksoy, "Türkiye''nin Rotası" (Pankuş Yayınları, 279 s.), Cemil Kılıç''ın, "Cami ve Siyaset" (Kırmızıkedi Yayınları, 201 s.) kitapları.

Hakan Paksoy, Millî Düşünce Merkezi Genel Başkan Yardımcısı''dır.

Cemil Kılıç İstanbul Fatih''te Atatürkçü Düşünce Derneği''nin şubesinin kurucularındandır.

Hakan Paksoy, "Türkiye''nin Rotası''nda, kitabının "Millî Düşünce Merkezi ve onun stratejik araştırma merkezi MİSAK''ta çıkan yazılarının bir araya gelmesi"yle ortaya çıktığını belirtiyor. Eserin "Sunuş"unu yazan Prof. Dr. Konuralp Ercilasun, "Şu an elinizde günün tarihini tutuyorsunuz. Hakan Paksoy tarafından kaleme alınan bu kitap adından da anlaşılacağı gibi Türkiye''nin götürülmek istendiği rotayı deşifre ediyor. ''Türkiye''nin Rotası''; yıllara yayılan olayları, yazarın derin bir düşünce sistematiği ile incelemesinin ürünü olarak karşımıza çıkıyor." diyor.

İlk gençlik yıllarından beri Türkiye''nin meselelerine kafa yoran Hakan Paksoy, engin tecrübesiyle teşhisi koyuyor: "Türkiye''nin rotası gerek içeride ve gerek dışarıda başka bir istikamete çevrilmeye çalışılmakta, ideolojik bir hedefe yöneltilmek istenmektedir. / Dış politikada da tercihler, içeride olduğu gibi ideolojik etnikçi ve mezhepçi yaklaşımla tespit edilmektedir."

Hakan Paksoy''un kitapta yer alan ilk yazısının başlığı: "Muhafazakâr Demokrasi ve Din".

Din adına nizam vermek isteyenlerin nasıl günaha girdiğini Bakara suresinin 119. ve Şûrâ suresinin 48. ayetiyle hatırlatıyor ve şu yorumu getiriyor: "''Benim inancım ve imanım'' ya da ''Benim ideolojim böyle emrediyor.'' gibi gerekçeler geçerli, haklı ve doğru olamaz. İslam dini buna cevaz vermemektedir. Aksi takdirde dinin haram ya da yasak kıldığı her hususta düzenleme mecburiyeti ortaya çıkacak­tır, bu da Cenab-ı Allah''ın hiç hoşuna gitmeyecektir. / Laiklik de bu olsa gerekir."

*

Cemil Kılıç, "Cami ve Siyaset" kitabında köşeli hat çiziyor. Vereceğim birkaç ara başlık öyle tahmin ediyorum ki, sizde büyük merak uyandıracaktır:

Cami ve Bölücülük / Türkiye''de Cuma Namazı Kılınır mı? / Çamlıca Camii''nde Namaz Kabul Olunur mu? / Cumhurbaşkanına Birkaç Soru / Türkiye''de Cemaatler ve Devlet İlişkisi Üzerine / Neden Deizm, Ne Kadar Deist / Eğitimde Laiklik / Dinsel Dersler ve Kur''an''la Aldatmanın Eğitim Boyutu Hakkında Birkaç Söz / İslam Bir İtaat Dini Değil Haksızlığa İsyan Dinidir..."

R. T. Erdoğan, şanım yürüsün, padişahlar nasıl cami yaptırdılarsa ben de öyle cami yaptıracağım diyerek, tabiatın tam ortasına, Çamlıca yamacına bir "ibadet" binası diktirdi.

Cemil Kılıç, bir ilâhiyatçı olarak, "Çamlıca Camii''nde namaz kabul olunur mu?" diye soruyor ve cevabını veriyor:

"Çamlıca Tepesi''ne yapılan bina bir İslam mabedi midir? Yoksa başka bir şey midir? / Mesela şirk dininin bir tapmağı olabilir mi?... / Doğru yanıt için kaynağımız Kur''an olmalıdır. / Öncelikle bir yerin İslam mabedi olarak kabul edilebil­mesi için Kur''an''a göre orada takva olmak zorundadır. / Peki, Çamlıca Camii''nde takva görebiliyor musunuz? / Tam tersine ben o camide takva değil, kibir görüyorum, şatafat görüyorum, güç gösterisi ve meydan okuma görüyo­rum. / Kibrin göstergesi şu ki, İstanbul''un en yüksek tepesine ya­pılıyor. Şimdi ey okuyucu, kalbine sor bakalım; Çamlıca Camii''ndi namaza duracak mısın?"

Yazarın Diğer Yazıları