Türkiye'nin AİHM karnesi
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2017 yılı istatistikleri Mahkeme Başkanı Guido Raimondi tarafından aybaşında açıkladı. İstatistikler, Türkiye'yi 2017 yılında AİHM önünde hakkında en fazla "dava başvurusu" olan üçüncü ülke olarak tanımladı.
Şaşırtıcı değil. Zira Türkiye olarak 59 yıllık AİHM'sindeki tarihimiz ne yazık ki pek parlak değil. Önce sicilimize şöyle bir bakalım sonra 2017 yılını değerlendirelim…
Türkiye, 1959'dan itibaren işleyen AİHM sistemine 1987 yılında katıldı ve bu tarihten 2017 yılı sonuna kadar hakkında en çok karar verilen ülke oldu. Hakkında çıkan 3 bin 386 kararın 2 bin 988'inde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi(AİHS)'nin en az bir maddesini ihlal ettiğine; sadece 77 kararda hiç ihlal bulunmadığına hükmedilmiş.
Bir kararda birden fazla maddenin ihlal edildiğine hükmedilebildiğinden dolayı, Türkiye'nin 2 bin 988 kararda yaptığı toplam ihlal sayısı 4 bin 640.
Ne mutlu ki 1998 yılında Rusya, AİHM'e bireysel başvuruya katıldı ve bize, ihlal konusunda güçlü bir rakip çıktı. Hatta 2012'de yıllık ihlal sıralamalarındaki birinciliği elimizden aldı. Ama toplamda hala bizi geçemedi; 2 bin 127 mahkûmiyet kararıyla Rusya, Türkiye'nin gerisinde yer alıyor. Üçüncülük ise bin 819 ihlal kararıyla İtalya'nın.
Peki, bu istatistikler neden önemli? Çünkü ülkemizde yapılan hak ihlallerinin hangi alanlarda yoğunlaştığını, yani hangi hakkımızın gasp edildiğini ve diğer dünya vatandaşlarına oranla ne kadar haksızlığa uğradığımızı bizlere gösteriyor. Mesela en çok ihlal edilen haklarımız neler bir bakalım…
Birinci sırada 878 ihlalle AİHM'in altıncı maddesinde düzenlenen "Adil yargılanma hakkı" ihlalleri geliyor. Tutuklama esaslarına dair "Özgürlük ve güvenlik hakkı" başlıklı beşinci madde, 726 ihlal ile en çok ihlal verilen ikinci kategori. Burada haksız veya usule uygun olmayan tutuklamalar ve uzun tutukluluk sürelerimizle hayli düşük not aldığımızı görmüş oluyoruz.
"Mülkiyetin korunması hakkı"na ilişkin ek madde çoğunluğu kamulaştırmadan kaynaklı olarak 657 defa ihlal edilmiş. Yine altıncı madde kapsamındaki "Soruşturma ve yargılamaların uzun sürmesi" ise, dördüncü sırada 586 ihlal ile yer alıyor.
Eğer avunacağımız bir şey yok mu hiç derseniz; "Aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı", "Evlenme hakkı" ve "Kölelik ve zorla çalıştırma yasağı"na aykırılıktan hiç ihlal kararı çıkmamış Türkiye'ye.
2017 İstatistikleri ve Türkiye
Gelelim 2017'ye… 2018'in ocak başı itibarıyla AİHM gündeminde 47 Avrupa Konseyi üyesi ülkeden yapılan toplam 56 bin 250 dava başvurusu mevcut. Hakkında en fazla dava başvurusu bulunan ülkeler ise sırasıyla Romanya, Rusya, Türkiye ve Ukrayna. Hatta bu ülkeler AİHM'nin toplam iş yükünün yarısından fazlasını kaplıyor.
Mahkeme, 2017 yılında toplam bin 68 karar yayımladı. Rusya'dan sonra sözleşmeyi en çok "ihlal eden" ikinci ülke olarak göze çarpan Türkiye'nin, hakkında açıklanan 116 kararın 99'unda AİHS'ni ihlal ettiğine hükmedildi. Ülkede, bu yıl yapılan, hak ihlallerinin yoğunlaştığı alanlara bakacak olursak:
Türkiye, 2017 yılında en çok ihlali 46 ihlal ile "Adil yargılanma hakkı" güvencelerini barındıran altıncı maddeden vermiş. Geçtiğimiz yıl bu konuda 11 ihlal kararı verilmişken sayının bu yıl 4 katına çıkmış olması, bu konuya acil önlem alınması gerektiğini gözler önüne seriyor. Sözleşmenin "Özgürlük ve güvenlik hakkı"nı koruma altına alan maddesi, en çok ihlal edilen ikinci madde: Tam 19 ihlal mevcut.
Buraya kadar sıralama, AİHM mazimize uygun. Ancak üçüncü sırada bu yıl "İfade özgürlüğü"nü konu alan onuncu madde bulunuyor. Türkiye, 2017 yılında, ifade özgürlüğünü Avrupa Konseyi üyesi ülkeler içerisinde en fazla ihlal eden ülke oldu. AİHM, üye 47 ülkeye 44 defa ifade özgürlüğünü ihlal kararı verirken, bu ihlal kararlarının 16'sı Türkiye'ye karşı idi.
"Toplantı ve örgütlenme özgürlüğü" 9 ihlal; "soruşturma ve yargılamaların uzun sürmesi" ve "yaşam hakkı" ise 8 ihlal ile ihlale uğrayan haklarda dördüncü ve beşinci sıralarda yer alıyor.
Bu kararlar, Türkiye'de hak ihlallerindeki problemli alanların altını çiziyor. İvedilikle bu insan hakkı ihlallerinin yoğunlaştığı konulara yönelmeli ve çözümlemeliyiz.
Gazeteciler Şahin Alpay ve Mehmet Altan hakkında Anayasa Mahkemesi tarafından verilen hak ihlali kararına rağmen yerel mahkemelerin tutukluluğun devamına hükmetmesi ile önümüzdeki ay içerisinde AİHM'in vereceği karara çevrildi gözlerimiz. Bakalım Türk Yargı sisteminin, AİHM'deki notu bu defa ne alacak…