Teröristleri ayırmayın!

Darbecilere ve bölücülere hiçbir surette müsamaha gösterilemez. Darbecilerle baş ederken diğer tarafta PKK ile mücadele gevşetilemez. Mücadelede birtakım eksikliklerin olduğu görülüyor. Yeterli tedbirler demek ki alınamıyor. Şu Ak Partililer, geriye dönüp bir bakmalı ve hangi hataları işlediklerini bir bir sıralamalıdırlar. Yoksa hiçbir tedbir alamazlar ve ilanihaye bölücü yıkıcı faaliyetler sürüp gider. Öyle bir noktaya gelinir ki, ipler kopar. Hafazanallah!

R. T. Erdoğan, Fethullah Gülen örgütlenmesi için, "Bu hain örgütün gerçek yüzünü çok daha önceden ortaya dökememiş olmanın üzüntüsü içerisindeyim. Hem Rabbime, hem milletimize verecek hesabımız olduğunu biliyorum. Rabbim de milletim de bizi affetsin." demişti. Bu, geçiştirecek bir "itiraf" değildir. Sadece Fethullah Gülen örgütlenmesi için değil; PKK örgütlenmesi için de, "Bizim kusurumuz var. Bütün ikazlara rağmen, Abdullah Öcalan'ı muhatap aldık. Kandil'dekileri muhatap aldık. İmralı'da, Oslo'da, Kandil'de pazarlıklar yaptık. Sandık ki, anlaşacağız; terör duracak. Bizim açtığımız yoldan yürüdüler, cephelerini şehir içlerine taşıdılar. Şimdi bunlarla mücadele ediyoruz ama zorlanıyoruz. Allah affetsin, kusurumuz var." da diyebilmelidirler.

Ta başta: "Yürü Reis! Bu yollarda birlikte ıslanalım..." demiştim. Evet, Türkiye'ye kastedenlere karşı mücadelede Reis'le beraberiz.

24 saatte yedisi sivil 12 şehit verdik... Bu yazı çıkana kadar ne belâlarla karşılaşacağımızı, bilmiyorum.

Bir terslik var.

"Fethullahçı" kim varsa toplanıyor... Ya PKK'nın arka bahçesi? Ya cephe gerisinden bölücü unsurlara destek verenler?

İşte 1128 akademisyen... (Bu sayı sonra arttı.) Üniversitelerde Fethullah'ın "F"sini telaffuz etmiş, yolu her nasılsa, örgütçülerle kesişmiş kim varsa açığa alındı; kimi tutuklandı. Devleti açık açık katil gösteren akademisyenler ne oldu? Bir Anadolu üniversitesinin rektörünün tedbirini gördük. Bazı vakıf üniversiteleri de gereğini yaptı. Asıl merkez gösterilen Boğaziçi Üniversitesi'nde, bir hareketlenmeye rastlamadık. Mevcut rektör Gülay, ezici bir çoklukla (yüzde 86) birinci sıradan yine rektör adayı. PKK bildirisine en çok imza bu üniversiteden çıkmıştı. Ve bomba düzenekli iki otomobil de... "Hepimiz Ermeni'yiz" grubunun ağırlığı da yine BÜ'de.

R. T. Erdoğan, Olağanüstü Hâl ilân edildiği şu zamanda, Gülay'ı tekrar rektörlüğe getirecek mi? Eğer getirirse, BÜ'deki yuvalanmaya devlet onaylı devam demektir.

Bazı üniversiteler, PKK bildirisini imzalayanlara tedbir alıyor, bazıları tedbir almıyorsa, adaletsizlik var, demektir. Ya tedbiri hepsi alacak, ya hiçbiri almayacak!

PKK'nın Kandil'deki başı, tehdit savurdu, "Savaş Türkiye'ye yayılacak." dedi. Cephe gerisi gevşek tutulursa, çok can yanar.

Birbirini tamamlayan, birbirine destek çıkan darbecilere, bölücülere karşı el ele, kol kola, omuz omuza hep birlikte, her daim "nöbette" olmalıyız.

Şunu da hatırlatmalıyım... Hâlâ bazı basın yayın organlarında, PKK bildirisi için "barış bildirisi" deniyor. "Barış bildirisi" diyenler suç işliyorlar. Bildirinin mahiyetini de açıklamak mecburiyetindedirler. O zaman görürüz, PKK bildirisi mi, değil mi?

Savcılarımız uyuyorlar mı?!

Yazarın Diğer Yazıları