Suriye'de yine saldırı... Nereye kadar?!

Suriye''nin kuzeyinde El-Bab''da, ABD/PKK askerî aracımıza saldırdı. İki askerimiz şehit. (PKK''yı ABD destekliyor. Silahı o veriyor. Onun için ABD/PKK yazdım!)

Bu saldırının arkasından muhakkak bizim taraftan, mümkün olduğu kadar kabarık sayı verilerek PKK''lı teröristlerin "etkisiz" hâle getirildiği veya inlerinin başlarına yıkıldığı açıklanacak. Yıllar yılı buna alıştırdılar. Güya yüreğimiz soğuyacak. ("Etkisiz" ne demekse artık. Kaç defa yazdık... Terörist ya öldürülür ya yakalanır ya teslim alınır... Başta biri bir şey uyduruyor, arkasından sökün ediyor.)

Beşşâr''ı silin. Ne görüşülür ne konuşulur. Beşşâr''a sınırsız desteği kim veriyor? İran ve Rusya. İkisinin de Suriye ile sınırı yok. Ama bizim 911 km. sınırımız var. Suriye''deki her kıpırtı bizim tarafa esiyor. Tekrar tekrar hatırlatmaya gerek var mı? Suriye uzantımız. Hemen ötemiz Araplar, Kürtler, Türkmenler... Sınırın bu tarafı kimler? Yine aynı. İç içe geçmişiz.

Tarihî bilgilerimizi tazelersek meseleyi daha iyi anlarız. Selçukluların devlet yapısını çok kişi karıştırır. Büyük Selçuklu Devleti var. Bu devletin kolları beştir: Kirman Selçukluları, Irak Selçukluları, Horasan Selçukluları, Suriye Selçukluları, Anadolu Selçukluları... Sonra kollar ayrıldılar ve bu kollardan birinden Osmanlı Devleti ortaya çıktı. Selçuklu sahasının önemli bir bölümü zaman içinde Osmanlı sahasına dâhil oldu. Suriye ve Irak da bizimdi, demiyorum... Biz kimiz ve o sahalarda yaşayanlar kimler? Kendimizi hâkim güç görürsek yanılırız. Bu bölgelerin insanları Selçuklu ve Osmanlı bakiyesi, biz de. Payitaht İstanbul olduğu ve İstanbul, Türkiye sınırları içinde yer aldığı için ister istemez "biz" diyoruz. Akılda tutmamız gereken bir husus; Anadolu''nun kapısını açan, İstanbul''un da kapısını açmıştır. Demem o ki; Alparslan başlattı, Osmanlı devam ettirdi.

Bahsetmiştim. Osmanlı kendisini öne çıkardı, Selçuklu''yu görmezden geldi. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, Osmanlı Devleti''nin sihriyeti kırılmak istendi ve küçümser bir havaya girildi. Bunu inkâr edemeyiz.

Taşları yerine oturtmalıyız. Bu tarih hepimizin. Selçuklu olmasaydı, Osmanlı olmazdı, Osmanlı olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti olmazdı.

Mezhep kaygısıyla İran, Suriye''de ve Irak''ta aktif. ABD, İsrail için, Irak ve Suriye''de bir denge kurmak istiyor.

Tarihi göz önünde tutarsak, bu safhalarda aktif olması gerekenler bizleriz. Irak''ın, Suriye''nin toprakları bize katılsın manasında söylemiyorum. Ayrı devletler olsunlar ama, bize saldıranlar barındırılmasın. Barındırılıyorsa, oralara girmeliyiz, halkla bütünleşerek yepyeni bir yapılanmaya gitmeliyiz. Şu an Suriye''deyiz ve yeni yapılanma örneğini göstermek istiyoruz ama, geçen gün yazdım, o bölgeden gelen haberler sıkıntılı. Düzen kurulamıyor.

Öncelikle Suriye''de İran''ın, Rusya''nın, ABD''nin etkisi nasıl kırılacak? Meseleyi derinliğine tahlil etmeliyiz.

Birinci olarak İsrail, ikinci olarak Mısır önemli aktörler.

Vakit kaybedilmeden İsrail''le temas en üst seviyeye çıkarılmalıdır. İsrail''in yeni cumhurbaşkanı Hertzog''u R.T. Erdoğan kutlamış ve 40 dakika görüşmüştü. Hertzog, sonra, Recep Tayyip Erdoğan ve bölgedeki diğer liderlerle yaptığı görüşmeleri hatırlatarak "Eminim ki kahve içmek için bir masa etrafında toplandığımızda, bütün bölgemizi kültürel ve diğer konularda iş birliği ile daha iyi bir geleceğe taşıyabiliriz." dedi.

Dünyadaki etkisi göz önüne alınırsa, asıl kilit İsrail. Bir araya gelinmeli ve meseleler masaya yatırılmalıdır.

Yahudiler de bizim kıymetimiz bilmeli. İyilik yüze vurulmaz ama tarih yazıyor. Açıp okusunlar.

Yazarın Diğer Yazıları