Suriye'de 'insanî müdahale' alanımızda 'derin' meseleler
Türkiye''nin "insanî müdahale" adına hem Suriye''de hem Irak''ta, hem Afganistan''da, hem Libya''da bulunduğunu belirtmiş ve "insanî müdahale" kavramı üzerinde durmuştum.
Türkiye müdahalelerinde yerden göğe kadar haklıdır. Hem insanlık için haklıdır ve hem kendisi için.
Yalnız müdahale edilen ülkelerde acıları dindirmek, insanı kazanmak da gerekir. Suriye örneğini verdik.
Suriye''de müdahale ettiğimiz 8.200 küsur kilometrelik alanda biz sadece ortalığı karıştıracaklara, dışarıdan saldıracaklara karşı tedbir almakla mı yetineceği yoksa ora halklarını kazanacak, Türkiye''nin iyi niyetini, gücünü, imkânlarını mı göstereceğiz?
Dün "Müspet olduğu kadar menfi tezahürler de Kuzey Suriye''nin gerçekleridir." demiştik. Devam ediyoruz:
- PKK/PYD veya Beşşâr rejiminin hâkim olduğu bölgelerden kaçan Arap ve diğer etnik unsurlar Türkiye''nin sınırına sıfır noktadaki yüzde yüz Türkmen varlığının yaşadığı bölgelere yerleştirilmiştir. Kimseyi ayıramayız. "İnsan" esastır. Bu "yerleştirme" (Dikkat: "Yerleşme" demiyorum.) kasıtlı mı? "Türkmen" unsurlar ya kendi topraklarını isterlerse ne olacak? Muhakkak kontrolümüzdeki geniş alanda "yerleştirme" için başka yerler vardır.
- İnsanî müdahale alanımızda yaşayan halk, mahallî silahlı milislerin sosyal hayat içinde belirleyici rol oynamasından şikayetçi. Elinde silah olanların sadece savunma ve asayiş konularında görevli olmaları gerekmez mi? Hâlbuki bu silahlı unsur kural koyucu hâle gelmiştir. Öyle şeyler anlatıldı ki, burada yazmak istemiyorum. Ankara, bu keyfiliklerden elbette haberdardır.
- Şikâyet konularından biri de "insanî müdahale" alanımızda aşiret ileri gelenlerinin hem bürokraside hem ekonomik faaliyette çok fazla söz sahibi olmalarıdır. Hakkaniyet gözetilmezse memnuniyetsiz giderek yayılacak ve halk kaybedilecektir. Ara bozucuların sinsi propaganda yürüttüğünü hatırlatayım.
- Bu bölgede üretilen ürünler için pazar bulunması veya Türkiye''ye satılması için önayak olunması halkı kazanmanın bir yoludur. Fıstık, mercimek, zeytin, zeytinyağı gibi önemli ve stratejik ürünlere pazar bulunur veya Türkiye''ye girişi serbest bırakılırsa Türkiye''deki Suriyeli göçmenlerin belli bir oranı geri dönecektir. Ticarî tekeller oluşmasına asla izin verilmemelidir.
- En önemlisi sahada sık sık araştırma yapılarak halkın şikâyetleri dinlenmeli ve buna göre tedbir alma yoluna gidilmelidir. Bölge halkı kendisiyle alakalı meselelerde Türk bürokrasisine kesinkes güvenebilmelidir.
- Kontrolümüzdeki bölgelerinde "Suriye Millî Ordusu" mensuplarının kanunsuz işlere bulaşmamaları için maaş ve özlük hakları iyileştirilmelidir.
- En hassas nokta: Sınırlarımızı daha dikkatli korumalı ve kontrol etmeliyiz. İnsan ve ürün kaçakçıları, denildiğine göre, mahallî silahlı grupların desteğiyle, çok rahat hareket ediyorlar, âdeta ellerini kollarını sallayarak girip çıkıyorlar.
- El-Bâb başta olmak üzere bazı beldelerde halk arasında IŞİD''e sempati uzun vadede ciddi problem kaynağı hâline gelebilir. Bu yüzden Türk Diyanet İşleri Başkanlığı marifetiyle gerçek İslâmın öğretileceği program geliştirilmeli, "Cahiliye Devri" özentili "İslâmcı" grupların ideolojik propagandasının önüne geçilmelidir.
Daha çok şikâyet geldi. Mesele anlaşılmıştır. Burada bitirelim.