Sizi dindar yaptık da ne oldu?
Yeni anayasaya ne yazacakmışız? "Dindar devlet" yazacakmışız. Eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman: "Dindar bir anayasa yapalım. İlk 4 madde değişebilir" buyurmuş.
Unutuyor galiba.
İlk anayasamız dindardı ve onu bir yıl içinde doğar doğmaz boğup yerle yeksan eden padişahımız efendimiz de İslamcılığı ile bilinen II. Abdülhamit''ti.
Mesele devletin dindarlığı veya dindar devlet ise o daha feci.
İlk İslam devleti Emeviler katildi.
Önce Hz. Peygamberin torunlarını, "oğlum" dediği Hz. Ali''nin katlini gerçekleştirdi.
Öyle ki, Kerbelâ''da Hz. Hüseyin''in kafasını kestirip Yezit denen halifenin önüne koydu.
Daha sayayım mı?
Dindar, Müslüman devlet, aynı şekilde Peygamberin öbür torunu Hasan''ı karısına zehirleterek öldürttü.
Senin dindar dediğin devlet, katil olarak doğdu. Öyle ki sen bile halen daha insanları o olayların etkisiyle Alici (Alevi) Sünni olarak ayırıyorsun. O katliamların açtığı yara ile Ümmet birliği paramparça oldu ve asırlardır bir daha bütün haline gelemiyor.
Anayasa yapacaklarmış da anayasaya "dindar devlet" yazacaklarmış.
Her iki laftan birini Osmanlı''ya bağlayıp, Osmanlı Osmanlı diyorsunuz da katledilen padişahları, başbakanları (sadrazamları) söylemiyorsunuz. Onların hepsi dindar devlet sürecinde yaşandı.
Tarih size hiçbir şey anlatmıyor.
Hiçbir ders vermiyor.
1876''da, içinde II. Abdülhamit''in de olduğu bir grup tarafından hazırlanan ve Türkiye''nin ilk anayasası olan Kanun-u Esasi, hem dindardı ve hem de etnik yapıları bir arada tutmayı amaçlıyordu.
Ne oldu?
Tutamadı.
Demek ki neymiş?
Anayasanın veya devletin dindarı olmazmış. Olursa da işe yaramazmış
Peki, esas olan neymiş?
İnsan!
Yani yönetenler ve onun zihniyeti…
Nitekim 19 yıldır süren AKP iktidarları, sadece Türkiye''nin değil, aynı zamanda muhafazakârlığın iflasıyla sonuçlanıyor.
Halinize bakın.
Güya hepiniz dindarsınız. Öyle değilseniz niye dindar anayasa istiyorsunuz değil mi?
Dindarsınız ama ülkeyi pislik götürüyor.
Yolsuzluklar diz boyunu geçti. Bizzat devletin raporlarına yansıyor.
Adaletsizlikten, haksızlıktan, millet açken üç-beş maaş alanlardan dert yanmayan var mı?
Sadece Sezgin Baran Korkmaz dosyaları bile arşı alaya kalktı da sizden gık çıkmadı.
17-25 Aralık yolsuzluk dosyaları dindarların hükmettiği Meclis''teki milletvekillerinin oyları ile Yüce Divan''dan kurtulmadı mı?
Köprülerden, hastanelerden büyük ihalelerden, offshore hesaplarını yurt dışına kaçıranlardan, Man Adası''nın hikâyesinden bahsetmiyorum…
Anayasayı dindar yapınca düğmeye basmışsınız gibi hırsızlar dürüst, hâkimler adil, torpilciler hakkaniyetli oluyor mu?
Olmuyor.
Sorun anayasada değil ki...
Sorun; zihniyetiyle, ideolojisiyle, tüm inanç ve değer sistemleriyle bizzat insanlarda.
İşte, "Muhafazakâr demokrat" olduğunu söyleyerek iş başına gelmiş AKP iktidarları ve onların yönettiği ülke olan Türkiye''nin durumu ortada.
Anayasayı değiştirelim ülke düzelsin diyenlere: Bırakın anayasayı, siz kendinizi düzeltin.
İslam Dinini, İsmail Kahraman gibi yüzlerce bürokratın, milletvekilinin, devlet ve siyaset adamının beynine yükledik, hepsine öğrettik ve ellerine de diploma verdik de ne oldu? İktidara geldiklerinde ülkeyi soyup soğana çevirdiler, haksızlık ve adaletsizliğin kitabını yazdılar.
Şimdi tutturmuşlar, "Anayasayı dindar yapalım" diye. Sizi dindar yaptık halimiz ortada. Anayasayı yapsak, bütün sesleri din adına kısarsınız. Anayasayı dindar yapmayacağız ki dinimiz oyuncağınız olmasın.