'Sevmezdim onu!'

Nur Cemaati'nin önde gelen isimlerinden Abdullah Yeğin vefat etti. 1924 doğumluydu. Merhum "Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Büyük Lügat"i yayınlamıştı; bir ondan, bir de Alparslan Türkeş'in Milliyetçi Hareket'i başlatması sırasında, Nur Cemaati içinden Mustafa Polat adlı gazetecinin Av. Bekir Berk'in desteğiyle hazırladığı broşürle ilgili söylediklerinden hatırlıyorum.

Daha önce, Mustafa Polat'ın, Alparslan Türkeş'e çok ağır sözlerle yüklendiği "İslâmî Hareket ve Türkeş" kitabından bahsetmiştim. İlk İstanbul Ülkü Ocakları Birliği başkanlarından Erol Kılınç, "Damla Damla Yaşadıklarım" (Ötüken Yayınları) kitabında, M. Polat'ın bu menfî kitabına, Kadir Mısıroğlu ile birlikte "İftiralara Cevaplar"ı yazdıklarını anlatır. ("Milliyetçi ve Mukaddesatçı Türk Gençliği" imzasıyla çıkan bu broşür maalesef bende yok. Kimde varsa bu broşürün bir taramasını veya fotokopisini gönderirse sevinirim.)

O yazımda Abdullah Yeğin'in "Siyasi bir liderin aleyhinde Nurcuların kitap neşretmesi, Risale-i Nur'a aykırıdır." sözünü nakletmiştim.

Bir cemaat için siyasete bulaşmanın nelere yol açtığının örneğini yakın zamanda Nurcuların daha modernize olmuş bir kolunun başına gelenlerden anlıyoruz. Öncesinde bir parti (AP) desteği, cemaati birtakım kollara ayırmıştı. Sonra, bildiğiniz gibi, yakın zamanda iki "İslâmcı" kesim birbirine girmiştir. Cemaat, iktidarı elinde tutan "İslâmcılar"ın bütün yolsuzluklarını, soygunlarını belgelerle ortaya çıkarmış, iktidarı elinde tutan da, sen nasıl benim yolsuzluklarımı, soygunlarımı ortaya çıkarırsın diye, onların üzerine yürümüştür. (O kadar çok şey konuşuluyor ki, neden birbirlerine girdiklerinin asıl sebebini anlayamıyorsunuz. Meselenin vahim tarafı kanunlarla oynanıyor, çok insan, suçlu mu suçsuz mu, bakılmadan itham ediliyor, hapse atılıyor.)

Siyasetin insanları nasıl savurduğuna örnek, Nur Cemaati'in iki ucundaki isimler: Abdullah Yeğin ve Fethullah Gülen.

A.Yeğin'le uzun bir röportaj yapılıyor ve söz yukarıda bahsettiğim Türkeş hakkındaki kitaba geliyor. A. Yeğin'e, "[Böyle bir broşürle] Siyasete girilmiş oluyor öyle mi?" diye soruluyor. O: "Evet, siyasete girilmiş oluyor. Ve Türkeş'in cemaatini Nurcuların aleyhine sevk etmiş oluyorsun, bizim muarızlarımız olacaklar." cevabını veriyor. Devamında "Sevmezdim ben zaten onu." diyor. (Röp.: A. Iraz, M. Ali Bulut, İ. Atasoy, N. Huyut, Risale Haber, 18.11.2009).

Burada iki sözü öne çıkıyor A. Yeğin'in: "Türkeş'in cemaatini Nurcuların aleyhine sevk etmiş oluyorsun, bizim muarızlarımız olacaklar." ve "Sevmezdim ben zaten onu."

Birinci tespit yerinde, ikinci sözü ise bir zan... Tanışıp görüştüğü bir insan mı ki hüküm veriyor?

Diğer bir tenakuz R. T. Erdoğan hakkında söyledikleri. A. Yeğin diyor ki: "Bundan daha iyi siyaseti iyi bilen, istikrarlı İslamiyete hizmet gayesi ile çalışan başka bir başbakan görmedim. Bütün müslümanlar; ülke dahilinde ve haricinde Tayyip Erdoğan için dua ediyorlar." (Röp.: Mehmet Özmen, Yeni Akit, 24.3.2014).

A. Yeğin, bu sözleri, 17/25 Aralık yolsuzluklarının ortaya çıkışından üç ay sonra söylüyor. Dolayısıyla F. Gülen ve ekibine göndermede bulunmuş oluyor.

Siyasetçi aleyhine konuşmak yanında, siyasetçiyi övmek bir cemaat için ne kadar doğru?

Her zaman yazarım: Cemaatler ve tarikatlar masaya yatırılmalı ve teşrih edilmelidir.

Yazarın Diğer Yazıları