Reis! Çocuklar için bu işe vaziyet ediniz!
11 bin öğretmeni, PKK'lı diye açığa aldılar. İnsanlar PKK'ya sempati duyabilirler... Oylarını HDP/PKK'ya verebilirler... Demokratik ülkeysen, bu öğretmenlerin kanun dışı örgütün propagandasını yapıp yapmadığına, militanlara destek verip vermediğine bakacaksın.
İnsanlar mağdur ediliyor. Hem de nasıl! Anadolu'da neler yaşanıyor, haberimiz yok. Çok sayıda karı-koca tutuklanmış. Bu insanları, Fethullahçıların hiyerarşik yapısında yer aldığını nasıl hemen ispat edip tutuklayıveriyorsunuz? Hadi birini tutukladınız, ya diğeri?
Bu "ya diğeri?" sorusu o kadar mühim ki... Bunların çocukları vardır. İki örnek anlattılar: Bir karı-kocanın iki çocuğuna akrabaları da sahip çıkmamışlar. "Bize de Fethullahçı derler!" korkusu... İki çocuk yuvaya verilmiş. Allah bilir, yuva müdürü de çaresizlikten kabul etmiştir. Bakmış, çocukların boynu bükük, sokaktalar... O da çekine çekine, "Peki kabul edeyim!" demiştir ama içi içini yiyordur. "Acaba 'yukarı katlar'dan bana 'Fethullahçı' derler mi?"
Yine bir aile içeride... Çocuk ortada kalmış. Naçar teyzesi sahip çıkmış.
Çocuklar... Çocuklar... Gözümüzün nuru. Bütün varlığımız... Hasadımız... Çocukların bir anda annesiz, babasız kalışları... Hiç bilmedikleri insanların eline düşmeleri... Çaresizlikleri... Bükük boyunları... Bu travmaları atlatabilirler mi?
Reis! Alnınız secdeye varıyor... Allah korkusunu en yakından idrâk edenlerdensiniz. Sırf çocuklar için size istirham ediyorum. "At izi, it izine karşı." diyen sizsiniz. Savcılar, hâkimler de maalesef çekiniyorlar. Örneğini Ahmet Taşgetiren Bey köşesinde verdi. Bir hâkim hanım, karşısına getirilen bir başka hâkim hanımı tutuklamak mecburiyetinde kaldığı için vicdan azabı çekiyor, meslektaşının boynuna sarılıp ağlıyor. Emziren annelerin, hamilelerin mağduriyetleri... Haksız işten atılanlar… Hangi birini sayalım. (Star'da, "Ahmet'in mektubu"nu okuyun lütfen.)
Reis, "Meydanlara inin!" dediniz, bir yeğenim, meş'ûm gecede, köprüde tanka karşı yürürken kolundan vuruldu. Oğlunuz hastanede ziyaret etmişti. Sonra çocuklarım arabalarına bayrakları takıp sokakları turladılar.
Reis, bütün kapılar size çıkıyor. Bakın, yakından tanıdığınız Meral Akşener, MHP'de genel başkanlığa talip oldu. Meral Hanım'ın halk içinde karşılığı olduğu görülünce, başına ne çoraplar örülmek istendi. Şimdi, imzasız mektuplarla etrafından dolanılıyor. İmzasız mektuplara nasıl itibar edilir! Şiir okudunuz ve haksız yere hapis yattınız. Biz o zaman size yapılan bu haksızlıkları da haykırdık. Ve size karşı darbe yapılırsa, ta 2003'te, sizin yanımızda olacağımızı bağıra bağıra yazdık. Ve siz bölücülere karşı mücadele ederken; sizin sözlerinizden mülhem, "Beraber ıslanalım bu yollarda" dedik. Meral Hanım'ı desteklediler diye insanlar gözaltına alındılar. Menfur örgütle dişe diş mücadele edenlere akla mugayir suçlar isnat etmek istediler. Meral Hanım, bu garabet için size mektup gönderiyor. Demek ki, herkes sizin iki dudağınız arasından çıkacak sözün kanun olduğuna inanmış.
Haksızlık karşısında suskun kalan şeytandır. Düsturum budur. Eminim siz de farklı düşünmüyorsunuz.
Reis, torunlarınız var. Benim de var. Annesi, babası içeri tıkılmış küçük yavruların nasıl bir hâlet-i ruhiye içinde olduklarını bir düşünün. Torunlarınızı göz önüne getirin ve hukuksuzları, Allah rızası için, durdurun.