Puşlost
“Paçoz, kendi çıkarları için her yolu mubah sayan, küstah, beş para etmez, sokak kurnazı, zevzek, müptezel, basmakalıp, palavracı, rüküş, hoyrat, içtensiz, pespaye, nekes, terbiyesiz, aşağılık, ahlaksız, kalleş, Dostoyevski 'puşlost' der. Topluma musallat olan, iblis ayarlı paçozluktur, Puşlost. İşte kitap paçozluğun hikâyesi. Puşlost tüm bu kavramları içinde toplayan tanımlama. Bizde de Ömer Seyfettin'in Efruz Bey tiplemesi, Nesin'in Zübük'ü kısmen buna yakındır. Ama benim ele aldığım paçozluk süreci Puşlost’a daha yakın ve korkum o ki, bu iblis Türkiye'ye yerleşmektedir. Paçozluğun dini, ırkı, sınıfı, cinsiyeti yoktur ve giderek Türkiye'ye yerleşiyor.” Rahmetli Alev Alatlı 2011 yılında Beyaz Türkler Küstüler adını taşıyan kitabının tanıtımı için yaptığı bir röportajında “puşlost” terimini uzunca ele alıyor; bu terimi Türkçe paçoz kelimesiyle karşılamayı öneriyor ve paçozluğun hikâyesini bu cümlelerle anlatıyordu. Son olarak İstanbul'da Yenidoğan Çetesi skandalı olarak gün yüzüne çıkan rezaleti için “Nasıl böyle bir şey olabilir? Kim, kimler böyle şeyleri yapabilir?” soruları kafamda dolaşırken Alev hocanın paçoz tanımını hatırladım ve sizlerle paylaşmak istedim.
Alev hocanın korkusu maalesef gerçek oldu. Korkunç bir yere gidiyoruz. Her yere yerleştiler; sağlık, adalet, eğitim, savunma sanayi ve aslında akla gelen her alanda bir savcı cüzdanıyla vicdanı arasından çıkarak görevini yaparsa el attığı takdirde yolsuzluklar fışkıracak.
Paçozlar hep vardı olmaya da devam edecekler ama şimdiki gibi makam sahibi ve itibarlı olmaları mümkün olmamıştı. Bugün bu kadar başarılı olmalarının en önemli sebebi dindarlık kisvesinin kullanımının çok başarılı olmasıdır. Emperyalist güçlere karşı imparatorluktan ulus devlete geçerken Türk milliyetçilerinin kurduğu cumhuriyet, evrensel ve bilimsel değerleri önceliyordu. Ülkemizin son döneminde ise maalesef paçozluk kurulu düzenleri bozulan cumhuriyet karşıtlarıyla beraber olarak kendine yaşam alanı buldu. Dindar ve vatansever görüntüleriyle bir yandan ülkeyi soyuyor diğer yandan Orta Doğu’da hâkim olan kültürlerin sahip olduğu çağ dışı değerleri dayatıyorlar. Bu sayede oluşturdukları iklimde acımasızca her şeyi sömürebiliyorlar. Bu olayda da gördük en milliyetçi bunlar, en dindar bunlar, devletin güvenlik bürokrasinin en yakını bunlar... Kendilerine Anadolu’nun muskalı çocukları diyerek iç dünyalarında yaşadıkları bütün kompleksleri meşrulaştırdılar. Dindar kılıklı paçozlar için bütün kapılar açıldı. Sadece kendilerine yol açmadılar, samimi dindarlardan ve vatanseverlerden rol de çaldılar. Maalesef vatandaş bunları sevdi. Çakarlı arabalarına saygıyla yol verdi. Kara para aklanan güzellik salonlarında kuyruğa girdiler.
Paçozluğun toplumda geldiği seviye ve kabul sayesinde her skandalda olduğu gibi bu rezalette de hükûmet düşmez. Bir tane bile istifa gelmez, sorumluları ceza almaz ve bu da geçiştirilen skandallar serisine katılır gider. Bu kriminallerin becerilerinin üstünde bir yapı ile karşı karşıyayız. O kadar mesafe kaydetmişler ki toplumun bütün katmanlarındalar. Toplum bunların kodlarıyla barışık olduğu için soruşturmanın siyasi uzantılarına ve sebeplerine kadar uzamayacağını düşünüyorum.
Bu gidişata dur diyebilecek tek güç millî duygudur. Çünkü millî duygulara sahip bir milliyetçi için herhangi bir hastanede yatan herhangi bir çocuk kendi çocuğundan farksızdır. Fakat Türk milliyetçisi gençler ezildiler ve dağıtıldılar. İktidardakiler devletin gücüyle millet ve milliyetçilik kavramlarını ekseninden kaydırdılar. İş ve aş için iktidar partilerinden referans getirmeleri şartı ile gençliği paçozlaştırma çarklarının arasına aldılar. Çarklarına girmeyen gençlerin ülkeden kaçmaları için çalıştılar. Evrensel hukuk anlayışını Batı hukuku diyerek dışladılar. Kendilerine hareket alanı tanıyan Orta Doğu hukukunu ön plana aldılar. Cari hukuk sistemini “bypass” etmek için ihtiyaçları olan fetvaları veren hocalar icat ettiler ve yüzdelerini kendilerince meşrulaştırdılar. Her yanımız büyük-küçük, sağcı-solcu paçozlarla doldu.
Bu çöküş ikliminden çıkabilmenin, uçağın burnunu tekrar havaya kaldırmanın yolu bu paçozlardan bir an önce kurtulmaktan geçiyor. Bunun yoluysa kabile, cemaat, aşiret gibi yapılardan çıkıp millet olmaktır. Millet bilincine sahip olan toplulukların bireyleri devletin kendilerinin olduğunu bilirler dolayısıyla soymaz ve soydurmazlar.
Dolayısıyla paçozluğun antitezi toplumculuğa ve kültür bilincine dayalı milliyetçiliktir.