Öcalan kime 'Palme'nin katili' demişti?
Müyesser Yıldız tutuklandıysa bütün gazeteciler tutuklanabilir artık. "Yandaşlar" bile, "Biz yağ çekiyoruz. Tutuklanmayız." demesinler. Dozacı ayarlayamazlarsa kapıları çalınabilir!
Müyesser Yıldız sadece ve sadece gazeteci. Bu meseleye sonra döneceğiz.
Olof Palme, İsveç başbakanıydı. Korumasız dolaşırdı. Hanımıyla sinemadan çıkıp sokakta yürürken arkasından gelen biri silahını ateşliyor ve Başbakan'ı katlediyor. Tarih: 23 Şubat 1986.
34 yıl sonra katilin İsveç vatandaşı Stig Engström olduğu açıklandı. Stig Engström, 2000 yılında ölmüş. Dava böylece kapandı.
İsveç'te, Palme öldürülmeden kısa bir süre önce PKK terör örgütü ilan edilmişti. İster istemez PKK'nın Palme'yi öldürdüğü akla geliyordu.
PKK'nın başı Abdullah Öcalan, Türkiye'nin Suriye'ye savaş açma tehdidi karşısında, Suriye diktatörü Hafız Esad (Şimdiki kanadı kırık diktatör Beşşâr'ın babası), A. Öcalan'ı göndermek zorunda kalmıştı. A. Öcalan, Rusya'yı, İtalya'yı dolaştı ve en son Kenya'ya kaçtı. ABD, onu Türkiye'ye teslim etti. 15 Şubat 1999'da Kenya'dan Türkiye'ye getirildi.
İlk sorgusu Jandarma İstihbarat Dairesi'nde yapılan A. Öcalan, "1986 yılında İsveç Devlet Başkanı Olef Palme'nin öldürülmesi olayı ile ilgili diyecekleriniz?" sorusuna şu cevabı veriyor: "Olef Palme'yi PKK öldürmedi. Hatta bu olayı duyunca bir bildiri ile PKK'nın olayı şiddetle kınadığının bildirilmesi talimatını verdim."
A. Öcalan'a Palme cinayeti mahkemede de soruldu. Verdiği ifade farklı. İmralı duruşmaları sırasında aldığım notları aktarıyorum:
İkinci Duruşma (1 Haziran 1999, Salı).
Mahkeme Başkanı Mehmet Turgut Okyay: "Bunu iyi dinle... İsveç'in PKK'ya sığınma hakkı vermemesi, PKK'dan ayrılanlara vermesi üzerine Olof Palme aleyhinde konuşmuşsun..."
Öcalan: "Avrupa'da PKK, provokatif olarak şiddet eylemlerine karıştırıldı. Ali Çetiner Avrupa sorumlusuydu. İsveç makamları yakaladı. İsveç ve Alman polisi ile çalıştı."
Okyay:"PKK'nin yayın organlarında Palme'nin öldürülmesiyle ilgili yazınızın etkisi olmadı mı?"
Öcalan: "Hayır… Bu yazıları bana göstersinler. Bu yazıları yazan Hüseyin Yıldırım'dır. Kendisi örgütün dış ilişkiler sorumlusudur. Palme'yi tehdit ediyordu; 'Başına gelecekleri görür.' diyordu. Böyle bir emri ben vermişsem, bunu yayımlayın, derim, Hürriyet gazetesinden istedim, ama yayımlamadılar. Bunlar bana rağmen çelişkilerdir. Palme'yi PKK-Vejin Örgütünün öldürdüğü yolunda bilgiler aldım."
Mahkeme Başkanı Okyay, soru ve cevapları özetleyerek zapta geçirtiyordu. Bu arada bir şehit yakını avukatı müdahale etti: "Eksik söylendi. 'PKK-Vejin bunu işledi' demişti."
Okyay: sordu: "Vejin örgütü nedir?"
Öcalan: "Benden ayrılan Kesire Yıldırım, Hüseyin Yıldırım ve yakınlarının geliştirmek istediği bir örgüttür. Bazıları da KDP'de [Barzanî'nin partisi] faaliyet gösterir."(A. Tekin, İmralı'daki Konuk)
Kesire Yıldırım, A. Öcalan'ın karısıydı. Sonra amansız düşmanı oldu. Av. Hüseyin Yıldırım ise, Avrupa'da PKK'nın sözcüsü diye lanse edildi. (Kesire ile akraba değil.) Sonra A. Öcalan'la araları çok fena açıldı. Öldürülmek istendi, yaralı kurtuldu. H. Yıldırım "PKK kendi içinde çok insan öldürdü. Tanıdığım, devrimciliğine inandığım insanlar vuruldu. Memlekette kadın, çocuk demeden çok insan öldürüldü. Öcalan kendisini şiddet yoluyla kabul ettirmeye çalıştı. Bekaa'da çok insan öldürüldü. Kazsanız cesetler çıkar." demişti.