Ebedî şeflik hamleleri nelere mal oluyor?!

Ortalık fena karışacak.

Recep Tayyip Erdoğan, Ak Parti’nin Grup toplantısında “Heybedeki büyük turp ortaya dökülmedi.” dedi. Öylesine söylenmiş söz değil. Saray danışmanların hazırladığı metinden okudu. CHP’ye sözle kurşun sıkıyor, “Öyle ki İstanbul'un CHP’li belediyelerindeki yolsuzlukları dizi yapmaya kalksanız Brezilya dizilerinden daha fazla malzemeyle karşılaşırsınız.” diyor ve yine heybedeki daha büyük “turp”tan bahsediyor:

“Üstelik bunlar henüz heybede duran büyük turplar ortaya dökülmeden CHP'nin bizzat içinden gelen belge ve bilgiler ışığında güvenlik güçlerinin ve yargının elde ettiği suçlar. Heybedeki büyük turplar ortaya saçıldığında bunların bırakın milleti, kendi yakınlarının suratlarına bakacak yüzleri dahi kalmayacak. Ortada bunca yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, alavere dalavere, sahtekarlık varken hakkı hukuku, adaleti dilinden düşürmeyen CHP yönetimi iddiaları aydınlatmak yerine ucuz siyasete yönelmeyi tercih etti. Yargının iddialarının hiçbirine cevap veremeyen CHP yönetimi, insanları sokağa döküp ülkede kaos çıkarmaya çalışarak skandalı örtbas etme çabasına girişti. Dikkat buyurunuz; çalana değil, yakalayana kızıyorlar. Görevini yapanları değil, yolsuzluğa bulaşanları savunuyorlar. Belediye başkanlarının kurduğu haraç ve rüşvet düzeninin bedelini sokaklara döktükleri seçmenlerine ödetmeye kalkıyorlar. İş birliği yaptıkları marjinal örgütlerin yol açtıkları rezaletleri sahiplenerek girdikleri tehlikeli yolu iyice içinden çıkılmaz hale getiriyorlar. Daha da ötesi, bütün bunların faturasını bize, şahsımıza, hükûmetimize ve partimize keserek gerçekleri ters yüz etmeye çalışıyorlar.”

Bu sözler muhalefetle iktidar arasında derin uçurum açıyor. Mahallî seçimlerde birinci parti çıkan muhalefet “düşman” görülüyor.

O zaman sormak gerekir: Yolsuzluklara dibine kadar batmış bir parti, nasıl en çok oyu alıyor? İstanbul, Ankara, İzmir ve daha birçok ilin belediye başkanları CHP’li. Halk hiçbirinin üzerine bulaşmış çamuru görmeden oy mu veriyor?! Elbette çıkarcılar olur, suç bastırmak, kendisini temize çıkarmak isteyenler olur. Bunlar o kadar aday içinde, bir veya iki kişidir. Çünkü adaylık aynı zamanda dikkati üzerine çekmektir. Muhaliflerin kendisini didik didik edeceğini bilmektir.

Yolsuzluk, kayırma, çıkarcılık var mıdır? Olmayan yer yok... Ama muhalefette olan bir partinin yöneticileri başlarına çullanılacağını bildikleri için son derece tedbirli davranırlar. Üstelik bu parti cumhurbaşkanlığı seçiminde de iddialı ise kılı kırk yararlar.

***

Kamuoyu yoklamalarında, CHP’den cumhurbaşkanı adayı olabileceği düşünülen iki isim, şimdi biri hapse atıldı, R. T. Erdoğan’ın önünde yer alıyor.

Kendi temizliğinden emin olmayan kişi adayım, diye orta çıkar mı? Bilir ki, “yukarısı” kendisini didik didik edecek, mutlaka bir açık yakalamak isteyecektir. Devletin bütün imkânları ellerinde... İstedikleri yere de ulaşırlar.

Suçlarını örtbas etmek, halkı kendine çekerek, üzerine çullanmaları göğüslemek için cumhurbaşkanlığına aday olan mutlaka bir yerde açık verir. Kaldı ki, şu anda adaylığını ilân eden ve ileri de cumhurbaşkanlığı adaylığı için açık kapı bırakan, politikanın ağır cenderesinden geçmiş, büyük tecrübe kazanmış isimlerdir. Açık verecekleri düşünülebilir mi?!

Hapse atarak, suç isnat ederek, rüşvet yedi mi, ihaleleri taraftarlarına verdi mi, diye araştırarak, halkı o kişiden nasıl soğutacaksınız? Hapse atarak mı, yoksa, halkı ikna edecek bütün delilleri ortaya koyarak mı?

Mağdur, halkın gözünde büyür... Şu anda görüntüde “mağdur” var.

23 Mart 2025 Pazar günü sadece illerde ve bazı ilçelerde yapılan oylamada 5 bin 960 sandıkta 14 milyon 850 bin oy alanın, bütün Türkiye’de oylamada kaç milyon oy alacağını düşünün siz.

2023’te yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminde R. T. Erdoğan 27.834.589, Kemal Kılıçdaroğlu’nun 25.504.724 oy aldığını hatırlayalım.

Çıkar hesapları, kayırma, R. T. Erdoğan’ın, ağır suçlamalarıyla örtüşecek derinlikte mi? Önce ona bakmak lâzım.

***

Tehditler, hapse atmalar, delilsiz suçlamalar, kafadan “gizli sanık” icat etmeler, piyasayı etkiliyor. Döviz eriyor, para gidiyor, yabancı yatırımcılar kuşkuda kalıyorlar. Yatırımda isteksizleşiyorlar.

Çökük ekonominin düzeltilmesi için, canhıraş arayışlar içinde olan iktidarın başındaki zat-ı muhterem, “ebedî şeflik” hamlelerinin nelere mal olacağını niçin baştan hesap etmiyor?

Derin derin düşünmelerinden, nasıl işin içinden çıkacağız endişelerinden etrafını göremiyorsa, onunla geçmişten beri yakın dostluğu olan birileri mutlaka Saray’a çıkmalı, hem onun için, hem memleket için endişelerini dile getirmeli.

Memleket hepimizin... Endişe hepimizin. Tedbir hepimiz için...

Ayrışmayalım, birbirimizi anlayalım.

Yazarın Diğer Yazıları