Elbette bu da geçecek de…
Hiçbir zaman kimselere; akıl vermek, onları yönlendirmek gibi bir derdim olmadı.
Bugüne kadar hep doğru bildiklerimi paylaştım.
Bile isteye hiçbir kimseye ithamda bulunduğumu hatırlamıyorum.
Hele herhangi birilerini yazılarımda “Haksız yere eleştirmeyi” aklımın ucundan dahi geçirmedim.
Çünkü ben bir gazeteciyim.
*
Elbette benim de bir hayat görüşüm var ve görüşlerime yakın siyasi bir partiyi de benimsiyorum.
O da bir yere kadar!
*
Biliyorum ki yapılan kötülüklerde, iyiliklerde…
Güzelliklerde, çirkinliklerde hatta gün geliyor, yaptığımız küçük bir haksızlıktan dolayı pişman oluyor, biz pişman olurken de birilerine kim bilir ne bedeller ödetiyoruz.
*
Demem şu ki; hangi mesleği yaparsak yapalım, sahiden de hak, hukuk ve adalet çizgisinden…
Ahlâk çizgisinden…
Haram-helâl çizgisinden…
Güvenilir ve samimi olabilme çizgisinden vazgeçmesek, diyorum.
*
Her birimiz, ağzımızdan çıkanı kulağımız duysa, diyorum.
“Birinin hoşuna gidecek ve ondan menfaat sağlayacağız” diye, “Birinin hayatının karartılmasına” da meydan vermesek diyorum.
Hani “Yarınlar için ‘Keşkeleri’ biriktirmek yerine ‘İyi ki’leri biriktirsek” diyorum.
Çok şey mi istiyorum?
*
Niye bunları yazdım?
AKP’ye yakınlığı ile bilinen Gazeteci Cem Küçük -ki kendisiyle hiç karşılaşmadım, tanımıyorum- köşesinden, “AKP’li yetkili isimler neredesiniz?” başlıklı bir makale yazmış ve İmamoğlu meselesiyle ilgili AKP’li isimleri ciddi ciddi eleştirmiş.
*
İyi de 30 yıl sonra İmamoğlu’nun diplomasının iptal ettirilmesi…
Sonrasında, sırf İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olmaması için önünün kesilmesi yönündeki iddialar bitmiyor ki.
Yapılan protestoların haklılığı ile ilgili AKP içinden de -her ne kadar açıkça söylenemese de- gösterilen tepkileri, belki de AKP’li vekiller de doğru buluyorlar ve o nedenle konuşmuyorlar, olamazlar mı Sayın Küçük?
Belki de “Sürç-ü lisan etmemek için” konuşmuyorlardır.
Ya da bilgi sahibi olmadıkları için fikir beyan etmiyorlardır.
Neden olmasın?
*
Hem siz burada bir gazeteci olarak, niye bu kadar telaşlanıyorsunuz ki?
Makalenize “AK Partili yetkili isimler nerelerdesiniz?” şeklinde hesap sorar bir başlık atıyorsunuz?
Bu durum, bir gazeteci olarak mesleki anlamda sizin güvenirliğinize halel getirmez mi?
*
Ama bir konuda çok haklısınız Sayın Küçük:
Nedeni her ne olursa olsun, bir cumhurbaşkanının rahmetli annesine -hatta hiçbir ferdin aile bireylerine- şu ya da bu nedenle küfredilmesi çok incitici ve sizin de belirttiğiniz gibi en kibar haliyle “Aşağılık ve yakışıksız” ifadelerdir.
Her kim buna alet olmuşsa, kendi adıma onları nefretle kınıyorum.
*
Keşke ta en baştan itibaren sağduyu devreye girmiş olsaydı da olaylar bu noktaya gelmeseydi.
Keşke gücü elinde bulunduranlar, o gücü daha dengeli…
Daha aklı selim…
Hatta daha hassas ve daha adil kullansalardı da bu tür olayları yaşamamış olsaydık.
*
Elbette bu da geçecek!
Geçecek de ülke genelinde:
Maddi…
Manevi…
Ekonomik…
Ve sosyal olarak derin izler bırakıp da geçecek galiba!
Ne dersiniz?
Ömer Hayyam 1000 sene önceden bugüne ne de güzel şeyler söylemiş
Elbette bu da geçecek de…
Ne eski baharlar Ne onun yağmurları kaldı, Helal olsun bize!..
Özgür Özel’le ilgili yanılmışım!..
Uzun sözün kısası…
Niye ise ‘Vicdan’a taktım ben!
İstanbul Üniversitesi’nin tüzel kişiliğine de haksızlık
Bugünler iyi günlerimizdir ne bileyim!
Bunu en çok da mart yapıyormuş meğer!
Akıl ve sevgi gücümüzü gösterelim!









