İmamoğlu fitili ateşledi
Saray, Ekrem İmamoğlu’nu beklemediği yerden vurmak istedi. Doğrudan hapse atıldı.
Ekrem İmamoğlu’nun davaları vardı. 14 Aralık 2022’de “kamu görevlilerine hakaret”ten yargılanmış 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası almıştı. Karar kesinleşirse siyasî yasak gelecekti.
Yine Başsavcı Akın Gürlek’e laf etmiş, dava açılmıştı. Bilirkişi S. B. hakkındaki sözlerinden dolayı da soruşturuluyordu. Bir de diploma meseli var. “Resmî belgede sahtecilik”ten mahkemeye çıkacaktı.
Belli ki, bir yerden Ekrem İmamoğlu’na yasak getirilecekti.
Recep Tayyip Erdoğan “heybedeki turpun büyüğü”ünden bahsetmiş, herkes neyi kastettiğini merak etmişti.
CHP’li İstanbul-Beşiktaş Belediyesi’ne operasyonda, belediye başkanının gözaltına alındığı gün Recep T. Erdoğan, “Turpun büyüğü heybede” sözüyle, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu kastettiği şüphesi doğmuş, E. İmamoğlu gözaltına alınınca, kastı ortaya çıkmıştı. Ayrıntısını yazmıştık.
Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı öyle anlaşılıyor ki, Saray’ı telaşlandırdı. E. İmamoğlu, CHP içinden tek aday olduğu hâlde çıkacak başka adayların önünü kesmek için parti üyelerinin kendisini oylamasını istemiş, 23 Mart 2025 günü oylama günü ilân edilmişti.
Oylamaya beş gün kala “yolsuzluk” ve “PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek” suçlamalarından gözaltına alınıp hapsedilmesi yurt sathında infiale yol açtı. Hemen bütün ilde protestolar başladı. Olmayan bir şey daha oldu, üniversiteler ayaklandı.
CHP genel merkezi, fırsatı kaçırmadı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi binasının bulunduğu Fatih-Saraçhane’de büyük mitingler düzenledi. Saray’ın taşımalı mitinglerindeki kabalıkla kıyas edilmeyecek sayıda insan topladı. Parti içinde E. İmamoğlu’nun adaylığını oylaması ertelenmedi; yanına bir ilâve oylama daha kondu. Bütün yurtta, parti üyesi olmayanlar için ayrı sandıklarda oylamaya gidildi. Çocuklar bile çağrıldı; elinizden ne geliyorsa yapın, içinizden gelen cümleleri yazın sandığı atın, resim yapın şirinlik gösterin, dendi.
Devleti yönetenlerin yer yer engellemelerine, zorluklar çıkarmalarına rağmen illerde şartları uyan çok insan sandığa koştu.
Bu oylama koşuşu, iktidara duyulan öfkenin koşuşuydu. Açlığın koşusuydu, yokluğun koşusuydu. Pahalılığın koşusuydu...
Ve “eylemle” içleri ferahlayan ideolojik grupların kendilerini tatmin için fırsat koşusuydu.
***
İktidar meydanın boş olmadığını göstermek için, dün sabahın erken saatlerinde evlere baskınlar düzenledi. Çoklukla sol-komünist gruptan gazetecileri, parti yöneticilerini toplandı. Bu toplamalara sebep olarak “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu olan 2911 sayılı kanuna aykırı hareket” gösterdi.
CHP kaç gündür, İstanbul-Saraçhane’de yüzbinleri yığdı. Kanuna aykırılık CHP yönetimini de içine alıyor mu?!
Bütün sol partiler ve DEM Parti, CHP’nin yanında.
Keyfî hapse atılan Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın başında olduğu Zafer Partisi, son gelişmelerde CHP ile birlikteydi. Gözaltılara tavır koymuştu. CHP, PKK/DEM ile birlikte hareket edince desteğini çekti.
CHP’nin handikapı bu. Dün de yazdım. CHP yönetimi aşırılardan, bölücülerden bir türlü kendisini kenara alamıyor. DEM’in desteği, DEM’e destek bir taraftan kazandırırken, bir taraftan kaybettiriyor. Ölçmeleri gerekir, kazandıkları mı büyük kaybettikleri mi?
Hâdiselerin sıcaklığında, Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığı için yapılan sembolik oylamaya akın akın gidildi. Dediğimiz gibi, bu gidiş Saray’a duyulan öfkeydi. Ama ülkenin varlığı söz konusu olunca şartlar değişir.
Ülkenin varlığı diyorum. Kendilerini “en Atatürkçü” gösteren CHP yönetimine yanaşan DEM’lilerin Atatürk’le zerre bağı var mı?!
CHP yönetimi bunu düşünmeli.
PKK/DEM’in “ulu önderi” ile CHP’nin “ulu önderi” farklı...
Selim İleri Ömer Seyfettin’e niçin saldırmıştı?
İmamoğlu fitili ateşledi
Ekrem’i attık içeri sıradaki gelsin!
‘Bak Postacı Geliyor’
Turpun büyüğü İmamoğlu mu?
Gözaltılarla karanlığa koşar adım
Yuh olsun İslâm ülkelerine!
Çanakkale Savaşı'nda Yahudilerin yeri
Trump Gazzelileri Uganda’ya sürmeli!
‘Gönüllerdeki Mehmet Gül’









