Krizden çıkarılacak önemli dersler…

Son günlerde ardı ardına önemli olaylar yaşadık.

Üniversite diploması tartışmalı bir şekilde geçersiz sayılan Ekrem İmamoğlu bunun hemen ardından bazı çalışma arkadaşlarıyla birlikte yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alındı ve yargılanıp tutuklandı.

Gözaltılar ve yargılama sürecinde iktidarı protesto etmek amacıyla İstanbul’da başlayan sokak eylemleri kısa sürede başka kentlere de sıçradı.

Gelişmeler ekonomiyi de vurdu. Titizlikle uygulanmaya çalışılan istikrar programı ağır yara aldı. Döviz fırladı, borsa düştü, yabancı yatırımcı ürktü, enflasyon tahmini değişti.

***

Bu olan bitenlerden alınması gereken önemli dersler var.

Örneğin iktidar partisi ileri gelenleri yaşananları sağduyuyla değerlendirip şu sonuçlara varırsa doğru bir yaklaşımda bulunmuş olur:

-Toplumda yaygın hale gelen yargının siyasallaştığı, kararlarını iktidarın istediği şekilde verdiği algısını değiştirmek zorundayız.

Yasalarda yapacağımız düzenlemelerle yargıyı tartışmasız biçimde bağımsız ve tarafsız bir noktaya getirmeliyiz.

-Milyonlarca insanın meydanlarda toplanmasının, sokaklara dökülüp eylem yapmasının nedenlerini enine boyuna tartışmak gerekiyor.

Eylemler sadece Ekrem İmamoğlu ile ilgili değildir.

Artan yoksulluk, dur durak bilmeyen fiyat artışları, önlenemeyen işsizlik, kutuplaştırıcı politikalar, medyaya yönelik ağır baskılar, fırsat eşitliğine ve liyakate önem verilmeyişi de eylemlerin nedenleri arasındadır.

Vatandaşların yaşadıkları ağır sıkıntılar sonucu sokakları doldurduğunu bilmeliyiz.

-İktidarımız önemli kararları artık birkaç kişiyle değil daha enine boyuna tartışarak ve bilim insanlarının görüşlerine başvurarak almalıdır.

-Bir yandan Avrupa Birliği’ne girmeye çalışırken diğer yandan Avrupa Birliği ilkelerine aykırı davranmaktan vazgeçmeliyiz.

-Atılan yanlış adımlar yüzünden muhalefeti karşımızda bütünleştirdiğimizi unutmamalı, bundan sonraki siyasi yolculuğumuzu buna göre yapmalıyız.

***

Ana muhalefet partisinin de yaşananlardan şu dersleri çıkarması kitle partisi olmanın getirdiği sorumluluğun gereğidir:

- Yasalar çerçevesinde protesto eylemleri yapmak meşru bir haktır ama parti liderimizin kürsüden sokakta yürüyenlere ‘Önünüze çıkan barikatları yıkıp geçin, yıkıp geçin!’ diye seslenmesini kabul etmek mümkün değildir.

Böyle bir yaklaşım bizi haklıyken haksız duruma düşürür.

Liderimizin, eylemlerimize marjinal kesimlerin karışma ihtimalinin olduğunu bilerek mesaj vermesini beklerdik. 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerine giden yolun sokak eylemlerine marjinal kesimlerin karışmasıyla açıldığını herhalde hatırlıyordur.

-Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşlarıyla ilgili iddiaları kamuoyu önünde belgelerle yalanlamak zorundayız. ‘Partimize ve cumhurbaşkanı adayımıza kumpas kuruluyor’ demek yeterli değildir.

-Parti içinde birlik görüntüsü verdiğimiz zaman güçleniyoruz, üçe dörde bölünmüş bir parti algısı yarattığımızda ise bize inanan milyonlarca insana hayal kırıklığı yaşatıyoruz. Önümüzdeki dönemi bu gerçeği bilerek şekillendirmeliyiz

Yazarın Diğer Yazıları