Muhtaç mıyız?!

Balgat'taki, partisinden intikamını çok fecî alıyor. "Siz bana rağmen olağanüstü kongre istediniz, sizden öyle intikam alacağım ki, bırakın partiyi, Türkiye'yi nâra atacağım." diyor.

Ülke bu hâldeyken hepimiz birlik olmamız, tek hedefe odaklanmamız gerekmez mi?

Bir intikamcı her şeyi darmadağın etti. İnsanları böldü.

Bir parti başkanı rakibine: "Sen kanunsuz iş yapıyorsun. Gel, kanunsuzluklarını kanuna bağlayalım!" diyebilir mi?

Türkiye'de bu da oldu. Kendi partisinden intikam almak isteyen biri bunu dedi.

Tartışma zemini yokken, oylama zemini yokken, hemen bütün basın yayın organları teslim alınmışken, mülkî âmirler, "yukarı"nın korkusuyla istediklerine miting izni verirken, istemediklerine yasak getirirken parti devletini pekiştirmek için bütün imkânları zorluyoruz.

TBMM'de, ülkeyi tek adama teslim edecek Anayasa değişikliği görüşmeleri başladı.

Bir CHP, başkanlık sistemine açıkça karşı çıkıyor. PKK'nın TBMM'deki uzantısı HDP, kendi şartlarının ileride yerine getirileceğinden emin, başkanlığa kapı aralıyor.

HDP'nin ne istediğini daha iki gün önce yazdım. Ak Parti'nin seçim beyannamesindeki vatandaşlık tarifi ile HDP/PKK'nın taleplerinin nasıl örtüştüğünü gördünüz.

CHP, aralarındaki bazı PKK-severlere rağmen, anayasa değişikliğinin ülkeyi bölgelere ayıracağını açık açık söylüyor.

Ak Parti'de, Tuğrul Türkeş'ten sonra bir ses daha çıktı. Tecrübeli politikacı Cemil Çiçek, "Bu şartlarda başkanlık getirilemez." diyemiyor ama aşağıdaki sözleri başka türlü okunabilir mi?

"Cennete gitmek için bir efendi hazret[ler]i bekliyoruz. Dünyadaki sıkıntılarımızdan kurtulmak için de bir kahraman bekliyoruz. (...) Ülke meselelerine hep şahıslaştırarak çözüm aramaya çalışıyoruz. Bu kadar savaş görmüş, sıkıntı çekmiş ve rejim değiştirmişiz. 150 sene sonra hâlâ iki cihanda bizi kurtaracak tek adamlar arıyoruz. Gelişmiş Avrupa ülkelerine bakalım. Kahraman mı arıyorlar? Cennete gitmek için bir adam, dünyadaki sıkıntılarımızı çözmek için bir adam..." (Röp.: Kübra Par, Gazete Habertürk, 18 Aralık 2016).

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, anayasa değişikliği teklifine dair milletvekillerine dağıtılmak üzere "35 Soru 35 Cevap" başlıklı bir çalışma yapmış. Kitapçıkta Cemil Ciçek'in sözlerini açıklığa kavuşturuyor... Güvenoyu ve gensoru gibi denetim mekanizmaları olmayan, yürütmeye denetim imkânı kalmayan, yasama tekeli elinden alınmış, sınırlanmış, fesih tehdidi altında âciz bir meclis istendiği, Cumhurbaşkanına, kararname çıkararak merkezî idarede "bölgesel yönetim birimleri, bölgesel yapılar, bölgesel kamu kurum ve kuruluşları oluşturabilme" yetkisi verdiği, bunun "federasyona geçiş hazırlığı" olduğu belirtiliyor ve nasıl bir "başkanlık" olacağı vurgulanıyor:

"Anayasayla bir diktatör yaratırız. Her şeye dokunan ama kendisine dokunulamayan bir diktatör ortaya çıkar. Her kişi, kurum ve kuruluş tek bir kişinin, bir diktatörün vicdanına terk edilir. Yönetimi denetleyecek hiçbir güç kalmaz. Devlet yönetiminde ve ülkede zorbalık hâkim olur. Etkisiz, yetkisiz, aciz ve sembolik bir Meclis ortaya çıkar. Meclis'i mezara, demokrasiyi tarihe gömeriz."

Cemil Çiçek'in üstü örtülü açıklamalarına bakarak diyebiliriz ki; Ak Parti, TBMM'deki oylamada bir "katakulli" yapamazsa, "Balgat intikamcısı"nın desteğine rağmen, "başkanlık" zora girer. (İnşallah!!!)

Yazarın Diğer Yazıları