Muhalefete kulak veren kazanır
CHP, 128 milyar doların peşinde. "Nereye harcandı ve niye harcandı?" diyor. Bir boşluk yakaladığını düşünerek üzerine gidiyor. Türkiye'nin değişik illerinde halka duyurmak için "128 Milyar Dolar Nerede?" afişleri asıyor.
Savcılar bu afişleri "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret" kabul ederek toplattığı gibi, afişi asanlar hakkında da soruşturma başlattı.
Bir yerinde "Recep Tayyip Erdoğan" adı geçiyor mu veya ima ediliyor mu, diye afişlerin altına, üstüne, kıyısına baktım, göremedim. Herhâlde arka planda Saray'ın görüntüsünden dolayı Reis Bey'le bağlantı kuruluyor. İyi ama orası hükûmet merkezi ve soru oraya soruluyor.
"Biri" işaret etmese bu afişler toplanamaz. Muhalefet, hemen her gün, hem de isim vererek ekranlarda söylediği sözleri afişlerle de duyuruyor. Afişleri toplatanın, bu sözleri eden muhalefet mensuplarını da sorgulaması gerekmez mi?
CHP'liler, toplatma kararını görünce ister istemez 128 milyon dolarla Reis Bey arasında, yüzlerinde müstehzî bir tebessüm, bağlantı kuruyorlar.
128 milyon doların çarçur edildiğini düşünmüyorum. Salgında kasaya para girmeyince hazırdaki kullanılmış oluyor anlaşılan. Ama nereye nasıl kullanıldığı geçiştiriliyor.
İktidarın kuruşun hesabını verecek açıklıkta olması şart.
Bülent Ecevit'in başbakanlığı döneminde ekonomiden mesul bakanlık koltuğunda oturan Masum Türker, çok ciddî şeyler söylüyor:
"Türkiye'nin 128 milyar dolar döviz rezervi yoktu. Türkiye'nin döviz rezervi kendi sahip olduğu rezervdir. 128 milyar dolar dediğimizde yurt dışından gelmiş borç para eklendiği zaman sanki o para bizim gibi rezerv olarak belirleniyor. Hâlbuki döviz rezervleri artık modern anlamda ikiye ayrılarak tanımlanması gerek. Birincisi öz kaynaklardan oluşan rezerv ikincisi ise yabancı kaynaklardan oluşan rezerv. Türkiye'nin kaybolan rezervi yok. Bu hükûmetin yaptığı başarılı bir iş var, bunu kimse söylemiyor. Bu yüzden de bir bakan biraz dış çevreler tarafından da hedef alındı."
Demokrasi varsa muhalefet de vardır. Harcamaların nereye gittiğini sormak da muhalefetin vazifesidir.
Reis Bey, Uluslararası Demokratlar Birliği toplantısında konuştu. Bu tür toplantılarda iç politikaya girmek, muhalefete ağır ithamlarda bulunmak yerinde mi bilmiyorum, dış bağlantılı "kirli kampanyalar"dan bahsettikten sonra CHP'ye yüklendi:
"Özellikle Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye karşıtı her senaryonun içerisinde yer alarak yalan yanlış ve iftira ürünü iddiaları sürekli tekrarlamak suretiyle kendisine yeni bir misyon oluşturmaktadır. Geçmişte bu parti asla tasvip etmesek de kendince bir duruşa, tarza ve söyleme sahipti. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi kime ne duymak istiyorsa onu söyleyen, seviyesizliği, değersizliği, lümpenliği siyasetin merkezine yerleştirmiş bir yapı haline dönüşmüştür."
Muhalefet iktidarın teminatıdır. Halkı mutmain etmenin, kendine çekebilmenin bir yolu muhalefetin sorularına inandırıcı cevaplar verebilmektir. Unutmayın ki, muhalefetin sorusu halkın sorusudur.
Masum Türker, 128 milyar dolar meselesinin ötesinde iktidarın icraatını öven sözler ediyor.
Diğer taraftan işsizliğe, halkın çaresizliğine, enflasyona, eğitimde kalitenin en alt sıralara düşmesine bakıyorsunuz, bu çelişki nasıl izah edilecek diyorsunuz.
Muhalefete kulak veren kazanır.