Millî güçler tatilde
Dış güçler her şeye musallat mı oluyor?
Günlük yazılar yazmadıkça gündemi takip etmek artık mümkün değil gibi.
Geçen hafta teğmenlerin kılıcı ile meşguldük! Narin Güran’ın alçakça önce kaybedilişi, ardından katledilmesi ve aradaki sisli alanlar… Ve yazıya başlarken Sayın Hulusi Akar’ın eğitimin öğrenmek için olmayıp(!); “Allah korkusu, utanma duygusu” için yapıldığını açıklaması?..
Bu arkadaşın siyaset yaptığı iktidar partisinin Devr-i iktidarında herkeste tutuklanma korkusu var (!) Utanmanın ne olduğunu unuttuk bile! Bunun sebeb-i hikmeti ne ola? Verdiğiniz eğitimin topuzu mu kaçtı?
Bir gazeteci(!) 40 teğmenin korsan yemininden(!) ihraç edileceğini yazdı! Eğer bu iddiası tutarsa mutlaka iddaa tahminleri de yazmalı ve gazetesine iddaa severlerden müthiş tiraj aldırmalı!
Belediyelerin SGK borçları gündemden düşmüş gibi duruyor. SGK’dan alacaklı AKP’li belediyeler henüz açıklanmadığı için bilmiyoruz!
Dış politika gündemimiz ise oldukça karışık! Kim dost, kim düşman? Zaman ve ihtiyaca göre değişiyor!
Gündüz programlarındaki çarpık ve çarpıcı konulara bile zaman kalmayacak kadar gündem yoğun!
2027 yılında “enflasyon tek haneli olacak” diye açıklama yapan ekonomi kurmaylarını, emeklilerimiz kendi yılında(!) kahraman ilan ederler mi? Bilemiyorum!
Bu arada Dilan Polat, Engin Polat konusu saman alevi gibi yandı söndü! Sanki camide abdest alırken yakalanmışlar gibi yaptılar! Kamuoyunda bir acaba duygusu uyanacaktı ki, daha başka gündemler bu masumiyeti(!) tartışmamızı engelledi.
Ayhan Bora Kaplan soruşturmalarında darbe kokusu alanlar, Polatlar soruşturmalarında da darbe kokusu aldılar mı? Bilemiyoruz!
9 Eylül İzmir’in Kurtuluş Günü tam unutulacaktı ki, millî takımımız sayesinde, “gurur günümüze, bir gurur daha katarak” kutladık…
Dünya gündemi “yapay zekâ” ve buna bağlı bilgi ve veri çağında hızlı koşarken, biz her konunun “mala davara faydası ne?” tartışmalarında köreliyoruz…
Çok da ense karartmaya gerek yok gibi; Yılmaz Erdoğan sayesinde haftada bir evde pavyondayız… Hesap kesen yok!
Zenginlerin yalılarda neler çektiğini gördükçe, geçmişte imrenerek baktığımız yalılardan “çok şükür bizde yok” diye içimizi bir huzur kaplıyor…
Borç/alacak, (dolandırıldığımız veya çaldırdığımız da olsa) fark etmez; milyarlarca dolarımız var!
Kişi başına düşen millî gelirimiz artırılıyor (daha ne yapsınlar? Alıp cüzdanınıza da koyacak hâlleri yok). Savunma sanayimiz ile bütçe açıklarını izah edebiliyoruz(!) Neyin kaç paraya yapıldığından bize ne?!
Hesap veremeyeceğimizi sandığımız her hesabın savunma sanayi izahı var! Yatırım mı yapıyoruz, parayı karadeliklere mi atıyoruz o başka bir konu!..
Tam bunları yazıp toparlamak üzereydim ki, vahşice katledilen Narin kızımızın ailesi adına bir açıklama medyaya yansıdı. Güran ailesi diye imzalanan bu açıklamaya göre “dış güçler ve onun yerli iş birlikçileri” işaret ediliyor! Ailenin ülkedeki varlığı ve gücü vurgulanıp, ona göre hareket edilmesi gerektiği gibi bir sonuç anlaşılması isteniyor!
Her şey gözümüzün önünde oluyor! Ve olup bitene karşı adeta susmamız, korkmamız ve güçlüden yana tavır almamız isteniyor!
Karmakarışık duygular ve olaylardan vakit bulup, kendimize zaman ayırmadan herkes için yaşayıp, yapayalnız ölüyoruz.
Gündemi, gündemde takip etmeye, değerli Yeniçağ okuyucuları için gerçekleri söylemeye devam edeceğiz.
44 senedir gündemimizden düşmeyen 12 Eylül’leri hatırlamaya ve hatırlatmaya devam edeceğiz; “çığlıklarımızın gömüldüğü toplu mezarlıktır 12 Eylül 1980”… Devleti millete karşı tuzaklayıp tuzaklayıp, kendilerine ikbal temin edenlerin alçak pususudur 12 Eylül 1980…
Lanetle hatırlıyor, hatırlatıyorum…