MHP: Bir absürt örnek
Rejim değişikliği için dün itibarıyla gün saymaya başladık.
Birinin, "Ben varsam partim var, ben yoksam partim yok!" diyerek, sırf mahkemenin iç muhalefet lehine karar verip kongreyi vetiresini başlatma endişesiyle, ilk ve son söz hakkının kendisinde olması için rejim değişikliği isteyene âdeta yalvaran bir tavır sergilenmesi tarihte görülmemiştir.
Ne yazık ki, çizgisini 48 yıldır, hiç değiştirmemiş, Türkiye'nin bekası için mensupları canını vermiş bir partide absürt bir örnekle karşı karşıyayız.
(CHP daha eski bir parti ama, kabul etmek gerekir, aks değiştiren bir parti. Mustafa Kemal'in gözü gibi koruduğu parti nerede, Ecevit'le, aşırı solu bile içine alarak gelen CHP nerede... Şimdi ise bir PKK belasında, falsolu isimler, maalesef CHP'de yer bulabilmiştir. CHP yönetimi, ülkemizin sürüklendiği badirenin farkındadır. Muhakkak kendi içinde bir ahenk sağlayacaktır.)
Bu absürt örnek, ülke yönetiminin nereye götürülmek istendiğini bize bariz bir şekilde gösteriyor. Adam partiyi tökezletmiş, mensupları, böyle gitmez olağanüstü kongrede yeni kararlar almalıyız, demiş, halkın iradesini temsil eden üst kurul delegelerinin oylarıyla değişikliğe gidilmiş ama "çıkarcılar" set kurmuşlar; bir türlü neticeye varılamıyor.
Ülkeyi "tek adam" idaresine teslim ettiğinizde, Ülkücü Hareket'in maruz kaldığı muameleyle, bütün Türkiye karşılaşacaktır: Mahkemeler kilitlenecektir, Parlamento kilitlenecektir ve devlet kilitlenecektir!
Prof. Ümit Özdağ, MHP içinde genel başkanlık yarışına girmişti. "Tek adam" "Sen misin genel başkan olmak isteyen!" demiş ve Meral Akşener gibi onu da partiden attırmıştı. Aynı Meral Hanım gibi, "FETÖ'cü" denmeye kalkışılmıştı. Ümit Bey, "Devlet Bahçeli'nin bütün muhaliflerine karşı dönemin popüler terör örgütü hangisiyse o terör örgütü üzerinden iftira üretme stratejisi vardır." diyor. (Ü. Özdağ, daha önce de "Ergenekon" kumpasına maruz bırakılmak istenmişti.)
Geçmişte hemen her gün ekranda gördüğümüz Ümit Bey'i, "yukarı"dan gelen emirle, ekrana çıkartmıyorlar.
Rejimi değiştirecek Anayasa değişikliği görüşmeleri başlamadan önce Cumhuriyet gazetesine konuşan Ümit Özdağ, "Bahçeli korumakla ilgili yemin etmiş olduğu anayasayı korumak yerine, bu anayasayı sürekli ihlal eden kişiye anayasayı uyduracak ve tek adam rejimi kuracak bir değişikliğin önünü açıyor. Tarih onu affetmeyecek." dedi. (Kemal Göktaş, 9 Ocak 2017).
Özdağ'ın, çok dikkat çekici bir tespiti şöyle: "MHP tabanının ve tavanının, genel merkezdeki küçük bir grup hariç, yüzde 95'inden fazlası açık bir şekilde başkanlık rejiminin Türkiye'yi bölünmeye ve tek adam diktasına götüreceğini söyleyerek karşı çıkıyor."
Kendisi bir ilim adamı ve tecrübeli bir siyasetçi. Görmese, hissetmese, anlamasa, bilmese, "yüzde 95"i telaffuz etmez.
Özdağ, herkesin üzerinde düşünmesi gereken bir söz etti: Başkanlık sisteminden rahatsızlık duyan AKP milletvekilleri bu rahatsızlıklarını kendisiyle paylaşmış.
Özdağ'ın şu sözlerine Ak Parti ve MHP içinden aklıselim sahibi hiç kimse itiraz etmeyecektir:
"Kuvvetler ayrılığının olmadığı yerde, Anayasa bilimi açısından, Anayasa'dan bile bahsedemezsiniz. Bu, Türkiye'yi anayasasız bir rejime sürüklüyor. Tek maddesi var aslında. 'Recep Tayyip Erdoğan dilediği gibi Türkiye'yi yönetir.'"