Mesele ekonomideki tercihlerle ilgili değil
Ülkede "olmaz" denilen ne varsa, bir bakmışsınız çoktan gerçekleşmiş, etkilerini hissetmeye başlamışsınız… Öyle ki, artık iki gün sonrasını bile kestiremiyor insan. Erken seçim meselesi mesela… Evet, ekonomi kötü durumda. Evet, iktidar siyaseten iyi bir tablo çizemiyor, haliyle bu koşullarda seçime girmek istemez. Akıl ve mantık şu an bunu söylüyor. Ancak, tam ve kesin olarak "Asla ama asla erken seçim olmaz" diyebilir miyiz?
Geçenlerde iktidara yakın bir hukukçunun sosyal medyada yaptığı bir paylaşım nedeniyle, ekonomik bunalım sebepli olağanüstü hal ilan edilmesi ve seçimlere olağanüstü hal koşullarında girilmesi ihtimali tartışıldı; kim "imkansız, olağanüstü hal koşullarında seçime gidilmez" diyebildi? Daha önce olmadı mı? Oldu.
Ülkece "olmaz" dediklerimizi, yaşarken bulmadık mı kendimizi? Bulduk. Hem de defalarca.
Belirsizlik sorunu
Günümüzün en önemli sorunlarından biri güvensizlikse, diğeri de belirsizlik.
Hukuka güven yok. Hükümete güven yok. Öyle ki, milletin devletine güveni kalmadı.
Gençlerden bahsediyoruz ya devamlı… Gençlerin yarınlarının güzel olacağına dair güvenleri yok. Çünkü yarınları belirsiz. Çünkü, gençlerin yarınları için karar alan hükümetin hamleleri belirsiz. Verdiği kararların iki adım sonrasını düşünmeyenlerce yönetiliyoruz.
Son olarak, naslar öyle emrediyor denilerek, faizleri düşürme politikası izleyen hükümetin örtülü faiz artırımı yaptığına şahit olduk. Neticede dolar kuru yüzde 30 civarı geriledi ancak 18.40''lara yükseldikten, gıdadan giyime, teknolojiden kağıda her şeye zamlar geldikten sonra…
Bugün kötülenen ne varsa, yarının politikası haline geliyor. Devlet aklıyla planlı, uzun vadeli bir programla yönetilmiyoruz.
Merkez Bankası başkanı ve Maliye Bakanı devamlı değiştiriliyor. İhtisas alanı ekonomi olmayan kimseler bu tarz görevlere getiriliyor. Ekonomistlerin uyarılarına rağmen ısrarla tersine kararlar alınıyor. Belirsiz ve güvensiz alan, sanki titizlikle yaratılıyor.
Diğer etkenler
Tüm bunların yanında, gerçek şu ki, ekonomi yalnızca ekonomik tercihlerden etkilenmez.
Ülkenin hukuki koşulları, siyasi tercihleri, yabancı ülkelerle olan ilişkileri de ekonomiyi şekillendirir.
Bu noktada ekonominin yapılan tercihlerden en az etkilenmesinin yolu, tercihlerin, siyasi hamlelerin öngörülebilir olmasıdır. Bu öngörülebilirlik sayesinde de belirlilik ve güvenilirlik ortamı yaratılır.
Bugün iktidar, "Seçimler tam zamanında yapılacak" dediğinde seçimlerin zamanında yapılacağından tam olarak emin olamamamız, "her an her şey olabilir" şüphesini içimizden atamamamız, toplum olarak bizim ve bu ülkede yatırım yapacak olan kimselerin önünü görememesine neden olmaktadır.
Bu ülkenin vatandaşları dahi ülkenin hukuk sistemine; bu yargının adaletine; yargının, Merkez Bankası''nın, Yüksek Seçim Kurulu''nun bağımsız çalışabileceğine inanmıyor. Bu belirsizlik ve güvensizlik, ekonomik ve toplumsal tüm sorunlar için ortam oluşturuyor.