Merkez, bırakın doları düşürmeyi tutamaz bile!
Başlıktan dolayı beni suçlamayın. Neden mi? Taraf tutmuyorum, bu yazıyı yazarken ön yargıya da sahip değilim. Mehmet Şimşek’e destek veren biriyim. Yeri gelince eksik kaldığı yönleri de söylüyorum. Yani amacım bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek adına konuşuyorum.
Size doların ve enflasyonun neden artmaya devam edeceği konusundaki gerekçelerimi sıralayayım:
1-Merkezin faizi 35’ten 40’a çıktı böylece ticari kredi faizleri de artacak. Bu işten büyük firmalar sıyırır çünkü hem girdi hem de kredi maliyetlerindeki artışları ürünlerine zamlar yaparak vatandaşa yansıtacaklar.
Ama kuru tutmak, dolayısıyla enflasyonu indirmek için artan faizin bedelini kim ödeyecek? Vatandaş… Ürünlere zamlar gelecek…
Esnaf ve küçük üreticiler de bu bedeli öderler çünkü birçoğu zombi firmaya dönüşmüş durumda. Türkiye dünyada en fazla zombi firmanın yaşadığı bir ekonomi. Yani giderleri gelirlerinden fazla. Bugüne kadar iktidarın ucuz kredileri ile hayatta kaldılar. Ancak ufukta yerel seçim sonrası başka bir seçim yok. O zaman bir kısmı feda edilebilir.
2-Merkez sadece faiz artırıp ekonomik aktiviteleri düşürünce enflasyon düşmez dedik. Aynı zamanda bastığı paraları da geri çekmesi şart. Ama seçim öncesi parayı geri çekerse ortada nakit dönmez ve şirketler zora girer. Bu nedenle bu konuda biraz ağırdan alıyorlar. Ama M3 dediğimiz para miktarı yılbaşı 8,4 trilyondan şimdi 13,2 trilyona vurdu. Bu enflasyonun devam etmesi demek…
Enflasyon varsa Lira değer kaybeder, o zaman dolar/TL de yukarı gitmez mi?
Son karar metninde Merkez bu parayı geri çekeceğini söylüyor ama miktar ve zaman konusu belirsiz. Kuvvetle muhtemel seçim sonuna sarkacak.
3-Yukarıda saydıklarımız faiz oranı ve para miktarını ilgilendiren konular. Buna para politikası adı veriliyor. Bir de maliye politikası var. Onun özü de bütçe…
Bütçe açık veriyor çünkü:
* Nas deyip enflasyon altına faiz çekince Lira değer kaybetti, dolar patladı. Kuru tutmak için KKM geldi ve onun maliyetini de bütçeden verdik. Yani vatandaş, KKM sahiplerine para ödedi. Yetmedi, Merkez para bastı ve enflasyon oluştu.
Bütçe açığının bir nedeni de, 2016’dan beri rezervleri yedikleri için, Kahramanmaraş depremi nedeniyle oluşan muazzam açıkları kapatacak paranın olmaması. Deprem bizi kasa boşken yakaladı. Mecburen deprem harcamaları için bütçeye zamlarla, vergilerle kaynak yaratıldı.
Kim verdi bu kaynağı? Vatandaş…
Zamlar enflasyona yol açtı, doğal sonuç olarak enflasyon ve dolar yukarı gitti…
* Bütçe açığı için zamlar yetmedi borç alındı… 2022 sonunda 4 trilyon olan borçlar 6,2 trilyona çıktı…
Bu borçlara ödenen faiz kimden çıkıyor? Ocak-Ekim arası 537 milyar TL kimden çıktı? Tabii ki vatandaştan…
Söylemek istediğim şu; enflasyon ve bağlı olarak kurla mücadele var ama bedelini bakın yukarıda anlattığım gibi sürekli vatandaş ödüyor. Bankaların, büyük firmaların, tefecilerin vergi yükü vatandaş kadar değil…
Bu program evet rasyonel, ancak eksik… Nebati ile Sayın Şimşek mukayese bile edilmez lakin sadece vatandaşa yıkılmış bir çıkış programı var.
Çıkış konusunda da soru işaretlerimiz var zira reel alanda özellikle tarımda iyileşme getirecek destekler yokken enflasyon nasıl düşecek sadece finansal kararlarla mı? Ki onda bile para arzı buna engel diyoruz. Onda bile siyasi hesap var…
Sonuç şu, enflasyon baz etkisi hariç fazla gerileme göstermez. O zaman yabancı Türkiye’ye neden gelsin? Neden para bağlasın? Londra para piyasasına kapı (swap kapısı) açılırsa kur çıldırır, çünkü dışarıda da enflasyonun dramatik şekilde düşmeyeceği beklentisi hâkim. Fırsat bulurlarsa yani bol Lira bulsalar Lirayı satıp, dolar alır kuru patlatırlar…
Öbür taraftan böyle kalır swap kapısı açılmazsa dolar gelmez, dolar gelmezse kur düşmez, kur düşmezse enflasyon da düşmez…
Çözüm için reel piyasalar için de önlemler alınmalı ve bu faiz hikâyesinin yanında yabancıya satılmalıdır. Yoksa tek faizle bu iş dönmez…