Köpeklerle imtihandayız... Bakalım ne olacak?
Köpek meselesi bizim için Filistin meselesi kadar önemli! Çok şükür Filistin meselesinde, hemen hepimiz mutabıkız. R. T. Erdoğan, TBMM’de Ak Parti’nin grup toplantısında önce Filistin meselesi üzerinde durdu, ardından Türkiye’nin köpeklerle mücadelesine geçti.
Bir Arap ülkesinde kalmıştım. Çok sayıda Uzakdoğulu vardı bu ülkede. İşçiydiler. Dikkatimi çekti... Sokakta köpek yoktu. Niye yoktu? Sordum. Meğer Uzakdoğulular yakaladıkları köpekleri boğazlayıp pişirip yiyorlarmış.
Uzakdoğuluları mı davet etsek? Nasıl olsa Türkiye yabancı istilâsında. 86 milyon nüfusumuz var, 8 milyon da mültecimiz. Belki de daha fazla. Hangi caddeden geçseniz hangi sokağa girseniz, muhakkak, başka dil konuşan insanlarla yüz yüze geliyorsunuz. Bir milyon Uzakdoğulu gelse ne olacak ki?!
R. T. Erdoğan, önceki günkü grup toplantısında sokak hayvanları meselesine açıklık getirdi:
“Gelişmiş hiçbir ülkede olmayan başıboş köpek sorunumuz var. Bazı ülkeler Türkiye'ye gelecek vatandaşlarını kuduz riski konusunda uyarmaya başladı. Bizim medeniyetimiz merhamet medeniyetidir. Canlıya her zaman merhametle yaklaştık. Siyaset ilkemiz bellidir. Yaradılanı severiz Yaradan'dan ötürü. Hiç kimse bizim merhametimizi sorgulamasın. Sahipsiz köpek sayısını yakala, kısırlaştır metoduyla çözmek istedik. Ama bu olmadı. Şu anda bu sorunu köklü şekilde çözüme kavuşturmamız şart... Sahipsiz köpeklerin sahiplendirilmesini amaçlıyoruz. Köpek bakım evi olmayan yerlerde bakım evleri kurulacak. Sahipsiz hayvanlar sahiplendirilene kadar bu bakım evlerinde tutulacak. Sahiplendirilmeleri için kampanyalar düzenlenecek. Sahiplenilen hayvanlar kısırlaştırılacak, çip takılacak ve sahiplerine teslim edilecek. Biz istiyoruz ki barınaklara aldığımız tüm hayvanlar sahiplendirilsin... Eğer bunu başarabilirsek bir sonraki adıma gerek kalmayacağına inanıyorum.”
Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasında, köpeklerin saldırısına uğrayan, hayatlarını yitiren insanlardan bahsederek halkın vicdanını da yokladı.
Reis Bey“...bir sonraki adıma gerek kalmayacağına inanıyorum.” diyor. Sonraki adım “uyutma”. Uyutmanın bir sonrası ölüme terktir.
“Köpekleri uyutma” (dolaydan öldürme) ameliyesine ses yükseltenlerin sesini kesemez ama, en azından kısabileceğini düşünmüş olmalı.
Daha önce “Sokak köpekleri ne olacak?” meselesinde İstanbul’da İttihat ve Terakkî döneminde şehremini (belediye başkanı) olan Prof. Dr. Cemil Topuzlu’nun (1866-1958) “80 Yıllık Hatıralarım”da “Dilenciler, Köpekler” başlığı altında köpekleri imha ettiğinden, dilencileri yakalatıp kamyonlara doldurarak Darülaceze’ye yolladığından bahsettiğini yazmıştım.
Bilmiyorum, Reis Bey’e konuşma metinleri yazanların Cemil Topuzlu’nun hatıratından haberleri var mı? “Haberleri var mı?” diye soracağım, bir başka kitap daha var. Ona sonra geleceğim.
Köpeklerle imtihandayız... Bakalım ne olacak?