Eli çubuklu “böyük gazeteciler” bugün de ekranlara çıktı ve Dilan ve Engin Polat’ın salınmasını tartıştı!

Hatta bir tanesi sözlüye kalkan öğrenci heyecanıyla tahtaya kalktı ve elindeki çubukla ekranda bir şeyler göstererek “tahliye edilmemeleri” gerektiğini anlattı bir hukukçu edasıyla!

Zaten bu ülkede bu “böyük gazeteciler”, hakim oldu, savcı oldu, avukat oldu, siyaset uzmanı oldu, ekonomist oldu, güvenlik uzmanı oldu, oldu da oldu ancak bir tek gazeteci olamadılar!

Haberimi tarafsız bir şekilde vereyim, okuyucum yorumlasın devri geride kaldı artık!

Şimdinin modası, hazırlanan haberin bir de okuyucu için yorumlanması!

Diyorlar ki bu “böyük böyük gazeteciler”, “Hey okur, sen anlamazsın şimdi demek istediğimi, bu haberi böyle yorumlamalısın”!

Dünkü yazımda da belirtmiştim, Edward Herman ve Noam Chomsky’nin propaganda modeli ve 5’li haber eleme süzgeçleri halen geçerliliğini korumakta!

Medya artık “ideolojik ve ekonomik çıkar ilişkileri” ekseninde seçkinlerin gündemini, toplumun gündemi gibi sunmakta!

Biri çıkıyor siyasi analizleriyle partileri dizayn etmeye çalışıyor, bir diğeri çıkıyor dış politikada atılması gereken adımları anlatıyor, bir diğeri ise “böyük stratejist” unvanıyla güvenlik alanında yapılması gerekenleri anlatıyor!

Yahu artık kimse sınırını bilmiyor, kimse sadece işini yapmakla yetinmiyor!

Sen gazetecisin arkadaş, siyasi parti dizayn edemezsin, gelişmeleri yazarsın sadece, dış politikada atılması gereken adımları anlatmazsın, atılan adımları yanlışıyla doğrusuyla kamuoyuna aktarırsın, güvenlik alanında yapılması gerekenleri anlatmaz, yapılanları yazarsın!

Hele hele sabahın 5’inde işe gitmek zorunda kalan insanların tek gündemleri buymuş gibi dayatmazsın insanlara bu konuları!

İşte bunların hepsi Herman ve Chomsky’nin modeline çıkıyor!

Artık kimse “haber” yapmıyor, herkes “ürününü” paketleyip “tüketicisine” sunuyor!

Paketin ise tüketicinin ihtiyaçlarıyla hiç mi hiç alakası yok!

Yukarıdaki modelde belirtildiği gibi gazeteci “ürününü” belirli kriterlere göre eleme/seçme yaptığı için her ne kadar tarafsız ve nesnel olduğunu düşünse de iş aslında hiç öyle değil!

Dönüp dolaşıp iş iktidarların isteğine geliyor!

Dikkat edin, iktidar kanadından yapılan bir açıklama, tüm medyanın haber akışını ve gündemini değiştiriyor!

23 senelik iktidarlarında ne zaman sıkışsalar anayasa tartışmaları attılar ortaya!

Ne zaman dara düşseler Mustafa Kemal tartışması çıkardılar!

Ne zaman çamura saplansalar, topluma yapay bir gündem yaratmasını bildiler!

Bugün ise tüm vatandaşların ortak derdi olan ekonomik sıkıntıları unutturmak için her şeyi yapıyorlar!

Maalesef buna muhalif medya da dahil oluyor!

Dün bu yapay gündemleri yaratmışlardı, bugün Dilan ve Engin Polat’ı konuşturdular tüm gün!

Peki siz Dilan Polat ve Engin Polat’ın tahliyesini konuşurken, “böyük” gazeteciler, televizyonlarda tahliye sürecini vs. anlatırken ne oldu biliyor musunuz?

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ağustos ayı küresel gıda fiyatlarını açıkladı!

Yıllık bazda, küresel gıda fiyatları yüzde 1,1 düştü!

Türkiye’de mi?

Yıllık bazda yüzde 44,88 arttı!

Resmi rakamlara göre! yüzde 80’lerden buralara düşmesine sevindik biz, kahrolacağımıza!

Enflasyon artışında bizden daha iyi durumda olan bazı ülkeler hangileri biliyor musunuz?

Bangladeş, Bhutan, Bolivya, Doğu Timor, Mısır, El Salvador, Etiyopya, Gambiya, Guatemala, Endonezya, Jamaika, Ürdün, Malezya, Moritanya, Mozambik, Namibya, Uganda, Ukrayna, Zambiya!

Liste böyle devam ediyor!

Bakalım yarın bizim “böyük gazetecilerimiz” iktidarın işine gelen hangi konuyu tahtaya kalkıp anlatacak?