HDP/PKK’nın “Eyleme geçin!” çağrısıyla ortalığı yakıp yıkan militanlar, Diyarbakır’da Ziya Gökalp Müzesi’ni hem yaktılar, hem yağmaladılar. Aynı semtte, Ziya Gökalp Müzesi’nin yakınında Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi de var. O müzeye dokunmamışlar. Burada vermiştim: Cahit Sıtkı Tarancı’nın “Memleket isterim” vurgulu bir şiiri var ki, PKK’nın hiç hoşuna gitmez:
“Memleket isterim / Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; / Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. // Memleket isterim / Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; / Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. // Memleket isterim / Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; / Kış günü herkesin evi barkı olsun. // Memleket isterim / Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; / Olursa bir şikâyet ölümden olsun.”
İnşallah bu hatırlatma onları uyandırmaz; devam edeceği belli yeni yakıp yıkmada Tarancı’nın müzesine saldırmazlar!
Müzeye saldırı asıl Ziya Gökalp’e saldırıdır. Gökalp, “Türkçülüğün Esasları”nı ortaya koymuştur. Yine “Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler” raporu PKK’nın tezlerini yerle bir eder.
Abdullah Öcalan İmralı duruşmaları sırasında Gökalp’in “Türklerle Kürtler” makalesini okuduğunu söylemişti. (Bu duruşmadaki müdahil avukatlarla diyalogları enteresandır. Tek tek not almıştım. İmralı’daki Konuk’ta verdim.)
Müze yanarken, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik’in yüreği de yanmış; feryat ediyor. Bizim de yüreğimiz yandı.
Recep T. Erdoğan, 2015’te yapılacak genel seçimlere ön hazırlık bâbından Anadolu’yu dolaştığı bu sıra kitapların yakılmasını Hülagu’nun Bağdat’ı yakmasına benzetmiştir.
İnanın Hülagu bile bu kadarını yapmadı!
Hülagu çok gaddar biliniyor. Bunu tartışmayız ama öyle aklı başında olmayan biri de değil; fikir yürütüyor. Selçukluların ve Halifeliğin baş belâsı Alamut Haşhaşîlerinin saltanatına son vermiştir. Hülagu’nun yanında Batı seferine katılan tarihçi Cüveynî, zamanımıza ulaşan çok kıymetli bir kitap bırakmıştır: Cihan Güşa...
Hülagu, Alamut’u yıktıktan sonra, kalede, Hasan Sabbah’ın döneminden beri teşekkül ettirilen çok kıymetli bir kütüphane vardır, onu da yakmak istemiştir ki, İsmailîlerin fikri zikri kalmasın! Bakın Cüveynî nasıl anlatıyor:
“Yüce Allah’ın yardımı ve Cihan Şehzadesi Hülagu’nun gayretiyle o mel’ûnların kaleleri ve evleri yıkılırken ve onların kötülükleri defedilirken Alamut’un fethi sırasında bu satırların yazarı, hazinede ve kütüphaneler-de incelemelerde bulunup, insanlığa faydalı olan şeyleri seçip almak gö-revini aldı. Bundan maksat, yıllardan beri orada biriktirilmiş olan kitapla-rı incelemek, Kur’ân-ı Kerîmleri ve faydalı kitapları, ” Ölüden diri çıkarır. “ [Rum suresi, 30/18] gibi onların arasından çıkarmaktı. O kitaplar arasında ’Sergüzeşt-i Seyyidinâ’dedikleri Hasan-ı Sabbah’ın hayatını ve başından geçenleri konu alan bir kitap buldum.” (Tarih-i Cihan Güşa, çev. Prof. Dr. Mürsel Öztürk, TTK, 2013).
Cihan Güşa’nın başka bir yerinde kütüphanede bulduğu Büyük Selçuklu Sultanı Sencer’in mektuplarından da bahsetmiştir.
Hülagu mu daha gaddar, yoksa PKK/HDP’liler mi? R. T. Erdoğan da, Bakan Ömer Çelik de olanlar için “vandalizm” demesinler!
Vandalları şımartıp başımıza ettirenler kendileri!
