Kirli damacanalar, gizli PKK’lılar
“115 terörist etkisiz hâle getirildi” diyor İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, ardından aynı rakamı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, pazar günü gündüz Çukurca saldırısından sonra bir televizyon kanalında, sebilhane bardakları gibi dizilmiş gazetecilerin karşısında telaffuz ediyor: “Biz iki şehit verdik PKK’lılar 115 ölü...” Devlet erkânının gurur tablosu... Akıl alacak gibi değil ama öyle.
Şemdinli’de olup bitenler hakkında kimsenin bir fikri yok, yalnızca yürek soğutmak için rakam söyleniyor.
Öldürmek... Beni en rahatsız eden durum. PKK’lıları öldürmek bir şeyi halletmiyor. Adamlar militan devşirmede sıkıntı çekmiyorlar. Bir ölür, bin diriliriz havasındalar.
115 rakamı çok büyük. Tek tek saydın mı, yoksa PKK’lıların telsizlerinden bölük pörçük sayıları mı topladın?
Rakamlar yüreklere su serpmez. Biraz düşünürsen öldürmeye yönelik bir savaş, dehşet verici...
İki gün sonra cesetler ailelerine teslim edildiğinde karşınıza çıkacak manzarayı düşünebiliyor musunuz!
Hep soruyorum... Siz hiç sosyoloji okumadınız mı? Acılar insanları kenetler.
1992’de Cizre’de cenazelerin ailelere teslimi, kitle hareketlerini başlatmıştır.
Devlet, kendi eliyle kendi kuyusunu kazıyor: Alın cenazelerinizi, istediğiniz töreni yapın, demeye getiriyor. Kışkırtıcılar alabildiğine kalabalık toplamak için hane hane dolaşacaklar... Yarı tehdit, yarı aidiyet duygusunu kamçılamayla istemeyenleri bile sokağa dökecekler. Kalabalık arasında herkes aynı hissin zebunu olup çıkar. Tam PKK’nın arzu ettiği görüntü...
***
Pazar günü sabah dokuzdan başlayarak gece yarısına kadar bütün haber kanallarını dolaştım... Arada dönüp Başbakan’ı dinledim...
Çukurca baskını üzerine “uzmanlar” konuşturuldu. Kimileri karşı karşıya getirildi, güya tartıştırıldı. O kadar konuşan insanlar içinde tek isim öne çıktı: Yeditepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın. Birçok kanalda onu gördüm... En gerçekçi Prof. Dr. Caşın idi. Muhtemelen hükûmetten de destek gören bir strateji kuruluşunun başına getirilmiş Doç. Dr. Mehmet Yaygın gibi, hem nalına hem mıhına vurup sonra PKK’ya yontan tiplere rapor hazırlattıranlar (Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün siparişini hatırlatayım), acaba Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın’a hiç akıl danıştılar mı? Ondan bir rapor istediler mi?
***
Recep T. Erdoğan, PKK’ya destek veren basın-yayın organlarından şikâyetçiydi... Bir gün önce, Ülke TV’de, AKP milletvekili Şamil Tayyar, araya “Ergenekon” katarak işi bulandırsa da, PKK destekçisi gazeteleri ve bazı köşe yazarlarını tek tek söyledi.
Türkiye bölünmek isteniyor, her gün evlere kor düşüyor... PKK paralelinde yazanlar ne Dışişleri Bakanı’nın, ne Cumhurbaşkanı’nın, ne Başbakan’ın uçağına alınmalı, ne de itibar edilmelidir.
Kirli damacanaları açıklayan hükûmet, basın yayın organlarındaki “PKK tetikçileri”ni de açıklamalıdır!