'Kanal İstanbul asla yapılmamalı!'
Reis Bey ne zamandır İstanbul Kanalı''ndan bahsetmiyordu.
Bin türlü meseleyle boğuşurken, kanalı ne yapacağız, demişlerdir, diye düşünmüştük
Meğer akıllarındaymış. Yine konuştular:
"Deniz taşımacılığındaki en büyük projemiz Kanal İstanbul''dur. 10 yıl önce gündeme getirdiğimiz Kanal İstanbul fiilen uygulama aşamasına gelmiştir. İlk somut adım Sazlıdere''dir. Diğer işleri de belli plan dahilinde sürdüreceğiz. Çalışmalarımızı başarıyla sürdürüyoruz. Kanal İstanbul''u hayata geçiriyoruz. Uluslararası ölçekte ulaşım ve kalkınma projesidir. Türk boğazlarını kullanan tüm ülkeler için büyük önem arz etmektedir. Plana göre Kanal İstanbul''un kazısına başlayacağız." (Gazeteler, 8 Ekim 2021)
İstanbul, Ankara, İzmir belediyelerinin kaybı belki düşündürür, İstanbul Kanalı''nı yapma inadından vazgeçirir deniliyordu. Yok... "Hayır, inadına yapacağız!" diyor.
Israr ve inat arasında derin fark vardır. Israr yaptığından ve yapacağından emin olmaktır. İnat ise; "enaniyet"in insan aklını ve ruhunu örselemesidir. Başka izah getirmeyeceğim.
Ak Parti döneminin İstanbul müftülerinden Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, TDV İslâm Ansiklopedisi''nde, "İnat" maddesini kaleme almıştır. Girip okursunuz ve "inadım inat" demenin, "dini bütün" muhterem Reis Bey''imize neye mal olacağını anlarsınız:
"Kur''ân-ı Kerîm''de dört âyette anîd (inatçı) geçmekte olup tefsirlerde bu kelime, ''gerçeği kabul edip ona teslim olmamakta direnen isyankâr kişi'' diye açıklanmaktadır. (…) Hz. Peygamber''in, ''Yâ rabbi, beni zorba ve inatçı olmaktan koru!'' (İbn Mâce, "Eṭʿime", 6; Ebû Dâvûd, "Eṭʿime", 17) şeklindeki duasında da zorbalıkla inatçılık arasındaki ilişkiye ve bu huyların ahlâkî tehlikesine dikkat çekilmiştir."
Reisçiler! Bu sözler aynı zamanda sizlere! "İnadına yapacağız!" diyen Zat-ı Muhterem''i savunmak için nasıl deliller getirebileceksiniz?!
İstanbul Boğazı varken, Montrö Sözleşmesi orada dururken, Boğaz''dan daha dar, tabiatı, tarihî dokuyu yok eden böyle bir projeye girişmek, akla ziyan diyeceğim ama yanlış anlarlar. Demiyorum. Rant meselesine ise hiç girmiyorum.
Necmettin Erbakan''ın oğlu Yeni Refah Partisi''ni kurdu. Onunki de ayrı bir "inat". Siyasî çekişme. Olabilir.
Başka bir husus var. Yeni Refah Partililer "Kanal İstanbul Asla Yapılmamalı!" diyorlar. Bu adla da partinin Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Doğan Aydal''ın kaleme aldığı bir broşür yayınladılar. Ara başlıklar böyle bir kanalın mahzurlarını bir bir sıralıyor:
"''Kanal İstanbul'' Asla Yapılmamalıdır! / Montrö Sözleşmesi ve Türkiye''ye Sağladığı Avantajlar / Trakya''daki Askeri Mahzurlar Düşünüldü mü? / İstanbul''a Su Taşıyan Kaynaklar Harap Olacak / Boğazlardan Geçen Gemi Sayıları Her Yıl Düşmektedir / Kanal İstanbul Üzerine Yapılacak Köprülerin Maliyetleri Hesaplandı mı? / Kanal Alanından Hafriyat Yapılacak Toprağın Nereye Döküleceği Belli Değildir / Türkiye-AB Ticaret Trafiği Etkilenebilir / Tuna Nehrinin Bütün Kirliliği Marmara Denizini Doğru Akabilir / Kanal İstanbul, Türkiye Aktif Deprem Kuşağı Üzerindedir / Kanal Alanından Geçen Yol, Su, Elektrik, Doğalgaz Maliyetleri Hesaplandı mı? / Yeni Havalimanı Altındaki Kömür Sahaları Çökebilir / Trakya Bölgesindeki Yüzey Sularının Azalması Halkı Yeraltı Sularını Kullanmaya Sevk Etmiştir"
Her şey ortada... Hâlâ "İnadına yapacağız!" diyorlar.
Allah encamımızı hayreylesin!