İntikam cezası cahiliyeye dönüş
28 Şubat vetiresini başından beri en ağır tenkit edenlerdenim. 28 Şubat''ın zararını da gördüm. 28 Şubat Örtülü Darbesi''nin öncülerinden, şimdi hapse konmuş bir general, başına getirildiği üniversiteden beni atmıştı.
28 Şubat generalleri akıllarını başörtüsüne takmışlardı. Sakal bile yasaklanmıştı. Hâliyle sakalın Sünnetlisi kirlisi olmuyor. Görüntü aynı.
Kendilerince "irtica"ya karşı aldıkları tedbir yüzünden, ben bir gazeteci, "Dr." sıfatını taşıyan bir araştırıcı olarak bitirdiğim fakülteme girememiştim. Fakültenin kütüphanesinde o an bir derginin geçmiş sayısına bakmam lâzımdı. Tartışma sırasında sivil polisler etrafımı sardılar. Az kalsın gözaltına alınacaktım.
Başörtülülerin ikna odalarına çekilmeleri aklıma geldikçe içim sızlar. İnsanın şahsiyetiyle böyle oynanır mı?! Bunu yapanların isimleri belli ve ben burada açıkça söylüyorum: Bu yasakçı sorgucular alçaktır.
Namaz bile yasaklanmıştı. Namaz kılmayacaksınız, denmiyordu ama namaz kılanlar fişleniyordu. Arkadaşlardan biliyorum.
Bir davette karşılaştığım, bir ünlü yasakçı rektöre sormuştum. İrticadan başlayıp irticadan çıkmıştı!
28 Şubat''ın en hızlı döneminde, Başbakan Necmettin Erbakan''ın davet masasında bir oramiralin, masada içki göremeyince, garsonu çağırıp: "Getir bir rakı!" demesini, bir oramiralin şarap içmekte ısrar etmesini hiçbir surette kabullenemiyorum.
28 Şubatçıların hüküm sürdükleri dönemle Talibancıların Afganistan''daki ilk iktidarı aynı zamana denk gelir. Zıttan hareketle iki tarafın uygulamaları hürriyeti yok ediyor, insanın aklını sınırlıyordu. (Evet aklını! Yeri gelince "akıl sınırlaması"nı açarım. Şu kadar söyleyeyim: Kur''ân-ı Kerîm''de "akıl etme" üzerinde ısrarla durulur. Talibancı zihniyetin Kur''ân''la bağlantının nereye kadar olduğunu ve hatta hiç olmadığını göreceksiniz!)
"Taliban" deyince... Yine iktidara geldiler. Eski imajlarını silmek istiyorlar. 1996-2001''de halka, "şeriat" adına kan kusturmuşlardı. Şimdi ise "Biz yumuşadık" diyor. Eski uygulamaları sözüm ona din adına idi. Şimdi vazgeçtilerse "din"le aralarına mesafe mi koyuyorlar? Öyle olunca, kendileri için, "zındık", "kâfir", "münkir" sıfatlarını kullananlara ne diyecekler?
Talibancılar -ileride ne yaparlar bilmiyorum-"Bize karşı olanları, bizimle savaşanları affettik. Herkes işinin başına!" dediler.
28 Şubatçılar, yasaklarıyla, içini boşalttıkları "laiklik" uygulamalarıyla insanlarımızı daralttılar, boğdular; Ak Parti''nin önün açtılar. Ve kendi sonlarını da hazırladılar.
Ak Partililer, içlerinde derin oyuklar açarak yer tutan malûm cemaatle bir oldular, 28 Şubat''ın asker-sivil ayağını önce tutukladılar, sonra tutuksuz yargılamak üzere bıraktılar. İddianameleri evlere şenlik. İçlerinde derin oyuklar açan Cemaat darbeye kalkıştı, iddianame rafa kaldırıldı. Sonra rafa kaldırılan iddianameyi indirdiler, 14 askeri hapse attılar. Hepsi 80''in üzerinde... Belli ki, intikam almak istiyorlar.
Ey muktedirler! 28 Şubatçılar, geçmişte, halka çektirdikleri eziyetle, size öyle bir kapı açtılar ki, yemede yanında yat! (Sözün gelişi... Yanında yatmıyorlar; bol bol yiyorlar. Öyle götürüyorlar ki, iktidarlarını kaybettiklerinde, şimdi, generalleri muhakeme edip içeri attıkları gibi, onlar da 17/25 Aralık''la ortaya saçılan dosyalardan muhakeme edileceklerdir. İçeri girerler mi, girmezler mi, bilemem.)
Sizi iktidara getiren onlar. Siz ise intikam peşindesiniz. Âyet-i Kerîme''yi hatırlatırım: "Allah geçmişi affetmiştir." (Maide, 5/95).
Açın İslâmî kaynakları görürsünüz: İntikam; Cahiliye''ye dönüştür.