'İnsan odaklı çalışıyoruz'
BELGRAD - Belgrad beni şaşırttı. Sırbistan, Avrupa Birliği'ne aday bir ülke. Fasıllar açılıyor. Belki 2020'de üye olacak. Öyle hesap ediyorlar. Sırplar sözlerime dudak bükmesinler, eğer başşehirleri örnekse, ölgün gördüm... Savaş zamanı da gitmiştim, demiştim. O zaman daha canlıydı. Binalar bakımlı, yollar düzgündü. Canlılığı politik hareketliliğe de bağlanabilir. Mitingler düzenleniyor, Knez Mihail gibi, vasıtalara kapalı caddelerde sessiz protesto yürüyüşleri yapılıyordu. Şimdi sokaklar yaşlılara terk edilmiş gibi... Bir de köpeklere... Sokak köpekleri değil; ev köpekleri... Neredeyse her aile ferdinin köpeği var. Söylediklerine göre; fırsatını bulan AB üyesi ülkelere gidiyormuş, kazandıklarını ailelerine gönderiyormuş.
TİKA'nın Sırbistan koordinatörü Mehmet Bayrak, 2009'da imzalanan teknik ve malî işbirliği anlaşması temelinde Sırbistan Cumhuriyeti'nin öncelikleri ve ihtiyaçları doğrultusunda hem de karşılıklı kalkınmaya katlı sağlayacak şekilde programlar gerçekleştirdiklerini belirtiyor. 210 civarında projeyi hayata geçirmişler, birçok faaliyet göstermişler.
Mehmet Bayrak bir noktaya açıklık getiriyor, insan odaklı yaklaştıklarını söylüyor.
Şunu sordum: "Türkiye ile Sırbistan ister istemez karşı karşıya geliyordu. Neden? Bosna ve Kosova savaşı vardı. Türkiye Boşnaklar tarafında bir görüntü veriyordu. Bu çerçeveden baktığımızda burada Türkiye nasıl karşılanıyor?"
Mehmet Bayrak, peşin hükmü dikkate aldıklarını belirtiyor:
"Yakın tarihten gelen bazı karşılıklı önyargılar da var. Ama son dönemde bu durum değişti. Karşılıklı işbirliğine girildi. Özellikle 2009 yılından itibaren Türkiye ile Sırbistan arasındaki ilişkiler ciddi oranda gelişmeye başladı. Yine 2009 yılında TİKA'nın buraya gelişi, 2009 yılında imzalanan serbest ticaret anlaşmasının 2010'da yürürlüğe girmesi, yine vize serbestliğinin getirilmesi... Bu önemli bir husus. Bu serbest ticaret, hem vize serbestîsi toplumlar arasındaki diyaloğu artırdı."
Savaş zamanında şahidim... Halktan insanlarla konuştuğumda, ticaret için Türkiye'ye gitmek istediklerini söylüyorlardı. "Osmanlı damarı kedisini gösteriyor." demiştim.
Mehmet Bayrak'ın söylediğine göre; Sırbistan'a gelen turist sıralamasında Türkiye üçüncü sıradaymış. İlk sıralar Bosna Hersek ve Karadağ'ın. Karadağ ve Bosna Hersek'le akrabalık ilişkileri olduğu, yakın zamanda birbirlerinden koptukları için, oralardan gelenleri turist saymamak gerekiyor. Sırbistan yönetimi, Bosna Hersek'i kendisinden ayrılmış kabul etmiyor. Gördüğüm kadarıyla Bosna Hersek'e geçişlerde pasaportlara damga vurulmadığı gibi, Bosna Hersek vatandaşları kimlikleriyle girip çıkıyorlar. Haliyle turist olarak ilk sırada Türkiye'yi sayabiliriz.
Mehmet Bayrak, "Yakın tarihte yaşanan olaylardan dolayı insanlarımız Sırbistan'a gitmeye tabiri caizse çekiniyorlardı. Artık herkes Türklere güler yüzlü, sevgiyle yaklaşıyor. Tabiî ki münferit olaylar olabiliyor. Takdir edersiniz ki bu bizim ülkemizde de oluyor." diyor.
Sonra anlattılar... TİKA, elçiliğimizin de desteğiyle Knez Mihail caddesinde 15 Temmuz için bir sergi açıyor, "ihanet"i ve "demokrasinin galibiyeti"ni Sırplara göstermek istiyor. Orada logolardaki bayrağımız kazınmış. Kazıyanlar fanatikler mi, yoksa ihanetçiler mi? (Daha yazacağız.)