İdris Yamantürk
Ünlü iş adamı İdris Yamantürk, 96 yaşında hayata veda etti.
İdris Yamantürk, efkâr-ı umumiyede Güriş Holding'in sahibi "büyük iş adamı" bilinir. Onun asıl özelliği tavizsiz Türk milliyetçisi olmasıdır. Arkadaşımız Tevfik Yamantürk'ün de babasıdır.
Hakkında genel bilgi şöyle:
"İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Fakültesi'nden 1952 yılında mezun oldu. Bir süre devlette çalıştıktan sonra 1957'de kendi şirketini kurarak, sanayiden inşaata, enerjiye, madencilikten, turizme geniş alanda hizmet veren Güriş Holding'in temellerini attı. Türkiye'de barajdan, enerji nakil ve üretim tesislerine, limanlara, fabrikalara, hastanelere kadar inşaat ve taahhüt işleri yapan Yamantürk, üretiminin yüzde 90'ını başta Almanya olmak üzere gelişmiş ülkelere ihraç eden Parsan Makina'yı 1968'de, Güriş Makina'yı da 1975'te faaliyete geçirdi. 'Dünyayı eğitimli insanlar kalkındırır' diyen Yamantürk, çok sayıda hayır kurumunun yanı sıra okul yapımına, burs hizmetlerine ve okuduğu kurum olan İTÜ'nün gelişimine büyük önem verdi."
İlk gençlik yıllarımdan beri milliyetçi camiada "İdris Yamantürk" ismi karşıma çıkmıştır. 1 Ağustos 2020 günkü "Parçalama temrinlerine karşı tavrımız net olmalı" başlıklı yazımda Türk Yurdu dergisinin Temmuz 2020 sayısından bahsetmiş ve sonra "Dergide Türk milliyetçiliğinin 'İdris Ağabey'i, Güriş'in kurucusu ünlü iş adamı İdris Yamantürk'le 'ders' niteliğinde bir mülâkat yer alıyor. / İdris Yamantürk'ün tecrübelerinden süzülen sözleri üzerinde durmak isterdim. Başka zaman inşallah." demiştim. O gün bugünmüş.
İdris Yamantürk, hayat hikâyesini, emellerini, yaptıkları, yapılması gerekenleri "Türk Milletine Borcumuz Var: Bir Cumhuriyet Çocuğunun Hayat Hikâyesi" kitabında anlattı.(Haz. Osman Çakır, Ötüken Neşriyat, 495 s.)
Kitabında hayat düsturunu özetler:
"Üzerinde yaşadığımız bu topraklar, Malazgirt'te Anadolu'nun tapusunu alanlar ile İstiklâl Savasında yurdumuza sahip çıkanların bize emanetidir. Bunu başaranlar, yaptıkları işe inanan, insanüstü bir gayretin, azmin ve sabrın sahibi idiler. Allah onlardan razı olsun. Bize teslim edilen vatanımızı daha mamur hale getirmek, milletimizi refaha kavuşturmak ve çağdaş medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmak için durmadan çalışmak bir vatandaşlık görevidir. Türk milletine olan borcumuz budur."
Bu satırları okuyunca insan, bütün iş adamlarımız aynı fikri taşısalar herhâlde devleti yönetenlere idarî düzenlemelerden, sınırların korunmasından başka bir iş kalmayacaktır, diye düşünür.
Türk Yurdu'nda Mustafa Çağrı Peker ve Kemal Özcan'ın mülâkatında: "Biz her işte çok başarılı olduk. Niye başarılı olduk? İdareye hiç yalan söylemedik. Hiç kalitesiz iş yapmadık. Aldığımız işi süresi içerisinde bitirdik. Netice itibarıyla Türkiye'de 100'den fazla eserimiz var. Dünya üzerinde 150'ye yakın eserimiz var." diyor ve ekliyor: "Benim hayatımdaki başarısızlıklar sadece şunlar oldu: Ben hiç yalan söylemediğim için söylenen şeyi hep doğru zannettim ve dolayısıyla bazı aldanmalarım oldu."
Bu sözleri okuyunca aklıma İzmir'de toplanan Üçüncü İktisat Kongresi'nde Türkiye'de, ilk lokomotif fabrikasını kuran iş adamının Alman asıllı karısının gazeteci olarak bana "Biz, rüşvetsiz iş yapan bir şirketiz." dedikten sonra rakip bir başka çok zengin bir iş adamı için sarf ettiği ağır sözler aklıma geldi.
Keşke herkes İdris Yamantürk gibi aldansa! Ama aldanmıyorlar!
Allah rahmet eylesin.