İdeolojik ırkçılık... Bir parti kapatma davası

Herkes ırkçılığı ya ideoloji görür ya da bir hastalık... Nasıl görürlerse görsünler kabulüm.

İdeolojiye "ırkçı" sınır çizildiği, bu sınırın berisinden ötesine geçilmesinin asla kabul edilmediği, kendi içlerinde klanların dayanışmasıyla bir hedefe yüründüğü hiç aklınıza geldi mi?

Bu meseleyi İbn Haldun''un "asabiyet" teorisi içinde bile inceleyebilirsiniz. (Ben inceledim. 299 dipnotlu Mukaddime çalışmam var.)

İdeolojik ırkçılık onulmaz hastalıktır. Türkiye''de, dış bağlantılı öyle bir ideolojik ırkçılık var ki, kendileri okurlar, kendileri yazarlar, dışarıdaki seslere hiçbir surette itibar etmezler; kulakları tıkalıdır. Farklılıkları bile, Gökalp''ın "semiye" diye adlandırdığı kendi klanları içinde ararlar ve muhakkak ortak nokta bulurlar. Belirgin ortak noktaları "Türk"ü silmektir! Bu "silme"nin evveliyatına gidersek, 19. Yüzyıl başlarında tartışmaya açılan "Şark Meselesi"ne varırız. Daha gerilere gidersek Haçlı Seferleri bizi aydınlatır! Derin mesele... Buna girmeyelim!

İdeolojik ırkçılığı, sosyolojiden aparacağımız kavramla ifade edebiliriz: "Cemaatleşme".

Yargıtay Başsavcılığı, Anayasa Mahkemesi''nin iade ettiği HDP İddianamesi''ndeki eksiklikleri tamamlayarak bir daha AYM''ye gitti.

AYM raportörü "Bu da olmamış." der mi, bilmiyoruz.

İdeolojik ırkçılar ve bu ırkçılara payanda olanlar, sesleri yüksek çıktığı için, klanlarında yalvarırcasına kendilerine yer arayan, "siyasî İslâmcılar", "milliyetçiydi" yaftasını boynundan bir türlü söküp atamamış küçük beyinler vaveylaya başladılar: Parti kapatmak bir çözüm değil; yenisi kurulur... Bu zamanda parti mi kapatılırmış? Sonra Avrupa ne der? Dağa çıkmıyorlar, siyaset yapıyorlar!...

Şimdi ideolojik ırkçılıkla bağlantıyı kurabiliriz. Şu satırları okuyalım:

"HDP, öyle iddia edildiği gibi bir ''Kürt Partisi'' değildir. Sadece ''Kürtlerin Partisi'' de değildir. HDP, sosyalist ideolojiyi benimsemiş Türk ve Kürt kesimlerin partisidir. Yani HDP gerek yönetici elitleri, gerekse de sosyolojik tabanı itibariyle homojen bir parti değildir. Yönetici elitlerinin ortak paydası, sosyalist ideolojidir. Oy veren Kürtlerin kahir ekseriyetinin ortak paydası da, milliyetçiliktir. / Paradoks da burada karşımıza çıkıyor: HDP''nin Kürtleri büyük çoğunlukla milliyetçi, HDP''nin ideolojisi ve yönetimi de anti-milliyetçi. Bir başka deyişle, enternasyonalist. Milliyetçiliği ilkel ideoloji olarak gören HDP yöneticileri nedense Kürtlere indiklerinde onların milliyetçi duygularına hitap ederler. Yani HDP elitleri ideolojik-siyasi anlamda milliyetçi olmadıkları halde Kürtlüğü bir mobilizasyon aracı olarak kullanırlar. Onlar için Kürtlük veya Kürtlükle ilgili talepler araçsal bir öneme sahiptir." (Mehmet Metiner, "HDP''yi kapatmak çözüm mü?", Yeni Şafak, 11 Haziran 2021)

HDP ve PKK''yı en iyi tanıyacak isimlerden biri Mehmet Metiner''dir. HDP türü önceki partilerinden birinde de genel başkan yardımcısı idi. İç yüzlerini bilir. "İslâmî" kanattandır. Ak Parti milletvekiliydi. Sonra milletvekilliği seçiminde listeye konmadığı için küsüp gidenlerden, saf değiştirenlerden değildir. Ölümüne "Reis" der! Son attığı bir tivitinde "HDP-PKK ilişkisi, bir iltisak veya sempati ilişkisi değildir; bütünüyle bir emir-komuta ilişkisidir. HDP''yi daha önce siyasal düşünceleri dolayısıyla kapatılan Millî Görüş''ün partileriyle mukayese etmek yanlıştır." demiştir.

"İçeriden gelen ses" bunları söylüyor. (Devam edeceğiz.)

Yazarın Diğer Yazıları