Hi one!

Ali Babanın bir çiftliği var. Çifliğinde köpekleri var.

‘Hav hav’ diye bağırır,

Çiftliğinde Ali Babanın…

İlkokulda öğrendiğimiz bu şarkının, her hayvana uygulanmış versiyonu var. Hayvan, insan hayatında çok büyük yeri olan yaratılmış. An geliyor insana sıfat olabiliyor. (Ayı gibi güçlü. Aslan gibi evlat. Koç gibi delikanlı. Kedi gibi uysal. Vaşak gibi sinirli. Ve daha birçokları…)

Ayrıca yaşamımızın içindeler. Balık, tavuk, inek. Süt ve süt ürünleri, yumurta.. Beslenmemizin yapı taşları. Etlerinden, sütlerinden, tüylerinden, yünlerinden, ballarından faydalanmışız, faydalanıyoruz.

Bir de kediş ve köpişler var. Onlar da dünyamızın masum süsleri. Olmadıkları bir hayat gözümde canlanmıyor. İnsanların psikolojisine çok iyi geldiğini biliyorum.

Bu arada hayvan sevmek sadece onu evine almak da değildir. Onlar için hayatı konforlu hale getirmek de hayvan sevmektir.

Bizim küçük bir bahçemiz var orada yaklaşık elli-altmış tane hayvanımız var. Kazlar, ördekler, tavuklar, inekler, tavus kuşları, bol bol kedi, bol bol köpek. Allah’a şükür, elimizden geldiğince kendi doğal ortamlarına uygun, mutlu olabilecekleri yaşam alanı oluşturduk. Yeri geliyor ekmeğimizi bölüşüyoruz, yeri geliyor sütlerinden içiyoruz.

21. yüzyılda ‘Hayvanları öldürmeyelim, eziyet etmeyelim!’ demek bana çok acı veriyor. Ama bu konu şu an gündemimizde. Çok üzgünüm.

Alınmaya çalışılan kararları sorgulatayım; Psikopat bir adam, hiç tanımadığı yirmi yaşındaki bir genç kıza tecavüz ediyor, ardından öldürüyor. Ya da direkt öldürüyor. Şimdi düşünelim. Adam can aldığ için, olası tekrarları önlemek adına, bütün erkekleri itlaf etseler, bir yere kapatsalar veya kısırlaştırsalar. Bunu kimse kabul etmez. Çözüm de olmaz. Dengeler şaşar. Şu an hayvanlara yapılmak istenen aynen bu!

Hiç kimse evladına ya da kendine, bir hayvan saldırsın, bir insan saldırsın istemez. Fakat böyle olaylar çok ender yaşandığından ürkütücü çözümler üretmek yerine, güzel akılcı kararlar alıp mantık ve vicdan çerçevesinde çözümlenmelidir.

Aslında çoğu zaman, tekmelenen, eziyet gören, kırbaçlanan, aşırı yüklenen; hayvanlar… Aklı içgüdülerine bağlı çalışan bir hayvanın, yüzyılda bir tehlike algılayıp bir şeylere saldırabilmesi çok da anormal değil. Farz edelim ki, bir çocuk, başka bir çocuğa zarar veriyor. Ve o yaştaki çocuklar, toplatılıyor, ceza alıyor. Çok saçma. Tekrar tekrar söylüyor gibi oldum ama bakış açısındaki haksızlık iyi anlaşılsın istiyorum.

Hindistan‘da bereketi için ineğe saygı gösteriyorlar. Anadolu’da sofradaki yeri öküzümüzden sonra gelen kadınlarımız hala var. İçinde çıkar da olsa hayvanlar, insanlar için değerli. Sadece etlerinden sütlerinden faydalanamıyoruz diye, bazı türleri, ‘Uyutalım!’, ‘Kapatalım!’ kararları alınamaz.

Acilen sokak hayvanlarımızla ilgili birimler kurulmalı. Veterinerlerden, araştırmacılardan, gönüllülerden oluşmuş bu birimler, doğru çözümler üretip, kusursuzca uygulamalı. Hayvanlara en ufak zarar vermeden, insancıl ve merhametli bir şekilde, sorun neyse kontrol altına alınmalı.

Avustralya’da develerin katledildiği, kuş gribinde tavukların yakıldığı dünyayız. Akabinde afet tarzı felaketlerle cezalandırıldık, fakat pek ders almadık. Aynı insanlık, Coronaya maruz kaldığında yaşatmaya odaklanıp, ilaç keşfetti. Hepsi aynı can. Alınan nefes, bakan pırıltılı gözler, eller ve ayaklar. Atan bir kalp!

Cana kıymak çok büyük günah. Yaratanın, yaratma sebebi vardır. Sırf buna saygıdan bile birlikte yaşamayı öğrenebilmeliyiz. Yok etmek veya eziyet etmek insanlığımıza yakışmaz.

Bugün mübarek kurban bayramının 4. Günü. Yazım böyle de bir güne denk geldi! Ne kadar garip. İnsan varsa her şey oluyor. Şaşırmıyorum.

Gece üçde çift köfteli hamburger yutan, balık (rakı) için bir hafta önceden plan yapıp heyecanlanan, haşlanmış tavuk yiyerek diyet yapanlar, kurban bayramına kin kusar. Hiç et yemeyip, sivri sineği, örümceği, fareyi, karaböceği gördüğü yerde ezenler rahatça uyur. İçinde hesap olmadığından gamsızlaşmış, hayvanı seven ama kurbanını da kesenler öylece yaşar gider.

İşte bu çelişkili hayattan tek dileğim var! Bünyesinde başta eziyetin her türlüsünü yasaklayan inanç, sonra vicdan, sonra sevgi, sonra akıl ve mantık olan tüm güzellikler var olsun, daim olsun. Allah; bizleri, yavrularımızı, sevdiklerimizi, hayvanları, çiçekleri, ağaçları, dünyamızı korusun, kollasın. Bizi bizim elimize bırakmasın.

* Babalar gününe not: Babammmm. Seni çok özledim. Hep varsın… Hayatımı sana benzeyebilmek umuduyla yaşıyorum. Seni seviyorum. Mekanın cennet olsun.

Yazarın Diğer Yazıları