HDP'ye güzelleme... Denenmişi denemek
HDP''nin kapatılması vetiresinde, birden "Kürt sorunu" çıkardılar, HDP muhataptır, dediler. HDP bile kendisinin muhatap alınmak istenmesine şaşırdı. Bir milletvekili çıktı, "Biz kimiz ki, neyiz ki… Dış kapının dış mandalı. Serok Apo var, Kandil''deki başlar var. Partimizi kurduran, adını koyan da Apo. Muhatap da o." demeye gelen söz etti. Adam yerden göğe kadar haklı. PKK''lıların "İmralı Notları" kitabını okuyun, kendilerinin hiç olduklarını görürsünüz.
Diyorlar ki: "HDP milletvekilleri mecliste. Biri TBMM Başkan yardımcısı. Yeri gelince ondan söz istemiyor muyuz?"
HDP, Türkiye''de, kanunlar çerçevesinde, Anayasa''ya uyarak oy aldı ve milletvekili sayısına göre biri TBMM Başkan Yardımcısı oldu. Eğer Kandil''i, İmralı''yı meclise taşırsa, kanunlarımız var, işletilir, işletilmesi lâzım. Nitekim parti mensupları bardağı taşırdılar, kapatılma devası açıldı.
Politikacılar, bütün Türkiye için konuşmalılar. Etnisiteyi "mesele" görüp ayrıştırmaya giderlerse, ayrıştırmak istediklerinin kat kat fazlası kitleyi karşılarına alırlar, ellerindekinden de olurlar. Aman ha!
Etnik meseleden bahsedenler, M. Kemal Atatürk''ü önemsiyorlarsa, Nutuk''u bir daha okusunlar, etnisiteyi kışkırtmak isteyen dış güçlerin maşalarını, kimlerle irtibatta olduklarını isim isim görsünler. (uyduruk sadeleştirmelerden değil; birebir aktarmalardan okurlarsa, M. Kemal''in üslûbundaki dirayete de vâkıf olurlar. Kimi okuyacağız, derlerse, az sabretsinler. Yakında farklı bir yayın ellerinde olacak.)
"Çözüm" dediler... Ak Parti; İmralı, Kandil görüşmelerine öyle bir bel bağladı ki, silahlar susacak, ortalık sütliman olacak.
Önce Abdullah Öcalan''ın, 2010''da, Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir''e neden kızdığını hatırlatacağım. Osman "Artık silahlı mücadele miadını doldurmuştur." demişti.
A. Öcalan, daha sonra 2013''te, önce Kenya''da teslim alınıp getirildiğinde bu sözü söylemişti. Belki kendimi idamdan kurtarırım, diye düşünmüştü. İmralı konforuna kavuştuktan sonra "özüne" döndü! İmralı''dan Avukatların taşıdığı, Osman Baydemir''e azarı:
"... Bakıyorum bazen öyle şeyler oluyor ki, çok şaşırıyorum, öfkeleniyorum. İşte basından izledim, bazıları çıkıp sorumsuzca ''Silahlı mücadele miadını doldurmuştur'' diyor. Buna kendileri nasıl karar verirler, bu hakkı nasıl kendilerinde buluyorlar? Silahlı güçlerin pozisyonu ve geleceği hakkında Kandil bile tek başına karar veremezken, bunları nasıl söyleyebiliyorlar? (…) Şimdiki gibi rahat siyaset yapabilecek misiniz, devlet seni yaşatır mı, neyin karşılığında silahlar bırakılsın diyorsunuz?"
Ellerindeki en büyük koz silah. Eğer "müzakere" noktasına gelmişlerse kullandıkları silaha, katlettikleri insan sayısına güvenip masaya oturdular.
Ak Parti Hükûmetleri, halka değil; PKK''ya teminat vermek için peş peşe kanunlar, programlar çıkarmıştır. 10 Temmuz 2014''te "6551 sayılı Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun"; 6 Eylül 2014''te 62. Hükûmet Programı''nda "Çözüm Süreci"ne müstakil bir başlık açılması; 1 Ekim 2014''te "Terörün Sona Erdirilmesi Ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun Kapsamında Yürütülecek Çalışmalara İlişkin Esaslar"a dair kanun. Bütün bunları başlangıcı, 2009''da, 61. Hükûmet Programı''ndan yar alan "Çözüm"le ilgili esaslar.
Nereye geleceğim? Ak Parti, çok sevdikleri kelimeyle söyleyeyim "sorun" dedi, A. Öcalan''ın, Kandildekilerin sırtlarını sıvazladı. Vardığımız yer kan ve gözyaşı.
HDP''ye güzelleme denenmişi denemektir. (Daha yazacağız)