Hayata hazır bireyler yetiştirmek
“ABD’nin Arlington şehrindeki Milletler Ligi finalinde Çin’i 3-1 yenen Türkiye A Millî Voleybol Takımı dünya şampiyonu oldu.”
Türkiye saatiyle geç vakitte oynandığı için izleyemediğim, ancak sabah uyanır uyanmaz sonucuna baktığım maça dair bu cümleleri okuduğumda duyduğum gurur, mutluluk, özlediğim bir duyguyu yaşattı bana.
Helal olsun size kızlar!
Türk kadınlarının başarabileceklerini herkese gösterdiğiniz için, teşekkürler size.
Hem de tam da kız çocuklarının toplumsal hayattaki yeriyle ilgili rahatsızlığı olanların çıkardığı tartışmaların gündeminde, ilaç gibi geldiniz.
Asli görev konusu
Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in göreve geldikten sonra yaptığı en önemli açıklama karma eğitime alternatif olarak kız okulları açma hedefine dair oldu.
Bakan Tekin, amacını, ailesi karma eğitime karşı olan kız okullarının okula gidebilmesi olarak açıkladı.
Tespit edilen sorun elbette ki doğru. Türkiye’de halen kız çocuklarının okullaşma oranını yüzde yüze taşıyabilmiş değiliz.
Fakat çözüm, kız çocuklarını eğitim hayatında ayrıştırmak mı olmalı?
Meseleyi sadece rakamsal sonuçlarla çözmeye çalışarak, başarılı bir eğitim politikası izleyebilir miyiz?
Kız liseleri, eğitim sistemimizin yabancı olduğu liseler değil, ancak bugün kız liselerinin açılma sebebi “kızımız erkeklerle okuyamaz” düşüncesine hak verir bir gerekçeye dayanabilir mi? Bunu Millî Eğitim Bakanlığı’nın misyonuna uydurabilir miyiz?
Vizyonu “Hayata hazır … bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi” olan Millî Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesinde, bakanlığın amacı şöyle açıklanıyor:
“Düşünme, anlama, araştırma ve sorun çözme yetkinliği gelişmiş; bilgi toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış; millî kültür ile insanlığın ve demokrasinin evrensel değerlerini içselleştirmiş; iletişime ve paylaşıma açık, sanat duyarlılığı ve becerisi gelişmiş; özgüvenli, öz saygısı, hak, adalet ve sorumluluk bilinci yüksek; gayretli, girişimci, yaratıcı, yenilikçi, barışçı, sağlıklı ve mutlu bireylerin yetişmesine ortam ve imkân sağlamaktır.”
Erkeklerle bir arada okumasının “yanlış” olduğu fikriyle eğitimde ayrıştırılan kız çocukları, kadın ve erkeğin bir arada yaşadığı toplum hayatına nasıl adapte olacak? Bu bakış açısıyla yapılan ayrımla ikilileştirilen sistemde, karma eğitimi tercih eden kız çocuklarına toplumun veya erkek öğrencilerin bakış açısı nasıl olacak?
Çözüm bu mu?
Kadınlar tacize uğruyor, “kadın otobüsleri, kadın taksileri getirilsin” deniyor;
Zihniyeti kirli babalar, kızlarını okula yollamıyor, “kız çocuklarına ayrı okul açılsın” deniyor.
Çözüm gerçekten de kadınların toplum hayatından dışlanmasında yatıyor olabilir mi?
Toplum hayatının dışına itilen kadın, hayata karşı çok daha savunmasız olacaktır.
Bu açıdan, kadına alan özgüleyip onu ortak hayatın dışına itmek yerine, zihniyeti değiştirmeyi “asli hedef” haline getirmek gerekmez mi?