Hasan Sabbah-F. Gülen?

Tekrar tekrar sormak gerekir...

Neden başarılamayacak bir darbeye girişilir? Ve asıl soru: Neden bu derece kan dökmek göze alınır?

Bu darbe teşebbüsünü Türkiye'de kim kararlaştırdı? Ne zamandır bu insanlar örgütlü ve hakikaten Alamut'a (Pensilvanya'daki çiftlik) ölümüne bağlılar mı? Şimdilik ifadeler bu bağlılığı gösteriyor. Nedir onları bu derece efsunlayan?

Kişiye bağlılık, insanın tek başına karar alma mekanizmasını da kilitler; F. Gülen bir başka devlete mecbursa... Sen bir devletin kanatları altında ol; senin hareketlerin o devleti ilgilendirmesin! Mümkün mü? Eğer sadece kültür-eğitim faaliyeti gösterilseydi, belki bütün dünyada Türkçenin yanında İngilizcenin yayılmasına, Amerikan kültürünün tanıtılmasına da yardımcı oluyor, varsın ülkemizde kalsın, varsın istediği faaliyeti yürütsün, diyebilirlerdi (diye düşünüyorum!); ama, hiç olmayacak bir tarafa sürüklemişler, bütün birikimlerini, devleti ele geçirmek için kullanmışlar. Biliyorum, çok insan öfkelidir... Kendisinin veya çocuklarının F. Gülen mektepleriyle kesişmeyen çok azdır. Kendilerini aldatılmış hissediyorlardır.

Mazallah, darbe başarılsaydı, herhâlde, ülkenin yönetimi, perde arkasını bırakın açık açık ABD'ye teslim edilecekti. İşin başı orada rehinse, başka türlü idare şekli olamaz!

Millî Görüşçüler, M. Kemal'i sevmezler ama, madem mutlak iktidardalar, M. Kemal'in stratejini bilmelidirler.

Millî Görüşçülerin şunu anlamaları gerekir: Osmanlı münfesihti. M. Kemal münfesih ve bir başkasına bağlı (İngilizlere) Osmanlı yönetiminden memleketi kurtarma örgütlenmesinin beklenmeyeceğini gördü ve harekete geçti. Eski İttihatçı'dır M. Kemal; bir politika kurdudur.

Millî Görüşçüler Nutuk'u mutlaka okumalılar. Hem Türkçesi için, hem ifade gücü için, hem anlattıkları için... ABD mandasına girilmesi talebi üzerinde durur ve neden girilmeyeceğini, neden kesinlikle bağımsızlık gerektiğini uzun uzun anlatır. (Benim birebir yeni harflere çevirdiğim Nutuk'tan okusunlar, derim ama bir türlü yayınlayamadık. Tekrar tekrar kontrol gerekiyor. Neşrin eli kulağında! Bu çalışmanın asıl özelliği, rahat okunabilmesi için zamanımız imlâsının uygulanmasıdır.)

M. Kemal'in, halifeliğin kaldırılması tartışmalarında söylediklerini de yabana atmasınlar. Günün şartlarında söylenen aşırı sözler belki rahatsız edebilir ama, satır aralarından çıkarılacak çok dersler var. Eğer, darbe teşebbüsü neticeye ulaşsaydı, F. Gülen, denildiğine göre, halife olacaktı. (Tekrar tekrar yazıyorum... Halifelik diye bir şey yok!.. Bitti!.. M. Kemal şeklen var olanı kaldırdı... Çok çok önceden, daha ilk halifeler döneminde, halifelik aslî mecrasını kaybetmiş, bir iktidar vasıtası olmuştur. Şu zamanda bunu hatırlamalıyız.) Bir Hasan Sabbah'tan kurtulurken, bir başka Hasan Sabbah çıkmasın! Herhâlde, darbe teşebbüsünden ders alınmıştır ve kişiye merbutiyyet, kişiyi ilâhlaştırma, insanları düşündürecek, biz nerede hata yapıyoruz, dedirtecektir. (İnşallah!)

Hasan Sabbah'ın (?-1124) otobiyografisi vardır. Fethullah Gülen'in de... Birinin adı "Sergüzeşt-i Seyyidina" , diğerinin ise "Küçük Dünyam". İki biyografi de birbirine benzer! Tevazuda(!) yarıştalar!

Bir insan ne kadar mütevazı ise, bir o kadar mütekebbirdir.

Darbe teşebbüsü Türkiye'de bir milât... Meselenin bu yönü çok mühim. (Devam edeceğiz.)

Yazarın Diğer Yazıları