Hani vizyoner eğitim?
Eğitim vizyon belgesi açıklandı. Elle tutulur büyük bir değişim gördük mü?
Hayır..
Toplumsal sorunları konu edinen bir temellendirmeden söz edildi mi?
Gene hayır.
Peki, ne var bu belgede?
Alt sistemlerde görülen birkaç değişiklik..
Sınav sistemi, ders içerikleri çeşitleri, yapısal olarak da öğretmenlerin eğitimi, Okul müdürlerine yetki artırımı vs.
Peki, soralım bakalım.
Kardeşim, üniversitelerdeki eğitim yönetimi bölümlerini neden kapattı Türkiye? Bütün eğitim yönetimi ders kitaplarında, uluslararası bilimsel kürsülerde, okul yöneticileri ile eğitim yöneticilerinin mutlaka okuldan yetişmesi öneriliyor mu?
Evet öneriliyor!
Bu evrensel çağrıya yönelik bir açıklama var mıydı Sayın bakanın vizyon belgesinde?
Yoktu..
Öyle eksik kalmış. Çünkü okul müdürünün yetkilerini artırmak esas sorunu çözmüyor. Okul yöneticilerini eğitimli hem de mesleki eğitimli yaparak ancak çağdaş eğitim yönetimine geçebilirsiniz.
Bu bir.
İkinciye gelelim?
Vizyon belgesinin bir eğitim felsefesi var mı? Başka bir ifade ile Türkiye eğitim sistemi kendini çağın gereklerine göre yenileyecek ve benimseyecek bir eğitim felsefesine ne zaman geçmeyi düşünüyor?
Diyeceksiniz ki ne var çağda?
Birinci, ikinci, üçüncü sanayi devrimlerine ve bunların aradığı yetişmiş kalifiye insan ihtiyacına yönelik eğitim veremedik biz? Çünkü devleti yönetenlerin sanayileşme ve kalkınma politikaları yok.
Devlet Planlama Teşkilatı ne oldu?
Kalkınma Bakanlı'ğına dönüştürüldü?
Peki, Kalkınma Bakanlığı ne oldu?
Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi'yle ortadan kalktı.
Öyle ise size bir şey sorayım mı? Dördüncü sanayileşme sürecinde olduğumuz şu günlerde hangi alanda eğitilmiş ve yetişmiş insan gücüne ihtiyacımız var biliyor musunuz? Acaba "Millî Eğitim Vizyon Belgesini" hazırlayanlar bunun cevabını verebildiler mi?
Pek sanmam.
Çünkü bunun emarelerini açıklanan belgede tam olarak göremedik.
Yazılım dönemindeyiz. Android yazılımlarla gelişmiş ülkeler, bir devlet bütçesinin üstünde gelir elde ediyor.
Başka?
Robot kadın Sofia gibi, algoritmik sistemlerin toplumsal hayatın bir parçası olmaya doğru yöneldiği bir sürecin içindeyiz.
Öyle ise bize hangi eğitilmiş insan gücü lazım?
Bu söylediklerimizi çözümleyen, çağı okuyan, kendisi yazılımlarını üreten, algoritmik toplumsal yapının parçası olmaya hazır insanlar.
Peki, bu insanın eğitimi nasıl olacak?
Birincisi ezberci eğitim olmayacak.
Teknik dille söylersen birinci sanayi döneminin uygun gördüğü özünde realizm, pratiğinde esasicilik dediğimiz, bilginin yönetilmek yerine ezberlendiği, öğretmen otoritesinin ve disiplinin en üst düzeyde görüldüğü, eğitim felsefesi olmayacak
İkincisi, yaratıcı düşünme, eleştirel düşünme becerilerinin özümsendiği, uygulandığı, ilerlemeyi esas alan bir eğitim felsefesine dayalı olacak.
Bu da demokrasi eğitimi demektir.
Ezberlemeyi öğrenen eklektik düşünemez. Eleştirel de düşünemez, yaratıcılık yerine ezber bilgiyi tekrar etmeyi sever. Hâlbuki önümüzde hızla yaklaşmakta olan çağ, bunu aptallaşma olarak görüyor. Yaratıcılık istiyor. İlişkisel ve çok yönlü düşünebilen zihin yapısı istiyor?
Unutmayalım. Eğitim ihtiyaçlara göre düzenlenir. Ve aynı zamanda devletin ekonomi ve kalkınma planlarına göre yapılandırılır. Eğer ülkeyi yönetenlerin aklında büyük hedefler yoksa eğitimde de yaratıcı zekâya ihtiyaç kalmaz. Ezbercilik daha iyidir. Aynen şimdi olduğu gibi.