Gara'da bir yanlışlık var

PKK, 13 insanımızı, mağarada başlarından vurarak şehit etti. Resmî açıklamalarda halka, şehit edilenler için "siviller" dendi. Hâlbuki PKK'nın rehin tutuğu asker ve polislermiş. Devlet bunu bilmiyor muydu?
Sanırsınız ki, PKK'nın kendilerinden olmayanları, haraç vermeyenleri, emniyet güçleriyle yakın görünenleri toplamış, elini kolunu sallaya sallaya sınır dışına çıkarmış.
Gara'da bir yanlışlık var. Resmî makamlar içeride bunu kendileri araştırmaları lâzım. Nerede yanlışlık yaptık veya neyi göremedik diye düşünmeliler.
Adlandırmalar da şaşırtıcı... "PKK'nın alıkoyduğu" diyorlar. Alıkoymak ayrı. Masum görüntüdür. Sanki insanlarımız misafirliğe gittiler de PKK, "Size doyamadık, biraz daha kalın." dediler!
HDP/PKK'lılar, açıklamalarında önce "alıkoymak" ifadesini kullandılar, sonra "esir"den bahsetmeye başladılar.

"Esir" yerine "tutsak" da diyorlar. "Tutsak" Dede Korkut'ta da geçer. Ziya Gökalp Türk Medeniyeti Tarihi'nde Dede Korkut'tan alıntısında, bezirgânlar Oğuz'a gelir, "Kâfir iline düşmüştük. O kalenin beş yüz kâfiri üzerimize koyuldu. Kardeşim tutsak oldu. Malımızı, rızkı­mızı yağmaladılar." der.
Fuzûlî de dâhil, daha birçok şair ve yazarda görürüz. Şunu akıldan çıkarmamalıyız: Ne "esir"i kaldırıp "tutsak"ı kullanırız, ne "tutsak"ı kaldırıp "esiri"... İki kelime yeri gelir birbiriyle örtüşür, yeri gelir birbiriyle ayrışır. "Esir" Arapça asıllıdır; atalım, diyemeyiz.
"Tutsak", zamanımızda "esir" karşılığı kullanılsa dahi, iki kelime arasında nüans olduğunu bilelim.
PKK'nın "esir/tutsak" alması ile "rehin" alması arasında derin fark vardır.
Devlet nezdinde PKK bir terör örgütüdür ve "eşkıya" diye anılır. Eşkıya ne yapar? Pazarlık için, devletin feda edemeyeceği insanları "rehin" alır.

"Esir" kelimesinin günlük hayatta kullanılan başka manaları vardır. Burada, "düşman"ın eline geçen manasınadır.
"Eşkıya" diyorsanız, "esir"den veya "alıkoyma"dan bahsedemezsiniz; kaçırılanlar "rehine"dir.
Bir de "Etkisiz hâle getirme" meselesi var. Daha önce temas etmiştik. En manasız ifade. Ya öldürmüşsündür ya yakalamışsındır ya teslim olmuştur.
Kelimeleri yerli yerinde kullanmalıyız.
13 insanımız katledildi. Bu insanların hemen hepsi polis ve asker. PKK'lılar, 2015-2016'da çok rahat yol çeviriyorlar, kimlik yoklaması yapıyorlar ve askeri, polisi alıp götürüyorlardı.
O yılların "çözüm=çözülme" yılları olduğunu hatırlatırım.
10/7/2014'te, altı maddelik "Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun" çıkarıldığından haberiniz var mı?
Birinci maddesinde "Çözüm sürecine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir." deniliyor.
Adı "çözüm"se, verilen nedir ve alınan nedir? Bunun tahlili yapıldı mı?
Görünürde çözümün getirdikleri tam bir çözülme: Hendekler, katliam ve gözyaşı...
ABD yine taşeronlarına toz kondurmak istemiyor. Dışişleri Bakanlığı'nın küstah açıklamasında "Eğer, Türk sivillerin ölümünün, terör örgütü PKK tarafından gerçekleştirildiği haberleri doğrulanırsa, bunu olabilecek en güçlü şekilde kınıyoruz." deniyor.
Ey Amerika! İnsanlarımızı sizin koruyup kolladığınız PKK militanları kaçırdı. Kaçıranlara hediye ettiğiniz silahların namlularından çıkan kurşunlarla katledildiler!
Diyelim ki, onlar vurmadı? Ne fark eder!

Yazarın Diğer Yazıları