Fatura ağır, ihtiyaca cevap veremiyor!

AKP, artık var oluş süresini dolduruyor. İçinde bulunduğumuz siyasi, sosyal ve ekonomik manzaradan çıkaracağımız sonuç bu.

Söylediklerimizi biraz açabilir miyiz?

Evet açarız.

Mesela ekonomik ihtiyaçlara cevap verebiliyor mu?

Hayır.

Sosyal ihtiyaçlara?

Ona da hayır.

Siyasal ihtiyaçlara da cevap veremiyor. Çünkü seçmen kaybediyor. Muhalefet etmeyi düşmanlaştırma üzerinden yürütüyor.

Öyle ise?

Öyle ise sonuç belli: AKP, kendini tüketiyor. Kendini tüketiyor çünkü elinde bulundurduğu bütün imkânları çok kötü kullanıyor. Kötü kullanınca da yan yollara saparak düzeltmeye çalışıyor.

Düzeltebilir mi, bu strateji ile kesinlikle düzeltemez. Ancak tükenişi hızlandırabilir. Yaşadığımız gelişmeler de bunu doğruluyor.

Her şeyden önce, seçmene yalan söylüyor. Bu durumda seçmen-iktidar ilişkisinde güven sağlanabilir mi?

Ne yalanı söylüyor?

Ekonomik verileri inandırıcı değil.

Örneğin TÜİK verileri.

Sağlık verileri de öyle.

Korona ile ilgili verilerin ne kadar aldatıcı olduğunu yaşadığımız süreç içinde öğrendik. Durumun düzeleceğine olan ümit verici gelişmeler ortada yok. Bütün mesai Millet İttifakı'na odaklanmış durumda. O grubu nasıl dağıtırız?

Nasıl yeni birleşmelerin önünü keseriz.

Şimdi yaptıkları ve düşündükleri hatta bildikleri ters siyasi manevra "böl, ayır, kontrol et" anlayışı üzerinden yürütülüyor. Partiden kopuşları böyle önleyebilirler mi?

Sanmam.

Çünkü gerçekler acıdır.

Ekonomik gerçekler, işsizlik, yoksunluk ve yoksulluk olarak gittikçe büyüyor. Onlar büyüdükçe, önce kopuşlar, sonra arayışlar ve en sonunda da demokrasinin dediği olur. Seçmen nedenini sandıkta, çektiklerinin nedenini çektirenlerden sorar.

Maslow'un "İhtiyaçlar hiyerarşisi" kuramı vardır. İnsan davranışlarının nedenini anlatır.

Temel belirleyici "fizyolojik ihtiyaçlar" dediği "açlık, susuzluk, ana-babalık ve cinselliktir." Bu sebeple aç olanların önceliği iştir, paradır, ekmektir, karnını doyurmaktır. AKP iktidarı, halkı/seçmeni tam da buradan vurduysa, nasıl kendine bağlayacak?

Cumhur ortağının MHP'si, üniversite mezunu işsiz ülkücüleri ne ile kendi çadırında tutacak?

Ülkücünün karnı acıkmıyor mu?

İşe ihtiyacı yok mu?

Evlenip çoluk çocuk sahibi olmayacak mı?

Hepsine ihtiyacı var ve hepsinden de faydalanması gerekiyor. Çünkü o da insan.

Aylarca tek kelime etmeyip, tam da partiden kopuşlar başlayınca "HDP kapatılmalıdır. HDP teröristtir" söylemi ne kadar inandırıcı olacak ki geriye dönüşü durdursun? HDP kapatılsa da yerine yenisi kurulsa da bizim ülküdaşımız gene işsiz, gene çaresiz ve gene boşta.

Sonuçta olan kendisine oluyor. Parası olanın tuzu kuru.

AKP iktidarı, bağlı olarak Cumhur İttifakı, ekonomik ve sosyal talebi, hatta sağlık talebini bile karşılayamıyor. Kısacası "müşteri memnuniyeti" yok.

Öyle ise seninle neden alışveriş edelim?

Açığı kapatmak için, önce İYİ Parti'yi bölelim dediler.

Tutmadı.

Sonra?

DP ve SP'yi ele aldılar.

O da tutmadı.

Tutması da mümkün olmaz. Çünkü AKP iktidarının yarattığı ekonomik düzen kimsenin cesaretle benimseyip savunacağı bir düzen değil. Bu faturayı hangi aklı başında biri halka savunacak da siyasi gelecek elde edecek?

Demokrat Parti mi?

Yoksa Saadet Partisi mi?

Hiçbiri..

Madalyonun ikinci yüzünde Partili Cumhurbaşkanlığı var. Cumhurbaşkanlığı partili olunca ortaya siyasi kriz çıkıyor. Bunun anlamı nedir biliyor musunuz? Bu sistem arıza yaratıyor, politik manevralara ve tartışmalara izin vermiyor demektir.

Nereden anladık?

Çünkü sık sık mahkemelik oluyor.

Yazarın Diğer Yazıları