Etnik tuzakçılara karşı birlik
12 Eylül''e dair yazdım. (Bkz. "12 Eylül acıları dilim dilim", Yeniçağ, 12 Eylül 2021) Beni tenkit eden bir maili vereceğim.
"Sayın Tekin, / 12 Eylül öncesi olayların doğrudan ya da dolaylı içinde olan bir sağcı-ülkücü olarak hiç özeleştiri yapma niyetiniz yok. Hâlâ, karşı tarafı komünistlikle suçlama ajandanız devam ediyor. Şimdiki İslamcıların kendinden olmayan herkesi hain diye suçlamasıyla aynı. Bizler sol görüşlü, memleket aşkıyla yanan ve de sizlerden daha çok milliyetperverdik. Sizinkisi slogandan ibaret iken, Tanrı dağları diye laflarken, bizler emperyalizmin emellerini görüp halkı bilinçlendirmeye çalışırdık. Geldiğimiz nokta, emperyalizmin ne olduğunu sizlere de öğretti. Sizler o tarihlerde emperyalist lafını asla ağzınıza almaz, sadece solcu avına çıkar, polis eşliğinde öğrenci yurtlarını basardınız. Türkeş''in kamuflaj içinde komandoları, eğitim kampları CIA beslemeli komünizme karşı özel kuvvetlerdi. Ne komünizmi sayın Tekin, hepsi ABD yanıltması, aldatması ve propagandası. Kaldı ki, ülkücü olduğunu iddia edenler sokağa çıkmasaydı, çatışmalar darbeye meydan yaratacak boyuta ulaşmaz, sol kendi arasında kısa aralıklarla çatışır ama çatışma biterdi. 1977 yılında hem devlet memuru, hem de Erzurum Atatürk Üniversitesi İşletme Fakültesi''nde dışarıdan öğrenci idim. Solcuyum diyebilen birkaç öğrenci polis nezaretinde sınavlara gelebiliyordu. Arkadaşlara çıkıştığımda, onlar da bizimkilere ODTÜ''de aynı şekilde davranıyor, yaşatmıyorlar derlerdi. Siz yapmayın bu faşistliği peki derdim ama kim dinleyecek beni o zamanlar. Kusura bakmayın uzattım, neticede ABD''nin istediği oldu, devlet destekli sizlerin sayesinde sol korkunç şekilde ezildi ve memleket şimdi Türk ve Türklük düşmanı şerefsizlerin eline kaldı. / Saygılar." (Mehmet Kenan-İzmir)
Mehmet Kenan Bey''in yazdıkları her satırın üzerinde durabiliriz, farklı ve gerçekçi yorum getirebiliriz. Bu tartışmaya girmeyeceğim. Bir başka yazıyı vereceğim, siz kıyas edeceksiniz. Yazı Ali Yıldız''ın. Dönemimden Hikmet Mert arkadaşım gönderdi. Yazının başlığı: "12 Eylül Bir Furyadır Gidiyor". Kısaltarak alıyorum:
"... Biz sağcı değiliz, ülkücüyüz. Biz ülkücüleri kimse vuruşturmadı, vuruşturamazdı da zaten... Aynı silahla hem ülkücü hem de devrimciler öldürüldü lafı bir şehir efsanesidir ve ülkücüleri küçültmeye yöneliktir. 12 Eylül darbecileri uydurmuştur... Biz ülkücüler bütün tercihlerimizi kendimiz yaptık.
Batı ve Amerikan emperyalizmine karşı verdiğimiz mücadeleyi aklımızın bir köşesine yazıp, yakın ve hayatî tehlike olan Sovyet emperyalizmi ile kıyaslayarak, yakın tehlikeyle mücadeleyi seçtik. Buna mecburduk. Hem stratejik hem de taktik bir seçimdi. Macaristan, Bulgaristan, Romanya, Polonya, Azerbaycan, Orta Asya Türk Cumhuriyetleri, Çekoslovakya olmak, Sovyet çizmesi altında yutulmak, ezilmek istemiyorduk. Hiçbir dış güç ile bağlantı ve ilişkimiz olmadı.
Silahlı silahsız ne karar verdiysek ne araç kullandıysak kendimiz seçtik... Toplanıp karar alır gereğini yapardık. Ve o günün şartları altında doğrusunu yaptık.
12 Eylül öncesi mücadeleyi aşağılamaya yönelik yorumları esefle karşılıyorum... Bizi kullanacak güç anasından doğmamıştı o günlerde.
12 Eylül öncesi kutlu mücadele başka bir şeydir. Bunu 12 Eylül Darbesi''yle kimse karıştırmasın.
Günahlarımıza ve sevaplarımıza sahibiz. Aklımız başımızda. Aynı şartlar zuhur ederse aynı şeyleri yaparız. Çünkü yaptıklarımız doğruydu." (70''lik ülkücü Ali Yıldız)"
Geçmişi geride bırakalım. Hangi fikirde olursak olalım, etnikçi tuzakçılara, yıkıcılara, emperyalizmin maşalarına karşı bir olalım.