Erdem!

Adamlar kötü niyetli ya. Herkesi kendileri gibi sanıyor. İktidar başarılı olunca üzüleceğimizi, Türkiye'nin başarısını içimize sindiremeyeceğimizi düşünüyor.

Acizliğe bakın.

"Türkiye Kronovirisü yenecek büyük ülke olacak"

Başka?

"Lider ülke olacak."

Daha başka?

"Parmakla gösterilecek."

Gösterilsin. Ve hepsi olsun.

Lider ülke olalım.

Her şeyi bize sorsunlar.

Hadi biraz da bencil olayım: Bizim sözümüzün üstüne söz söyleyen olmasın.

Türkiye iyi bir şey yaptı ve dünyada saygınlığı arttı diye üzülecek kim var?

Bundan kim gocunur?

Aklı başında hiç kimse.

Bunu şu iktidar bu iktidar yapmış hiç önemli değil. Yeter ki Türkiye bilinciyle yapsın. Olması gerektiği gibi, hukuka, evrensel ahlaka uygun yapsın.

Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü çiğnemeden yapsın.

İnsan haklarını gözeterek yapsın.

Buna rağmen başarıdan rahatsız olan varsa, anlarız ki onun derdi ülke değil, onun derdi başka bir şey.

Bizim böylelerine karşı ne saygımız olur ne de değer vermemiz söz konusu olur.

Antik çağ düşünürü Sokrat ahlaki erdemleri iki bin yıl önce şöyle sıralamıştı:

Adalet, cesaret, ölçülülük ve bilgi.

Sokrat'tan bu yana bu ölçütlerin daha iyisini koyan olmadı. İşte Türkiye'de asıl sorun da bu ve buradan başlıyor. Gazetecisinden, siyasetçisine kadar ülkedeki sosyal düzenin temel sorunu Sokrat'ın iki bin yıldan daha evvel altını çizdiği tek kelimede düğümlenip özetleniyor.

O yüce kavramın adı üç heceden ibaret.

Er-dem-ler!…

Bazı yazarların Sokrat'ı peygamber olarak görmesinin nedeni, ortaya koyduğu ölçütler olmalı.

Adeta ahlakın temel yasalarını belirlemişti.

Düşünsenize, "ölçülü ve adaletli" davranmayan yöneticiler, yazarlar, gazeteciler, troller vb. yüzünden sadece kişilerin değil tüm ülkenin başına neler geldi ya da geliyor?

Sırf "adaletli" olamayanlar yüzünden kimler ömürlerinin baharında hapis yatıyor?

Düşünün.

Kim ya da kimler hak ettikleri makamları alamıyor?

İhalelerde fesatla karşılaşıyor?

Kimler hatalı ya da yanlış bilgiyle halkın aklını çeliyor, düşünün.

Kimlerin adaletle hükmetmeye cesareti yok.

Kimler, sırf menfaatleri için, iyiye ve doğruya hükmedecekken, yanlışta ısrar ediyor?

Soruları da cevaplarını da artırabiliriz.

Sorunumuz o değil. Sorun, Türkiye'nin bütün sosyal sistemine sızmış, bütün damarlarına bulaşmış, bütün düşünce sistemlerini etkilemiş ve kendi kontrolü altına almış olan erdemsizlik sorunu. Türkiye'de hem siyasal ve hem de sosyal hayatın diğer boyunlarında, bir zihniyet probleminin pratiğine yansıyan erdem (ahlaki davranışlar) sorunu, yalan, yanlış uygulamalarla, çarpıtmalarla, benmerkezci bir ahlak düzeyi ile hepimizi rahatsız ediyor.

dfs-004-001-011-001.jpg

Yazarın Diğer Yazıları