Diyanet, laiklik, siyaset

Diyanet İşleri Başkanı ön saflara çekildi. Protokolde yeri 40. sıradaydı, şimdi 12. sırada. İlkin 30 Ağustos törenlerinde Genelkurmay Başkanı''nın önüne geçirilerek 12. sıraya getirilmesi manidar. Millî Mücadele''ye mi yoksa M. Kemal Atatürk''e mi gönderme? Her ikisi de aynı yere varır.

Bir gerçek var ki, M. Kemal Millî Mücadele''nin lideriydi. Onun önderliğinde ölüm kalım savaşı verildi. Ötelemek, düşmanlığa varan tavırlar almak cemiyette derin uçurumlar açar.

Bir taraf din içinde din getiriyor, Bir taraf laikliği istediği kalıba sokuyor. "Camiler açık ya... Diyanet İşleri Başkanlığı da var, yetmez mi?" diyor.

Mesele laiklikse, önce, M. Kemal''in yetiştiği Osmanlı idaresini düşüneceksiniz. Osmanlı Devleti''nin "modern dünya"da yerinin neresi olduğunu belirlediğinizde, adı konmasa bile laikliğe doğru hızlı adımlar atıldığını göreceksiniz.

Şunu da düşüneceksiniz: Esas olan Millî Mücadele''dir, esas olan toprağımızda hür olmaktır. M. Kemal''in getirdiklerini "arızalı" görüyorsanız kavga etmeyeceksiniz, ikna yolunu seçeceksin. Yanlışları, varsa eğer, bir bir ortaya koyacaksınız.

Dün ünlü ilâhiyatçı Prof. Dr. Abdülkadir Şener Hocamızın "şeriat ve fıkıh üzerine" değerlendirmesini okudunuz. Hocamızın sözü üzerine sözünüz var mı?

Prof. Dr. Yümni Sezen Hocamızın "laiklik ve İslâm"a dair anlattıklarını dört gün verdik. Son bölümde ne diyordu: "Türkiye Cumhuriyeti kurulurken, eğer laiklik ilkesi getirilmeseydi, yeni devletin başına gelecekleri düşünemiyorum bile. Eğer şimdi laikliği kaldırırsak IŞID ve Taliban''a hacet kalmadan, cemaat ve tarikatların merdivenaltı dinin, Türkiye''yi ne hâle getireceğini düşünemiyorum."

Eski Ak Parti Milletvekili Resul Tosun, laiklikle ilgili yazdı, tartışan tartışana. Anayasa''dan laiklik çıkarılsın, dediğini iddia ediyorlar. O, öyle demiyor. Yazının önünü arkasını peşin hükümsüz okumalıyız.

Millî Görüş''ün has kadrosundan olan Resul Tosun, Ak Parti kurulurken R. T. Erdoğan''a büyük destek vermiştir. Onun sahipliğinde ve yönetiminde çıkan Yörünge dergisi, katı sınırları olan bir dergi değildi. Ben de yazdım, başka arkadaşlar da yazdı. Diyebilirim ki, Ak Parti''nin şimdiki müttefikiyle aynı kaynaktan gelenler, daha önce, Yörünge''de dolaylı bir ittifak kurmuştu!

Nedendir bilmem, R. T. Erdoğan, bu kadar yakınında olan, kendisine büyük destek veren bir ismi bir kere milletvekili sıralamasına koydu -o da arka sıralar- bir daha koymadı. Bu beni şaşırttı. Resul''e de sordum. Güldü, bir şey demedi. Resul çok dürüsttür, hakkaniyetlidir. Harama asla el uzatmaz. Çifter çifter maaşı yoktur. Onun için mi? Neyse... Mevzuyu dağıtmayalım.

Mesele belirginleşti: "Laliklik" çok geniş kitleye nüfuz ettiği için, kavramın adı kalsın, içini biz dolduralım, diyorlar.

Anayasa''nın DİB''le ilgili 136. maddesini biliyor musunuz: "Genel idare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı, laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasî görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir."

Ali Erbaş ne yapıyor? Laikliğin içini "Ak Parti/Siyasî İslâmcı" harçla doldurmuyor mu?

İnternette bir görüntü dolaşıyor. Reis Bey, elinde mikrofon olan Ali Erbaş''a eğilmiş güya "Diplomayı sorana kâfirdir de." diyor.

Bu görüntü her şeyi anlatıyor.

Yazarın Diğer Yazıları