Bir çürüme olmasa, "mafya lideri" dedikleri isim çıkıp eski-yeni bakanların, bürokratların üzerine bu kadar gidemez.
Devlet umuru görmüş insanların, adı "mafya"ya çıkmış kişilere itibar etmesine bakıyorsunuz, şaşırıp kalıyorsunuz.
Hem "mafya" diyorsun, hem "devlet" olarak itibar ediyorsun, koruyorsun. Mecburen hapse girmişse, dört duvar arasını "kâşane" yapıyorsun.
Politikacı halkta karşılığı olmayana bu derece itibar etmez, ama karşılığı da ölçülemiyor.
Mafya haberlerine hiç girmedim. Neticede "mafya" diyorsunuz... "Doğru"yu nasıl bulacaksınız?
Bu sıra "Devlet"i parmağında oynatan, hemen her gün yayınladığı videoyla politikacıların ipliğini pazara çıkaran mı desem, suçlayan mı desem bilemeyeceğim, bir kişinin geçmişte Vahdet gazetesine verdiği röportajı okudum. Acaba "devlet"in yönetimi bu "tipler"e mi verilse diyorsunuz! Buyurun:
"Geçmiş tarihte mağduriyete uğramış insanların haklarını koruyabilmek adına bazen şiddete başvurduğum doğrudur. Haklarını korumak için yardımcı olduğum insanlara sorarsanız size bir dava adamı olduğumu söylerler. Hayatın gerçeklerinden uzak yaşayan tuzu kurulara şahsımı sorduğunuz da ise mafya olduğumu söyleyebilirler. (...) İnsanların yaratılırken onlara verilen fıtratları vardır. Belki ufak tefek hatalar yapsalar da fıtratlarının dışına çıkamazlar. Mafya olabilmek benim fıtratıma uygun değil. Ben kimsenin parasını haksız yere alamam. Ben hiç kimsenin namusuna göz dikemem, benden güçsüz diye kimseye zulmedemem, ancak bunları yapanlara karşı geçmişte yaptıklarım herkes tarafından zaten bilinir. Her günahın karşısında mutlaka bir intikam meleği olur. Birçok günahın karşısında intikam meleği olma görevini kaderim bana bahşetmişse ben bundan ancak onur ve şeref duyarım."
Bu zatın çok genç yaşında ismini, döneminde "en çok satan" bir gazetedeyken muhabir arkadaştan duymuş ve şaşırmıştım. "Fakirlere yardım ediyor. Çok iyi bir adam." demişti.
Bu adam nasıl kazanıp da yardım ediyor?
Yukarıdaki sözleri kazancının ipuçlarını veriyor.
İşin tuhafı, "mafya" tabir edilenlerin yolu çoklukla "millî" çizgiyle kesişiyor. Eğer bir "yardım sandığı" kurmuşlarsa, "Mazlumun yanındayız." diyorlarsa, vazgeçemedikleri çizgide de bir şeyler yapma, halkı kazanma kaygısı (veya hissiyatı) taşıdıklarından herhâlde!
Yukarıdaki ifadelerden "zalimden", "halkın sırtından geçinenlerden" şu veya bu yolla "topladıklarını" anlıyorsunuz.
Her gün yeni açıklama, her gün yeni tartışma. Bu laçkalıkta "organize suç örgütü lideri" dedikleri adaletin baş savcısı!
Devletin haber ajansının bir muhabiri bile, sorunun muhatabı olmayanlara, "organize baş savcı"dan aldığı cesaretle öyle yorumlu soru soruyor ki, gazetecilik bu değil, diyorsunuz.
Bizim kimliğimiz belli. Çok insanla röportaj yaptım. Ve üniversitede gazetecilik dersi verdim. Aykırı cevaplar insanı tartışmaya zorluyor. Şimdiki Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vuçiç''le röportajımdan bahsetmiştim. Vuçiç. Daha 20''li yaşlarında Radikal Parti''nin genel sekreteriyken, Balkanlarda oluk oluk kan aktığı sırada, Belgrat''ta, parti merkezinde konuştuğumda, çok farklı ifadeler kullanmış, kendimi tutmakta zorlanmıştım. Sonra baktım. Hakikaten tartışmaya girmeyeceğimi sadece soracağımı söylemişim.
Gazeteci bile kafalandığına göre "organize" bir şeyler var. Ama ne?
Yakında öğreniriz.
