Cilâlı Cahiliye Dönemi

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesindeki bir “ilâhiyatçı dost” arada bir e-posta gönderir. 11 Ağustos’ta çıkan yazımın son cümlesi için “Çok isabetli.” diyor. (Şöyle yazmıştım: “Bir fetvacınız varsa soymak serbest.” )
R. E. Erdoğan ve etrafı dini kullanmıştır. Eğer yazılanlar doğruysa bu zat aldığı oylardan memnun değil. Hz. Peygamber’i örnek göstererek: “Peygamber Efendimiz’i bile desteklemeyenler olmuştur. Bizi de yüzde 52 destekledi.” demiş.
Meselenin nereye vardığını siz düşünün artık! “İlâhiyatçı dost”un mektubu tam da bu sözü açıyor:
“Arslan Bey, hatırlarsınız, Cenab-ı Peygamber a.s. tebliğe başladığında, Araplar: ’Bize melek gelmeli değil miydi?’gibi ifadeler kullandılar ve Hz. Peygamberimizin, kendileri gibi insan olarak elçi olamayacağını tekrar ettiler.
Oysa, bildikleri Muhammed, geçmişi pırıl pırıl, düzgün; müstakim bir hayat yaşamış ve bu yönü ile kavminden temeyyüz etmişti [Ayrılmıştı, öne çıkmıştı. A. T.] Ayrıca, bir metin okuyor, bir söz söylüyor, bunu görmeleri gerekirken görmüyor, duymuyorlar. Oysa, o söz Allah kelâmı. Yani, adamlar, o üstün söze de direniyorlar.
Bunu insan psikolojisi açısından anlattım. Benim yakınlarım var, hem de arkadaşlarım, ilâhiyat tahsilli. Bir örnek veriyorum, diyorum ki: ’Halk arasında ’Ömer’in mumu, devletin mumu’diye bir tabir var. Bu tabiri doğru buluyor musunuz?’ diye soruyorum. Cevap: ‘Elbette, İslâm, işte böyle büyük din...’ gibi sözler. ‘Peki, Hz. Ömer böyle yaptığına göre, onu seven onun yolunda olan da, başbakanlık imkânını, şahsî yarışı olan c.başkanlığı seçiminde devletin tüm imkânlarını kullanarak yapıyor, bu doğru mu?’ diyorum. Cevap: ‘Ama o başbakan. Güvenliği sağlanmalı...’ bir sürü mazeret. ‘Peki’ diyorum, ’Hz. Ömer yalnız başına camiye giderdi, onun güvenliğini idrâk edememesi söz konusu mu?’ Cevap: ‘O devir başka, bu devir başka.’
Bakın, Milli Görüş, tıpkı geçmişteki İslâma izafe edilen cereyanlar gibi, Batı’nın üzerinde çok iyi çalıştığı bir sonuç. Ahmet Yaşar Ocak Hoca’nın ‘Türkiye Sosyal Tarihinde İslamın Macerası’ adlı kitabının arka kapağında, Bernard Lewis’ten: ” Başka hiçbir Müslüman millette olmadığı kadar benliğini İslâma gömmüş bir millet “ sözü yazılıdır. Lewis, Türkler için söylemiştir.
Bu sözü, unutmamamız lâzım. Çünkü, İbni Haldun’a göre, genlerine işlenmiş bir İslâm intisabı bu halkı kandırmada, yönlendirmede bulunmaz fırsat. Bu milletin anasına söv, dedesine söv, geleceğine söv, kuvvetli tepki alamazsınız; çünkü, bunlar değil, din önemli vurgusu zihinlere çakılmıştır.
Nitekim, bugün Müslümanlığını borçlu olduğu ecdadına namusluca takdirde ve minnet ifadesinde bulunan kaç kişi var?”
“İlâhiyatçı dost” önemli bir meseleye parmak basmıştır. “İslâmdan başka İslâm mı var?” sorusuyla karşılaşıyoruz.
“Dost” un yukarıda bahsettiği Prof. Dr. A. Yaşar Ocak’ın kitabı benim de masamın üzerindedir. Kitaptan daha önce bahsetmiştim.
“Dost” İbn Haldun’dan örnek veriyor. İnsanlarımız İbn Haldun’u anlayabilseler, R.T. Erdoğan ve gibilerinin esâmesi okunmaz. R. T. Erdoğan ve gibilerinin anladığı İslâm; İslâm cilâsı çekilmiş Cahiliye Dönemi’dir!
“Dost”un sözünün arkası var. Döneceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları