Bu kadar Kur'ân kursu isabet mi?!
Türkiye''nin Talibancı damarı içten içe hedefe yürüyor.
Hiç aklınıza geldi mi? Ku''ân kursları neden açılıyor? Temel eğitimde din dersleri verilirken, yaz kurslarında camilerde Kur''ân''ı okuma öğretilirken, dinî bilgiler takviye edilirken, yıl boyu Kur''ân kursları açılması size tuhaf gelmiyor mu? Sibyan okullarından bahsediliyor. Bir de Kur''ân ezberleme kursları var. Cuma namazına gidenler bilirler; camilerde falan yerde hafızlık kursu binası için para toplanacak... Böyle anonsları sık duyarsız.
Kişinin iradesi dışında, bir mecburiyet gibi, Kur''ân-ı Kerîm''in ezberletilmesine şiddetle karşıyım. Neden karşı olduğumu birçok defa yazdım. Bu çağda Kur''ân ezberletilmesinin bir mantığı yoktur. Ezber yerine Arapça öğretilsin. (Bu meselelere sonra yine döneriz.)
Ak Parti iktidarının ilk yıllarında Kur''ân kursu sayısı 3 bin 699''muş. Şimdi 20 bin dolayında kurs var. Köylere kadar yayılmış. Bodoslama Kur''ân kursları açılıyor. Bunlar devletin açtığı kurslar. Ayrıca tarikatların/cemaatlerin kursları var. Ve bunların sayılarını, kurs şartlarını bilmek imkânsız...
İlimsiz ve kontrolsüz gidiliyor. Bunun sonu tortulaşmış cehalet, tortulaşmış ideolojidir. Asr-ı Saadet''e varacağız derken, Cahiliye''ye yol almaktır.
Bakın "lâ-dinî" Atsız 1967''de ne diyor:
"Türkiye''de öğrenci vasfına lâyık topluluk bir dereceye kadar İmam-Hatip okullarında var. Dinî inançla birlikte eski bir Türk terbiyesini sakladıkları için bu çocuklarda bir üstünlük derhal göze çarpıyor. Bunlar dinî bilgilerle birlikte çağdaş bilimleri de öğrenerek yetiştikten ve halka hitap etmeye başladıktan sonra Türkiye''nin manzarası değişecektir. Eski hocalar ''milimetre''nin ve ''Venezuela''nın ne olduğunu bilmeyecek kadar cahildiler. Arapçayı da bilmiyorlardı. İmam-Hatip okulları öğrencileri seçkin ve millî şuurlu öğretmenler elinde yetişirse yurt için büyük kazanç olur. Atatürk medrese ve tekkeleri kapattığı zaman bir Yüksek İslam Enstitüsü açsaydı şimdiye kadar yetişmiş olacak olan birkaç bin aydın din adamı Diyanet İşlerinin başında ve sıra görevlerinde bulunur, ''radyonun içinde melekler vardır; konuşan onlardır'' diyen Kürt Sait gibi karacahil yobazların ardından binlerce gafil Türk gitmezdi." (Atsız, "Konuşmalar 1", Ötüken, S. 40, Nisan 1967''den nakleden Nergishan Tekin, Nihal Atsız, Kariyer Yayınları, 2015)
Atsız, "Türkçülüğe Karşı Haçlı Seferi"nde, M. Kemal Atatürk''ü de katarak "dinî sahanın ihmal edildiği" üzerinde durur, ağır ifadeler kullanır.
Bu yıl sonu aralık başında Eğitim Şurası toplanacak. Burada Kur''ân kursları, imam hatipler, çağdaş eğitim için ne yapılmalı, hepsi bir bir masaya yatırılmalıdır, diyorum ama umudum yok.
İnanın tepe aşağı yuvarlanıp gidiyoruz. Fırsat bu fırsat deyip Kur''ân kursları, imam hatipler açmalar, ilahiyatları İslâmî ilimlere dönüştürmeler, düşünmeyi, yorumlamayı değil; kalıpçı fikirleri telkin etmeler, bir bakmışsınız bütün cemiyeti cendereye sokmuş, en karanlık noktaya getirmiştir.
Maalesef akıl askıya alınmış, ideoloji tavana çıkartılmıştır.
Dinî eğitim belli ölçüde mekteplerde verilmelidir. Yaz kursları da açılmalıdır. Zamanında çocuklarımın dinî donanımı için özel çaba gösterdik. Kurslara da gittiler, özel ders de aldılar. Hiçbir surette imam hatip liselerine göndermeyi düşünmedik. Kaldı ki, ikisinin annesi imam hatipte edebiyat dersleri verdi. Bu mekteplerde çözülmeyi fark etti, "Aman uzak dursun!" dedi.
Bilmiyorum... Belki de Hak Teâlâ, önce musibeti gör, sonra aydınlığa çıkarsınız, buyuruyordur.