Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

Bu haklardan onlar bahsetmez. O halde biz bahsedelim…

Anayasa''nın 10. maddesinde "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir" diye yazar. Bu hüküm neden yeterli olmadı bilmiyorum; 2004 yılında aynı maddeye bir de şöyle bir ifade eklendi:

"Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür."

Niyette eşitlik olmayınca, elbette, bu ifade de yeterli olmadı. Zira, devleti yönetenler, Anayasa''nın bu açık hükümlerini, -üstelik kendi iktidarları döneminde yaptıkları eklemeyle çok daha açık olan eşitlik ibaresini- yok saymayı, bunun yerine kadın ve erkeğin eşit olmasının fıtratları gereği mümkün olmadığını söylemlerine taşımayı tercih ettiler. Kadın haklarından bahsetmeyi, kadını metalaştırmak olarak nitelendirdiler… Oysa, kadının eşitlik talebi, eşit haklara ve bu haklardan eşit şekilde yararlanma olanağına sahip olmaktan ibaret. Neticede iktidarın suçlayıcı, saldırgan yönetim anlayışı, böylesine makul bir beklentinin karşısına da çıktı.

Bugün, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Yine ülkeyi yönetenler çıkıp kadını konu alan konuşmalar yapacak ancak konuşulan yine kadının hakkı değil, kadına hak gördükleri şeyler olacak; kadının HAKKI DEĞİL, yeri, anne veya eş sıfatı öne çıkarılacak...

O halde, biz bahsedelim kadının haklarından…

Kadının hakları

Eğitim… En başta eğitim, erkek çocukları için olduğu kadar kız çocukları için de bir haktır. Nitekim Anayasa madde 42''ye göre, "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz". Aksi durum, Türk Ceza Kanunu''nda yer alan (madde 112) ve eğitim hakkını engelleyen kişiyi 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile karşılaştırabilecek "Eğitim ve öğrenim hakkının engellenmesi suçunu" meydana getirir.

Çalışma… Çalışma, erkekler için olduğu kadar kadınlar için de haktır ve bu hakkın kullanılması durumunda "eşit işe eşit ücret" ilkesi gereği, İş Kanunu''nun 5. maddesi uyarınca, "Aynı veya eşit değerde bir iş için cinsiyet nedeniyle daha düşük ücret kararlaştırılamaz".

Boşanma durumunda… Ayrılmak isteyen kadın için boşanma davası açma, bir haktır. Hatta Türk Medeni Kanunu''na (madde 197) göre, ailenin huzuru ciddi bir biçimde tehlikeye düşmesi halinde eşlerden her birinin ayrı yaşama hakkı da vardır. Evliliğin eşinin kusurları nedeniyle sona ermesi halinde tazminat talep hakkı, ekonomik durumuna göre tedbir ve yoksulluk nafakası hakkı, evlilik içerisinde edinilen mallardan pay isteme hakkı, çocuklarının velayetini talep hakkı, müşterek konutun kadının kendisinde kalması hakkı vardır.

Şiddete maruz kalınması halinde… Şiddet eğiliminde olan veya şiddet uygulayan eşine karşı, konuttan ve iş yerinden derhal uzaklaştırılması ve kitle iletişim araçları da dahil kendisine ulaşmasını önleme yönünde tedbir kararı aldırma hakkı bulunur. Ayrıca bu durumda kadının eşinin zorlama hapsiyle cezalandırılmasını talep etme hakkı da vardır.

Tüm bunların üzerinde ise, yaşama hakkı vardır kadının, sadece insan olmasından kaynaklanan... Dilediği kişiyle evlenme veya hiç evlenmeme hakkı vardır. İstediğini giymeye, istediği yere gitmeye, istediği şekilde gülmeye hakkı vardır kadının.

Kadının uğradığı haksızlıklar

Görüldüğü üzere, dile getirildiğinde oldukça basit görünür bu haklar. Sanki herkes biliyordur ve belki de gerçekten de herkes biliyordur ama hakkın fıtratı da budur; bilmek yetmez. Devletin bazı edimlerini yerine getirmesi gerekir. Bu hususta toplumsal duyarlılığın oluşması için çaba harcanması gerekir. Hakların uygulanması için koşulların oluşturulması ve bu hakların korunması gerekir…

Toplumsal adalet, kadın ve erkek eşitliği olmadan sağlanamaz. Bu yüzden, söz konusu eşitlik yalnızca kadınları ilgilendiren bir mesele de değildir.

Neticede, çok da bir şey değil, yalnızca insani şartlarda yaşamak istiyor kadın. Özgürce ve eşitçe…

Yazarın Diğer Yazıları