Bir bildiriden korktular!
Emekli askerler sırf gece yarısı bildiri yayınladılar diye göz altına alınmaya başladılar. Gündüz yayınlasalardı alınmayacaklar mıydı? Onlara da R. T. Erdoğan'ı örnek oldu. Tartışılan kararnamelerini gece imzalamıyor mu?
Ak Parti başkan vekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş'u, bildiri tartışmalarının ilk günü iki ayrı kanalda dinledim. Söylediği şu: Niye darbeciler gibi gece yarısı yayınlıyorlar? Bir basın toplantısı düzenleyip bildirilerini okuyabilirlerdi. Bu mealde...
Adamların elinde silah yok. Nasıl darbe yapacaklar?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı "re'sen" (acaba?) harekete geçmiş! İmza toplamayı organize edenleri içeri alıyor.
Kim isterse Türkiye'nin âlî menfaatleri için görüşlerini açıklar; ister bildiri yayınlayarak, ister çıkıp konuşarak.
Biz fakülte (DTCF) arkadaşları olarak 200 imzalı bildiriler yayınladık. "Turan" için, "Andımız" için...
Herkes bildiği, inandığı alanda yürüyor.
Denizciler de Montrö Antlaşması'nın tartışmaya açılmasına, tarikat/cemaat şeflerinden emir alanların orduya sızmalarına karşı bildiri yayınladılar.
Bildirinin özünü tekrar veriyorum:
1- Türkiye'nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesinin tartışma konusu yapılmasına/masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.
2- TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz. (...) Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir.
Emekli 126 büyükelçi de "Montrö" diyerek, "Atatürk devrimleri" diyerek bildiri yayınladılar ve üstelik iki defa bu bildiriyi gündeme getirdiler. İfadeleri daha da ağır.
Emekli amiraller askerlikten geldikleri için mi suçlular?
Bazı akılları ermeyenler, "Madem denizcisiniz, Yunanlar Ege'de adalarımızı, kayalıklarımızı işgal ederken neredeydiniz? Şimdi bildiri yayınlıyorsunuz?" diyorlar. Gülünç değil mi?
Siyasî irade karar verir, asker uygular. Suriye'ye Irak'a asker kendi başına mı girdi?!
Muhalefet partileri boşlukları dolduramayınca, düşünen beyinler hareket geçiyorlar. Bundan memleketimiz adına gurur duymalıyız. Yeter ki, ülkeye kastı olmasın.
Ülkeye kastı deyince... Dün, 1128 imzalı PKK militanlarına destek bildirisini söz konusu ettim. PKK bildirisine imza atan öğretim üyelerini sonunda Anayasa Mahkemesi "temiz"e çıkardı... Neymiş? Fikirlerini söylüyorlarmış.
Ne fikir söylemesi!.. Cephe gerisinden PKK'ya destek sağlıyorlardı. Biz de yazdık, çok insan da yazdı.
Hâlbuki, gerekçeli kararın girişinde PKK bildirisi imzacıların nasıl ihanet içinde olduklarını da ima ediyor AYM üyeleri.
PKK bildirisinde suç yok deniyorsa, hiçbir surette emekli amirallerin bildirinde suç bulunamaz. Bu bildiri, dediğimiz gibi, 126 diplomatın bildirisinin versiyonu.
Amiraller, 316. maddeden gözaltına alındılar. Hukukçuların yazılarına baktım, bu madde için "Anayasal düzenin işleyişine karşı suçlardan herhangi birini işlemek"ten bahsediliyor.
Bildiride var mı böyle bir şey!
Korku salmak, ileride korku salanlara zarar verir.