'Beton Kanal', dert sıralamanın neresinde?
İstanbul Kanalı ısrarı gerçekten İstanbul Boğazı''nın yükünün hafifletilmesi için midir?
Şimdiye kadar büyük projelerin altında bit yeniği arayanlar hep haklı çıkmışlardır. Adamına göre proje hazırlanınca, bit yeniği aramalarının sebepsiz olmadığı görülüyor.
İki büyük basın-yayın bloğu iktidarın elinde. Evet, aynen öyle.
Fethullahçılar biliyorsunuz iktidardan epey nemalandılar. Öyle bir noktaya geldi ki, "geldi ki" demeyeyim, bilmiyoruz çünkü; sonradan öğreniyoruz, gelmiş ki, iktidar neredeyse el değiştiriyordu. Allah''tan Saray uyandı ve ülkenin sömürgeleşmesinin önüne geçildi. Bunu kabul edelim. Ne yazık ki, hasarın telafisi şu an mümkün görünmüyor.
Saray uyanınca, kaleyi içten fethetmek isteyenlerden saldırılar peş peşe geldi. Devletin nasıl soyulduğunu bir bir ortaya çıkardılar. Anlaşılan, ne olur ne olmaz, tedbirimizi alalım, demişler, stok yapmışlar. Birçoğu eklemeli videolar, yayınlar olsa da içinde "küf" olmadığını kimse söyleyemez. Ortaya saçılmış rüşvetler, deste deste paralar var... Ve devletin iş verdiği müteahhitlerle basın-yayın bloğu satın alınması için üst makamlardan gelen para aktarın direktifleri var. Her büyük müteahhitten 100 milyon dolar istenmesi meselesi... Bu ikrar edilmiştir. 100 milyon dolar istenen şirketlere bakın, bugün de en çok ihale verilen şirketlerdir. Dikkat "verilen" diyorum. İhale kanunu 192 defa değişir mi?!
Daha deşmeyelim, çok "şey" çıkacak...
Ziraat Bankası''nın kredisiyle alınan bir başka basın yayın bloğu meselesi var ve asıl mesele, kredinin ödenmemesi. Ziraat Bankası''nın genel müdürü, en son öyle bir açıklama yaptı ki, sade suya tirit, derler ya öyle. Bir ödeme olsaydı. Göğsünü gere gere söyleyecekti. Kredi verilen gruptan hiçbir ses yok. "Nasıl böyle bir iftira atabilirsiniz!" diyebilirlerdi. "Sükût-ikrar" bağlantısı kurabilirsiniz.
İstanbul Kanalı için halk ikna edilemedi. Kanal projesi konuşulduğu sıra İstanbul''da belediye başkanlığı seçimleri kızışmıştı. Projeyi halk kabullenseydi, muhakkak iktidar tarafına oy verirdi. Büyük bir farkla Ekrem İmamoğlu kazandı.
E. İmamoğlu, İstanbul için cazip olsa, Türkiye için cazip olsa ve dünya için -evet dünya için; çünkü, bu kanal bir Türkiye meselesi değil; dünya meselesi- cazip olsaydı, Saray''ın ısrarına niçin karşı çıksın?
İBB Başkanı önceki gün, aşılması gereken problemleri sıraladı ve "Kanal sıralamaya bile girmez. Bu sadece ve sadece bir çıkar grubunun para kazanmak olarak gördüğü bir çalışma." dedi:
"İstanbul''un gündeminde az önce saydığım şeyler vardır, ''Beton Kanal'' yoktur. Beton kanalın bütün sıkıntılarını ben anlatıyorum. Bu kâbusu ben hissediyorum. Çünkü onlarca brifing aldım. Marmara''yı yok eder demeyen gerçek bir bilim insanına rastlamadım. Sazlıdere barajını alıp götürüyor. Sazlıdere''yi durup dururken yok edeceğiz. Bu işe niyet eden, bu projeye para veririm bu ülkeyi borçlandırırım diyen her akılın oturup bin kez daha düşünmesini öneririm; zira iki yıl sonra hukuken de vicdanen de hiç kimse ülke adına muhatap olmaz onlarla. Ne parasına dair ne de müteahhitle ilgili sürecine dair... An ve an takipteyiz."
Kanalda ısrar, İstanbul Belediyesi''ni karşına almaktır, dolayısıyla halkı karşına almaktır.
Olmayacak şartlarda ille Kanal açılacak deniyorsa, bir başka yönetim şeklinden bahsediyoruz, demektir.