Beşşâr Esad, başkanlık seçiminde büyük başarı gösterdi!
Karşısında iki "dişli" rakibi vardı. Oy sandıkları açılana kadar yüreği ağzındaydı. İlk açılan sandıklarda ezici çoklukla oyların kendisine çıktığı haberini alınca öyle bir ferahladı ki, "müjde"yi getirenleri, koruma ordusunu unuttu, hanımına sarıldı, "Gördün mü hatun, halk beni ne kadar seviyor!" dedi.
Çok geçmeden "bütün ülke"de ve yurt dışı temsilciliklerinde seçim sandıkları açıldı; hiçbir "şaibe"ye, hiçbir dedikoduya, hiçbir dudak bükmeye mahal bırakmayacak bir başarı elde etti. Yüzde 99.9 oy alamasa da, yine oyu yüzde 90''ı aştı.
Şu zor zamanda kim böyle bir oy alabilir!
Eski "dost" R. T. Erdoğan ilk girdiği başkanlık yarışında ancak yüzde 52.6 oy alabildi. Gerçi birtakım katakullilerden bahsedildi ama rakiplerinin uydurmaları tabiî... Kıskananlar çatlasın. Yüzde 52 küsur gibi gerçekçi bir oy var mı?!
Beşşâr, Sünnî''si, Nusayrî''si, Hristiyan''ı, Arap''ı, Kürt''ü, Türkmen''i hemen bütün oyları silip süpürdü, kendisine gelmeyen yüzde 4,9 oy için de "Sadakam olsun." dedi.
Beşşâr''ın ilk seçimi 2014''teydi. Ancak yüzde 88.7 oy alabilmişti! Demek ki halk bu seçimde olağanüstü teveccüh gösteriyor ve 6 puan daha artırıyor!
Seçimlerin gözlemcisi bile vardı: İran heyeti. Bu seçim tartışılabilir mi?!
Ne kadar sağlıklı nüfus sayımı yapıldı, bilinmiyor, Suriye''nin 2012 nüfusu 22-23 milyondu. 13 milyon 540 bin 860 oy almış. İran gibi bir devlet "gözlemci" idi! Elbette yalan söyleyemezler. Yoksa hemen rapor edilirler!
İşin gerçeği; Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği''nin açıklamasına göre 6,6 milyon Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Birleşmiş Milletler İnsanî Yardım Koordinasyon Ofisi''ne göre, 6 milyon 702 bin kişi ise ülke içinde yerinden edildi.
Türkiye''deki Suriyeli, resmî rakamlara göre 3.7 milyon. Kim bilir kayıtlara girmeyen ne kadar kaçak Suriyeli vardır.
Savaşta bir milyona yakın insanın ölümünden bahsediliyor. Ülkenin yarısından fazlası boşalmış.
Beşşâr''ın ajansı SANA''nın haberine göre; Beşşâr devlet seçimde oyların yüzde 95,1''ini almış. Seçime katılma oranı ise yüzde 87,64!
Geçmişte Orta Asya ülkelerinde devlet başkanlığı seçimlerine şahit oldum. Bir ülkede bir üniversitenin rektörü, bulunduğumuz bölgede, "kudretli" başkan adayının seçim bürosu şefiydi. Rektörle görüştüm... "Kudretli" kişi için nasıl sevinçliydi. (Türkiye''de bazı rektörlerin tartışmalarda hemen bildiri yayınlayarak "Reis''imizin yanındayız" demeleri bana her seferinde bu rektörü hatırlatır!)
Bir başka Orta Asya ülkesinde, bizzat takip ettiğim seçimde, o ülkenin "kudretli" adayıyla başkanlık yarışına giren zat, kendisine oy istemedi, "kudretli"ye oy istedi!
Şam''ın seçiminden sonra gazetelere göz attım... Birçok gazete "Esad kazandı" diye yazıyordu!
Olanları görüyorsunuz... "Ankara, Şam''la görüşmelidir." teranesini bırakalım. Şam, Rusya ve İran''ın kontrolünde. Türkiye zaten bu ülkelerle görüşüyor.
Şam''la görüşme, bu kadar yıkımdan, bu kadar ölümden sonra, "Sen meşrusun." demektir. Daha ötesi, bizim girdiğimiz bölgeler için "Senin adına idare ediyoruz. Geri vereceğiz." demektir.
Bir daha yazayım: Suriye''ye, girdiğimiz yerleri terk etmek, kalbimize hançer saplamaktır!
