Barajı düşürmek neyi halledecek?
"Baraj" tartışılıyor. Seçim barajı aklınıza gelebilir. Hayır; üniversiteye giriş barajından bahsediyorum. Yakında seçim barajı da tartışılacak. İki baraj için de hazırlık, erken seçime gidiş işareti olarak gösteriliyor. Salgından, ekonomiye, tabiat olaylarına kadar afet üzerine afet yaşanılan şu zamanda muhalefetin "erken seçim" demesi bana pek manalı gelmiyor. İktidardakiler neden erken seçim istesinler ki... Saray ne olursa olsun iktidarda kalmak mecburiyetinde. Ama nasıl kalır? Halkı ikna ile, karşılıklı rızayla mı yoksa, hileyle mi? Açık oy gizli sayımla mı? İktidarın yenilgisi mukadder. Yenilgi demek; bir sürü dava demek, hapis demek... Ayrıntıya girmeyelim.
2021 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı''nın (YKS), Temel Yeterlilik Testi''ne (TYT) katılan adayların yüzde 32''si barajı geçememiş. Tercih hakkı olamayınca üniversite kontenjanları boş kalıyor.
Önceki akşam, bir özel üniversitede ders veren bir arkadaşımla konuşuyorduk. "İyi ki baraj düşürüldü. Yoksa vakıf üniversiteleri boş kalacaktı." dedi.
Başka konuştuklarım da oldu. Vakıf üniversitelerinde ders verenlerin hepsi barajın düşürülmesinin şart olduğunu söyledi.
Yakından gözlediğim vaziyet şu ki, barajın düşürülmesi vakıf üniversiteleri için gerekli. Hâliyle öğrenciler için de gerekli. "Niye baraj düşürüldü!" demenin bir manası yok.
Hayat normal olsaydı, dersler uzaktan görülmeseydi, baraj tartışmaya açılırdı. Çünkü, eğitim kalitesi barajı etkiliyor. Baraj altında kalanlar incelensin bakalım, kaçı üniversiteye hazırlanırken yan destek alabildi? Salgın endişesi taşısalar dahi istikballeri için, açık veya korsan yüz yüze kurslara gidenler çoklukla büyük şehirlerde. Üniversitede barajı geçenler, istedikleri bölümü kazananlar onlar.
Barajın düşürülmesini bir müjde gibi verenleri anlayamıyorum. YÖK Başkanlığı böyle bir açıklama yapması gerekirken, Reis Bey, güya gençlere iyilik yaptığını, lütufta bulunduğunu düşünerek ortaya çıkıyor. Ama yanılıyor.
Şu akla geliyor mu? Müjde, parası olan için. Çoklukla vakıf üniversitelerine gidilecek. Ücretleri karşılamak kolay mı?! Birçoğu giremeyecek, kontenjanlar yine dolmayacak.
Her ile, birçok ilçeye üniversite ve fakülte açıldı. 131 devlet ve 78 vakıf üniversitesi var. Şu salgın döneminde, birçok vakıf üniversitesinin öğretim üyelerine yol verdiği haberleri geliyor. Öğretim üyesi az olunca yükü de ağır oluyor.
Denildiğine göre öğrenci başına düşen öğretim üyesi sayısı bazı üniversitelerde 300 öğrenciye kadar çıkıyor. Dünya ortalamasının ise 14 olduğundan bahsediliyor. Bu hesap biraz abartı geldi ama Batı''yla aramızın çok açık olduğu da biliniyor.
Öğretim üyeleri araştırıcıdır. Yeni şeyler ortaya koymak mecburiyetindedir. Ağır yükü nasıl kaldıracak, nasıl araştıracak? Bazı üniversitelerde akademisyenler kart basıyormuş. Bu çok şaşırttı beni. Fabrika mı orası?!
Asıl müjde eğitim kalitesinin yükseltilmesi. Ne yazık ki, hiç umudum yok.
***
Bahsetmeden geçemeyeceğim. Önceki akşam, Reis Bey Kanal D''ye çıktı. Biraz dinledim. Hiç teklemeden, öyle sıralamalar yapıyor, öyle rakamlar veriyor ki, bu kadar derdin, bu kadar meselenin içinde, o veya başkasının, bunları akılda tutması, peş peşe sıralaması mümkün değil. Demek ki, sorular gazetecilere verildi, bu soruların cevapları yazıldı, promptere yerleştirildi. Başka izahı yok demiştim. Hakikaten öyleymiş.
İlk defa cevaplar prompterden okunuyor. Ak Partililer "ileri teknolojileri"yle övünebilirler!
Tarihe geçecek bir mülâkat.